Batının “İslami” patentli teröre karşı gösterdiği
aşırı tepki korkusundan mı? İslam’a olan nefretinden mi? Yoksa İslam ülkelerine devam eden ve ihtiyaç
anında yapacakları yeni saldırılara bir hazırlık mı? Üçü de mümkün ve muhtemel.
Belki de her birinin üçte bir oranında payı var.
İslam âleminde “İslam” adına hareket ettiğini
söyleyen büyük iki terör örgütü var; Afganistan menşe’li el-Kaide ve Irak
menşe’li İşid. Afganistan neredeyse iki asırdır değişik ülkelerin istilasına
uğramış bir ülke. Irak da öyle. Nüfus oranları göz önünde bulundurulduğunda bu
iki örgüte daha çok Batıda yaşayan Müslüman gençlerden katılımlar oluyor.
Filistin’de bir ara el-Fetih, terör örgütlerinin
başında geliyordu. Hala Hamas bazı ülkelerce terör örgütü kabul ediliyor.
Filistin’e batı destekli İsrail zulmü malum, her yıl saldırılar tekrar
ediliyor. Dünyanın gözü önünde katliamlar tekrar ediliyor. Son saldırıda
ölenlerin çoğu çocuk.
Türkiye’de silahlı şiddete başvuran terör
örgütlerine bakın; DHKP C ki daha çok Alevilerden oluşuyor, PKK ise Kürtlerden.
Bir zamanların İslam adına hareket ettiğini söyleyen Hizbullah örgütü de yine
Kürtlerden oluşuyordu. İnsaf sahibi hiç kimse Alevi ve Kürtlerin baskı ve zulüm
görmediklerini, kimi zaman horlanıp dışlanmadıklarını söyleyemez.
Hem dışarıda ve hem içerideki terör örgütlerine
dair söylemimiz genelde bunların dış güçler tarafından kurulup yönetildiği
şeklinde olmuştur. Bir an için bunun böyle olduğunu kabul edelim. Bu insanlar
nasıl bu kadar taraftar bulabiliyor? Uygun zemin olmazsa bu kadar taraftar
bulabilirler miydi? Hem bu teröristler çelik-çomak oynamıyorlar canlarını feda
ediyorlar?
Terörün dinle yahut din anlayışıyla bir ilgisi
yoktur ama teröre başvurmak istersen kendine delil üretirsin. Özellikle kendi
şartları içerisinde oluşmuş fıkıh kaynaklarındaki fetvalara sözünü ettiğimiz
bakarak başvurursanız bol malzeme bulursunuz. Din konusunda problem Kur’an’ı
değil de yaşadıkları dönem ve şartlar içerisinde ve aslında geçici olan
âlimlerin içtihatlarını evrensel geçerli saymaktır.
Önemli olan, şiddete başvuran bu insanların
haletiruhiyeleri ve onları bu haletiruhiyeye sevk eden nedenlerdir. Bu
nedenleri ortadan kaldırmadıkça terör sürer gider.
İslam âleminde sözünü ettiğimiz haletiruhiyenin
asıl müsebbibi Batı, Amerika ve her ikisinin desteklediği İsrail’dir. İslam
âlemini işgal ediyorlar, her türlü işkenceyi uyguluyorlar. Zulüm, tecavüz,
gökten yağan füzeler, bombalar ve daha nice baskı ve aşağılamalar, hep bu
ülkeler tarafından yapılıyor. Müslüman devletlerin yöneticileri ya dik bir
duruş sergilemiyorlar yahut makamlarını korumak için bu durum işlerine geliyor.
Fransa’da teröre karşı yapılan ve Batı
değerleriyle ilişkilendirilen liderlerin yürüyüşüne gelince, Batı’nın
ikiyüzlülüğünden başka bir şey değildir. İslam âleminde her gün Fransa’da
öldürülenlerin onlarcası katlediliyor. Batı ya seyirci yahut teşvikçi, daha
önemlisi asıl müsebbibi onlar. Kuşkusuz bunda Müslümanların da payı vardır ama
asıl müsebbip onlar.
Batı değerleri Batılıları koruma, onlara,
başkalarını aşağılayıp sömürme imkânı sağlayan değerler ise, kendileri efendi
başkaları köle ise bular değer değildir.
Makul düşünebilen bütün insanların gönlüne su
serpecek, mesela dünyanın neresinde ve kime karşı yapılırsa yapılsın, karşı
çıkılacaktır. Başka insanların değerleri ve kutsallarıyla alay ve onlara
hakaret edilmesini kınıyoruz. Camilere, kiliselere, havralara ve diğer dinlerin
mabetlerine yapılacak saldırılara karşıyız. Bundan böyle devlet terörüne de
karşı çıkılacak, güçlü devletler zayıf devletleri sömürmeyecek vs. gibi
hususları içeren bir bildiriyle bu yürüyüş yapılsaydı o zaman bir anlamı
olurdu. En azından son zamanlarda Avrupa’da Müslümanlara ve mabetlerine yapılan
saldırılar kınanmalı değil miydi?
Ama insanlara: “Dünyanın efendisi biziz; sizin
değil bizim canımız, sizin güveliğiniz değil bizim önemlidir. Bakın, bir
işaretimizle liderleriniz tıpış tıpış geldiler. Bunu böyle bilesiniz”
diye bir yürüyüş yapılıyorsa bu yürüyüş terörü teşvik eder. Almanya’da Türk
ailelerin evleri yakılırken, Reyhanlı’da 50 kadar insanımız katledilirken,
Pakistan’da askeri okul öğrencileri katledilirken, Filistin’de çoğu çocuk 2500
kişi İsrail tarafından öldürülünce neredeydiniz?