IŞİD

Amerika ve Batı her nereye Operasyon düzenlerse orada yeni yeni şiddet yanlısı örgütler bitiyor.


 

Önceki makalemizde İslami yönetime talip olanlara neredeyse bütün dünyanın düşman olduğunu söylemiştik. Dostumuz M. Kapkıner, “Aman Hocam! Yanlış anlaşılabilirsin. Lütfen tavzih et. `İslami Yönetim`i IŞİD anlayabilirler,” şeklinde bir şerh koymuş.

 

Bu ortamda böyle anlayanların çok olacağı doğrudur. Aslında kastım genel idi ve Işid de kastımın kapsamında.

 

Eylemlerinin İslam’a uyup uymadığı ve bu eylemleri icra eden bir örgütün eline imkân geçerse kuracağı bir yönetimin İslamî bir yönetim olup olmayacağı ayrı bir meseledir.

 

Çok açık, kesin ve net bir delil olmadıkça “Müslüman’ım” diyene Müslüman değildir diyemeyiz. Eylemlerinin bir kısmını eleştirir, bir kısmını İslam dışı bulabilirsiniz. Hele siz laiklikle yönetiliyorsanız!

 

Yaptığı birtakım eylemlerden dolayı Işid’i kâfir ilan edersek biz de birtakım şüphelerden ve yanlış birtakım eylemlerinden dolayı insanları tekfir eden Işid’in yolundan gitmiş oluruz.

 

Günümüz medyası, algı operasyonlarıyla şeytanı melek, meleği de şeytan gösterebiliyor.

 

Paralel medyayı dinlerseniz mevcut hükümet cumhuriyet döneminim en gaddar, hırsız, zalim, hak-hukuk tanımayan hainler topluluğudur, AKP taraftarı medyayı dinlerseniz durum tamamen tersidir. Her iki taraf da kendisine göre bir sürü delil sıralıyor.

 

Şayet Işid, İslam iddiasında olmayaydı bu kadar ülke bir araya gelip operasyon düzenler miydi? Dünyada bozgunculuk çıkaran, acımasızca kan döken başka terör örgütleri mi yok?

 

Müslüman Kardeşler Hareketi seksen yıldır var olan, değişik ülkelerde baskı ve zulümlere maruz kalmasına rağmen teröre bulaşmamış bir harekettir. Abdunnasır döneminde ve sonraki dönemlerde yakalanan İhvan gençlerine radyo ve televizyonlarda “İsrail veya İngiltere ajanı olduklarını” söyletiyor ve ülkede işlenmiş ne kadar cinayet varsa bu gençlere o cinayetlerin kendileri tarafından işlendiğini söyletiliyordu.

 

Sözünü ettiğimiz bu hareket seçimlere girdi ve demokratik bir yoldan iktidara geldi. Bir yıl yaşatmadılar. Darbe yapıldı, meydanlarda insanlar öldürüldü. İhvan’ın ileri gelenleri hapse atılıp idama mahkûm edildi. Işid’e karşı operasyona katılan ülkelerden Türkiye ve Katar hariç hiçbirinin gıkı çıkmadı. Üstelik gizli veya açık darbeyi desteklediler.  

 

Humeyni’nin İslam devriminden bu yana İran abluka altında. Türkiye’de AKP hükümeti dindar insanlara tabii, insanî haklarını vermeye başlar başlamaz uluslar arası güçler onu devirmek için her yola başvurmaya başladılar. Türkiye’nin güçlü ve ihtiyaç halinde kullanacakları umudunu taşıdıkları bir ordusu olmasaydı bahaneler uydurur askeri operasyonlara bile başlarlardı.

 

O halde mesele teröre bulaşmış olmak yahut olmamak, Sünni, Selefi yahut Şii olmak değildir, dertleri İslam’dır.

 

Işid ve benzeri örgütlere dair bakışıma gelince, yazdıklarımı okuyanlar bilirler; her şeyden önce ben savaşlara ve şiddete karşıyım. Fiili bir saldırıya uğramayan bir devlet ve örgütün silaha başvurması zulümdür. İnandıklarını, davalarını anlatmakta aciz kalanlar ancak silaha başvurur. Eğer insanları kurtarmaksa mesele, onları öldürmekle mi kurtaracaksın?

 

Işid ve benzeri örgütlerin eylemlerini İslam’a uygun saymasanız da –ki ben de uygun bulmuyorum- sonuçta İslam dünyasında İslam iddiasında bulunan benzeri pek çok örgüt var. Afganistan’da Kaide, Irak’ta Işid, Süriye’de Nusra, Somali’de Şebab, Nijerya’da Boko Haram ve ismini bilmediğimiz başka örgütler.

 

Önemli olan, adını barıştan alan bir dinin mensupları arasında bu gibi şiddet yanlısı örgütlerin nasıl ve niçin ortaya çıktıklarıdır.

 

Bu konuda pek çok neden sıralanabilir ama kanaatimce en önemli neden şudur:

 

İki asırdır İslam âlemi Amerika ve Batının hegemonyası altındadır; askeri dış müdahaleler, işgaller ve her türlü baskı. Bahane bulup fiilen giremedikleri yerlerde maşaları vasıtasıyla darbe yaptırıyor ve işkencenin envai çeşidi halklara uygulanıyor. Bu işkence ve baskıların uygulandığı kesimler arasında İslamcılar mutlaka yer alıyor, bazı ülkelerde ise sadece onlara yapılıyor. Baskı ve tahakkümün sonu gelmiyor.

 

Amerika bir ülkeye müdahale ederken ulusal haklarından değil, ulusal çıkarlarından söz ediyor. Müdahaleleri hak hukuk için değil, çıkarları içindir. Gerçi felsefelerinde hak ile çıkar aynı şeydir ve ne yazık ki bütün devletler olaylara bu gözle bakmaya başlamıştır.

 

Işid’e karşı yapılan bu son Operasyon rehin alınan Amerikalı gazetecilerin öldürülmesinden ve Amerika ile Batının büyük şehirlerinde Işid’in terör eylemlerine girişeceği haberlerinin ardından kararlaştırılıp uygulanmaya konuldu.

 

Amerika’nın Afganistan’ı işgali sonucunda, 3.5 milyon insan, Irak’ı işgali sırasında 1.5 milyona yakın insan öldürüldü, milyonlarca insan sakat kaldı. Yakın zamanda İsrail’in Gazze’ye yaptığı müdahalede 2300 kişi öldürüldü. Bunların dörtte biri çocuk. Operasyona katılan ülkelerin desteklediği darbeci Sisi’nin, demokratik gösteri hakkını kullanan göstericilerden öldürdükleri ve idama mahkûm ettiği binlerce insan var. Suriye’de Esed 200 bin’den fazla insan öldürdü. 2.5 milyondan fazlası ülkesini terk etmek mecburiyetinde kaldı. Böyle bir ortamda bu topraklarda yaşayan insanların sağlıklı bir psikolojik yapısı kalır mı?

 

Sözünü ettiğimiz örgütlerden en meşhurları olan Kaide, Rusya’nın ve ardından Amerika’nın Afganistan’ı işgali sonucunda ortaya çıktı. Işid de Irak’ı işgali sonucunda doğup gelişti.

 

Amerika ve Batı her nereye Operasyon düzenlerse orada yeni yeni şiddet yanlısı örgütler bitiyor.

 

Yöneticilerimiz bunu bildikleri ve zaman zaman benzeri düşünceleri dile getirdikleri halde operasyona dâhil olacaklarını söylemeleri hayret vericidir. Suriye Özgür Ordusu bile en zayıf olduğu bir dönemde operasyonların halka zarar verebileceği gerekçesiyle karşı iken hangi mantıkla bu operasyona destek veriyorlar! Afganistan ve Irak’a yapılan müdahalelerin sonuçları ortada iken bugünkü operasyonu desteklemenin izahı var mıdır? Operasyona uçaklarımız ve askerlerimizle ortak olduğumuzda durum farklı olacaktır, diye düşünüyorlarsa gerçekleşmesi mümkün olmayan tatlı bir hayal peşindeler.

 

Okuyucularımın geçmiş bayramını kutluyor huzurlu bir hayat diliyorum.

  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 822

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.