BEDDUA

Bu, tam da sokak ağzı, bir hareketin başındaki birine yakışmaz, hele dinden söz eden bir hocaya hiç yakışmaz. Yoksa birileri bu zatı büsbütün silmek için mi bunları servis ediyor?

Dua, birinin veya bir topluluğun yararına beddua ise zararına istekte bulunmaktır. Bu sebeple beddua da aslında duadır; birinin veya bir topluluğun aleyhine dua etmektir.

 

Kişi, istekte bulunduğu şey konusunda aczini itiraf etmekte kime dua ediyorsa onun buna gücü yettiğine inanmaktadır.

 

Dinde terim olarak dua denildiğinde, Allah’tan yahut O’nun konumuna oturtulan kişi veya şeyden istemek kastedilir. Bu nedenle beşer takatinin ulaşamayacağı bir şeyi Allah’tan başkasından istemek şirk kabul edilmiştir. İşte bundan dolayı tevhit inancına halel gelmesin diye Allah’a dua edilirken gıyapta olan biri aracı kılınmaz.

 

Bazıları dua veya beddua edildiğinde veya falan kişi tarafından bunun yapılması halinde Allah’tan istenilenin hemen yerine getirileceğini zanneder. “Rabbiniz buyurdu ki: ‘Bana dua edin de kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi zül sayanlar aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir” (40 Mü’min 60) ayetinin buna delil olduğunu sanır. Ayette kastedilen, ibadettir/kulluk etmektir. Elbette dua da bir ibadettir ama onun kabulü istenilenin mutlaka yerine getirilmesi değil, dua eden kişinin kulluğunu izhar etmesinin kabul edilmesidir.

 

Bizim burada asıl üzerinde durmak istediğimiz, medyaya yansıyan ve kendilerini “hizmet hareketi” diye tanıtan topluluğun hocasının bedduasıdır. Daha önce de hocalarının meşhur bedduasına taraftarları dini tahrif derecesine varan yorumlarla bunun “mulaane” ve “mubahele” gibi terimlerin kapsamına girdiğini, dolayısıyla dinde yerinin olduğunu savunmuşlardı.

 

Dinde dua var diye yahut beddua var diye her dua veya beddua dine uygun olmaz. Ağzından dua ve bedduayı eksik etmeyenlerin birçoğu Allah’a karşı aciz oluşlarını itiraftan çok meramını anlatma acizliğinden veya istediğini yapma konusundaki beceriksizliğinden dua veya beddua eder..

 

Söz konusu hareketin hocası meramını anlatma gücüne sahip değil mi ki beddualarla meramını anlatıyor. Mevcut iktidardan memnun değilse emrinde medyası var, bunun sebeplerini ayrıntılı tahliller yaparak maddeler halinde sıralar.

Dindar olarak bilinen cemaatlerin birçoğunda cemaatin ileri geleni dinin de üstünde tutulur. Hata ettiğinde, hata etti denilmez birtakım tevillerle yaptığının dine uygunluğu ispatlanmaya çalışılır. Oysa bu tür tevillerle din anlayışı laçkalaşır. Söz konusu hareketin mubahele ve mulaane tevilleri buna örnektir.

 

Son bedduasına da Hz. Nuh’un kavmi için ve Hz. Musa’nın Firavun ve taraftarları için yapmış olduğu bedduayı örnek göstereceklerdir. Mukayesede tarafların ne kadar birbirlerine benzediklerine bakmaksızın. Hadi mevcut iktidardakilerle Hz. Nuh’un kavmi ve Firavun ile taraftarlarının benzer olduklarını düşündüklerini söyleyip kendilerini mazur göstermeye çalışsınlar, ya “yedi sülaleleri” ne oluyor? “satılmışlar, dönekler” ne oluyor?

 

Bu, tam da sokak ağzı, bir hareketin başındaki birine yakışmaz, hele dinden söz eden bir hocaya hiç yakışmaz. Yoksa birileri bu zatı büsbütün silmek için mi bunları servis ediyor?

  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 972

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.