Adı üzerinde milletin vekili, temsilcisidir.
Halkın seçme hakkı olduğu gibi, kendisini temsil edecek adayı belirlemesi
gerekmiyor mu?
Halk siyasi partilerin dayatma sonucu
belirledikleri adayları seçmek zorunda değildir. Ama ne yazık ki Seçim barajı,
nedeniyle yumuşak siyasi şantajlarla halk çaresiz bırakılıyor. Gerçekten
seçileceği bölgeyi iyi bilen, halkın sorunlarıyla birebir ilgilenecek adaylar
gösterildiğinde, o bölge hem kalkınacak, hem de sorunları çözülecektir.
Partilerin, halka rağmen merkezden, tepeden Bürokrat ataması yapar gibi aday
belirme yönteminden kesinlikle vazgeçmesi gerekir. Siyasi partiler aday
belirlemede halkın demokratik tercihini dikkate almalıdırlar.
Türkiye genelinde 7 Haziran seçimlerinde halkın
partilere tepkisi sandığa yansımıştır. Özellikle Doğu ve Güneydoğudaki,
sosyo-ekonomik yapısını, halkın beklentilerini, toplumun yaşam biçimini ne
kadar benimsediği meçhul kişileri aday olarak göstermek, memlekete ve partilere
sadece kaybettirir.
Partilerin, aday seçimlerinde yaptıkları
yanlışlıkları dile getirmek ilk başta sivil toplum örgütlerin görevidir. Son üç
dönemdir güneydoğu bölgemizde seçim yarışı ağırlıklı iki siyasi parti arasında
geçiyor. Bu durum söz konusu her iki partinin kendilerini vazgeçilmez ve
bölgenin tek siyasi sahipleri olarak görüyor olmalıdır ki Milletvekili aday
belirlemelerde adet yerini bulsun diye sembolik olarak halka soruyorlar. Fakat karar alma sürecinde halkın beklenti ve
görüşünü dikkate almadıkları ortadadır. Her iki partinin bu dayatmacı ve ağalık
tavrı halkın demokratik özgürlüğüne saygısızlıktır. Halkın geleceğini ipotek
etmeyi hiçbir parti kendisinde hak olarak görmemelidir.
7 Haziran seçimlerinden bu güne kadar, yaşanan
şiddet olayları ve siyasi belirsizlikler yüzünden, ekonomi neredeyse durdu.
Yaşanan olaylar sonucu yaşamını yitiren insanlar, maddi ve manevi kayıplar
artık dayanılmayacak hale geldi. Doğuda ve Güneydoğuda yaşanan şiddet olayları,
halkta büyük bir burukluk ve kırgınlık yaratıyor. Normal vatandaşın yaşamını
kâbusa çeviren olayların içindeyiz. Bazı yerler yaşanamaz ve çatışma
hurdalıklarına dönmüş durumda. Güpegündüz insanların araçları gasp ediliyor.
Küçücük masum çocuklar roketlerle, bombalarla paramparça oluyor. Haftalarca
sokağa çıkma yasakları uygulanıyor. Tüm bu yaşananların sorumlusu olarak halk
siyaset kurumunu görüyor.
Siyasi partileri ve siyasetçileri eleştirirken
bireysel (Rant)çıkar, ideolojik yaklaşım ve baskıya boyun eğen bölge halkın
çoğunluğu yaşanan bu acı, trajedi ve olumsuzluklarda büyük pay sahibidir.