Dünyanın
jandarması Ortadoğu’nun cellâdı. İŞİD & DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerin
yaratıcısı, kullanıcısı. Nerdeyse Müslüman devlet yöneticilerinin tümünün
patronu ABD ve İsrail emperyalizmi bu güne kadar başta Ortadoğu ve Dünyanın
başka bazı yerlerinde yer altı ve yer üstü zengin kaynaklarını sömürmek uğruna
insanlara yaşattığı trajedilerin çoğu hala göz önünde ve canlı.
Menfaat,
çıkar söz konusu oldu mu? Akla, vicdana sığmayan, vahşet ötesi yıkım ve
kıyımlarla güçleri yettiği Devletleri, toplumları yok etmek için şeytani
entrikalarla bahaneler, sebepler yaratırlar.
Hafızamızı
zorlamadan şöyle azıcık birkaç sene öncesine gidelim. 2001 senesinde 11 Eylülde
şaibeli bir şekilde ikiz kulelere yapılan saldırıyı bahane ederek Afganistan’a
girildi. Kimyasal, nükleer silahları bahana ederek Irak’ı işgali etti. Demokrasi
ve özgürlük vaadiyle Libya, Mısır, Suriye, Yemen gibi Ülkelerde çıkarttığı iç
savaşlar sonucu yaşanan ölümler, yaralanmalar tahribatlar belki de bir asır tedavi
edilemez boyutlardadır.
Bu
saydığım ülkelerin başkanları, yöneticileri ve bizim Ülkemizin de dönem, dönem
bazı üst düzey yöneticileri dâhil bir zamanlar ABD ve İsrail emperyalistin can
dostlarıydı. Belli bir yere kadar kullandıktan sonra kendilerine Biat’te
hizmetkârlıkta, en ufak bir eksiklik fark ettikleri anda hemen birkaç provokasyonla,
“Bunlar diktatördür halkına zulüm yapıyor, biz filanca ülke halkının dostuyuz..”
yalanlarıyla modeli geçmiş silahlarını
emrindeki güçlere, örgütlere kullandırmak suretiyle ülkeleri darmadağın edip,
devirdikleri eski diktatörlerin yerine kendilerine daha çok biat edecek yeni ve
taze diktatörleri iş başına getiriyor ve ülkeleri parçacıklara bölüp, en az bir asır parçaladıkları
ülkelerin yer altı ve yerüstü kaynaklarını
geçmişte olduğu gibi sömürme planları
şimdilik tıkır tıkır işleyerek devam ediyor. Şuan Suriye’de, Irakta yaşanan
parçalanma planları bu projenin bir parçasıdır.
Acı olan
emperyalistlerin bu acımasız plan ve projelerinin yüklenicileri,
uygulayıcıları, oyuncu ve aktörleri geçen yüzyılda olduğu gibi şuanda da yine
Müslüman Devletlerin başkanları, İdarecileri, Siyasetçileri ve halkın bir
kısmıdır.
Son
birkaç aydır bölge gündemini en çok meşgul eden Kuzey Irak Kürdistan bölgesinde
25 Eylülde yapılacak bağımsızlık referandumu. Komşu Ülkeler olarak Türkiye, Irak
ve İran ileriye yönelik taşıdıkları endişelere dikkat çekerek şiddetle
referanduma karşı çıkıyorlar. Referandum ve Bağımsız Kürdistan kararı, uygulaması
hayata geçirilmesi Riskiyle, hüsranıyla, günahıyla, cefasıyla, sefasıyla veya
başarısıyla vs. kısaca her türlü olumlu ve olumsuz yönüyle Başta Irakta yaşayan
Kürd ve diğer halkları birinci derecede her ne kadar ilgilendiren bir konu olsa
da bu kararın alınmasında İsrail ve ABD’nin talimatı olduğu aşikârdır.
Nitekim
Bağımsızlık referandumun kampanyalarında Ala renginin yanında İsrail
bayraklarının dalgalandırılması ve baş tacı yapılması İnsani değerler taşıyan
vicdan sahibi hiçbir Kürd ve demokrat insan bunu hoş karşılamadı ve kabullenmedi.
Yeryüzünün
en zararlı Ülkesi İsrail Basiretsiz, cahil ve gaflet içinde zevk u sefada sarhoş olmuş Müslüman Araplar yüzünden
yoktan devlet oldu.
Siyonist
İsrail kendini tüm insanlardan üstün görüyor. Onlara göre yaratılan her şey
onların hizmeti içindir. Tüm insanlar onlara hizmet etmeli köle olmalı, hiçbir
inanca saygı duymaz, değer vermezler. Üç büyük dinin kutsal şehri Kudüs’te
uyguladığı insanlık dışı baskılar, tahribatlar tüm dünyanın gözü önündedir. Dünyanın
jandarması torunu ABD arkasında olduğu sürece İsrail zulmüne devam edecek.
Böyle zalim bir devlet olan İsrail, kimliğini,
insani, kültürel ve diğer haklarını arayan Kürd halkının dostu olacakmış,
haklarını arayacakmış. Buna kargalar güler İsrail’in amacı ve büyük hayali
vaadedilmiş toprakları ele geçirmektir. Bu hayalini gerçekleştirebilmek için
ileride Türkiye Cumhuriyeti topraklarına girme hedefi vardır. İsrail’e göre vaadedilmiş
toprakların bir kısmı Mezopotamya bölgesi Fırat ve Dicle arasıdır. Şimdi
kalkmış Referandumdan önce aceleyle “ben Kürd Devletini tanıyorum” diyor. Seni
gidi Zındık seni…
Emperyalistler
Diktatör Saddam’a verdikleri kimyasal silahlarıyla Kürdler katledilirken neden
Siyonist İsrail’in sesi çıkmadı. Kimyasaldan kurtulan kürdlere kim sahip çıktı
kardeş eli uzattı?
Tabi ki
kardeş ülke Türkiye ve halkıydı. Siyonist İsrail değildi. Şimdi kalkmış kürdlerin dostu olmuş. Aklı başında olan idrak sahibi hiç bir Kürd bunu
yutmaz.
Sayın
Mesut Barzani İnançlı ve İmanlı bir lider olan Rahmetli Melle Mustafa Barzani’n
oğludur. İmanla mücadele eden bir babanın oğluna katil emperyalist, sömürgecilerin
tuzağına düşmek yakışmıyor. İsrail Bayrağı yerine Kardeş ve komşu Ülkeler
Türkiye, İran, Irak gibi devletlerin bayrağını ala renginin yanında olsaydı ve
şöyle bir çağrı yapılsaydı komşu ve kardeş ülkeler endişe etmesin. Referandumda bağımsızlık kararı çıksa da biz
kardeş ve komşu Ülkelerle birlikte kararımızı değerlendirip uygulayacağız
deseydi. İnanıyorum bu kadar endişe, panik ve gerginlik olmazdı.