Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Genel
Başkanlığından ayrıldıktan sonra önümüzdeki süreçte planlarım arasında haftada
en az yeni bir köşe yazısını yayınlamayı düşünmüştüm.
Ülkemizin geleceğini derinden ilgilendiren ve 16
Nisanda yapılacak referandumda tüm siyasi partilerimizin mutabakata varamaması,
propaganda çalışmaları çok çekişmeli, kırıcı söylem ve suçlama atmosferinde
geçeceği ihtimali yüksek olduğundan köşe yazıları referandum sonrasına kadar
yazmama doğru olacağı yönünde karar almıştım. Çünkü
yazı içerisinde evet veya hayır cümlesi geçmesi durumunda pusuda bekleyen
kıskanç ispiyoncuların konuyu iftiralarla başka mecralara çekmelerine fırsat
vermemek adına yazmamayı düşünmüştüm.
Geçmişten bu güne kadar arkadaşlarımla sivil
toplum alanında çalışmalarımız ve açıklamalarımızda ülkenin birlik, beraberlik,
huzur, barış ve kardeşliğinden yana net tavrımız olmakla beraber tüm siyasi
partilerimize de eşit mesafede durduk.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi her yönüyle ülkenin
geleceğini ilgilendiren kader oylaması niteliğinde olan 16 Nisan referandumu
öncesi “EVET” ve “HAYIR” tarafı partilerin genel
Başkanları, milletvekilleri ve diğer siyasi mensuplarıyla var güçleriyle herkes
kendi cephesinden doğal olarak çalışmalara başladı.
25 ve 26 Şubat tarihlerinde Mardin ilimizin iki Ak
Partili sayın vekillerden birisi SMS yoluyla Ak Partinin Mardin de referandum
tanıtım toplantısı gerçekleştirmek üzere hemşerileriyle bir araya gelmek için çağrı
yaparken, diğer sayın vekil SMS yoluyla milletvekilimiz ve muhterem babasıyla
gerçekleştirecekleri referandum tanıtım toplantısının yetkili organların
bilgisi dışında olduğu için katılamayacaklarını açıkladılar.
Buraya kadar yazıyı okuyan siz değerli okuyucular
şunu düşünüyor olabilirsiniz. Yahu sen sivil toplum örgüt temsilcisi ve yazan
biri olarak siyasi partilere eşit mesafedeyim diyorsun, sana ne? “Ak Partinin
iki vekilin referandum tanıtım programlarından, Vekillerin SMS çağrıları seni
ne ilgilendirir” diye düşünmüş olabilirsiniz.
Beni ve tüm Mardin halkını çok ilgilendiriyor;
neden mi?
1-Ülkemiz ekonomik, sosyal ve siyasi alanda sorun ve
sıkıntılar yaşıyor. Dolayısıyla Mardin halkı olarak hepimiz olumsuz bir şekilde
etkilendiğimiz bir dönemde bizi yöneten iktidarımıza mensup vekillerin en
önemli görevleri müvekkillerin her alanda huzur ve güvenliğiyle ilgilenmektir.
42 yıl önce temeli atılan GAP projesinin biran
önce Mardin ovasına kavuşmasını sağlamak. Çileye, işkenceye dönüşen ulaşım
sorunuyla ilgilenmek ve çevre yollarının biran önce yapılması için çabalamak.
Kangren haline gelmiş çiftçilerin elektrik sorunu,
hastane sorunları, eğitim, turizm vb. birçok hayati konularda halkın
ihtiyaçlarına cevap vermek.
Sahada ve merkezde yani Ankara’da elle tutulur,
gözle görülür hizmetleri halk olarak vekillerden beklemek ve gerektiğinde hesap
sormak demokratik bir ülkenin yurttaşları olarak talep etmek birinci derecede hepimizin
hakkı olduğu gibi, Sivil toplum örgütlerin iki kere hakkı olduğunu unutmayalım.
Eğer Sayın Ceylan Bölünmez ve Sayın Orhan Miroğlu
Mardin Milletvekilleri olmasalardı, ne benim ne de hiç birimizin hizmet talep
etme hakkı söz konusu bile olamazdı. Bu Sayın iki Vekil İktidara mensup
olduklarından yaşantımızın her an merkezinde olan Mardin’in tüm idari ve bürokratik
kurumların çoğu doğal olarak onların birçok talimatını uygulamaktadır. Hal
böyleyken halka daha çok hizmet yarışında görmek istediğimiz Sayın vekillerin
referandum programı için nazik kelimelerle bile olsa polemiklere yol açabilecek
SMS leri birçok Mardinliyi üzdüğü gibi bizleri de üzmüştür.
Geçmişte yerel hizmetlerin eksikliğinden dolayı
HDP. Siyasetçilerine talep ve eleştiride bulunduğumuzda AK Partinin adamı diye
suçlanırdık. Şimdi HDP yerelde iktidarda değil haklarında tek kelime söylüyor
muyuz?
Eğer Sayın Miroğlu ve Sayın Bölünmez Mardin
halkının ve iktidarın vekilleri olmasalardı hizmet noktasında onlardan ne bir
talebimiz ne de eleştiri hakkımız olurdu. Belki de birbirimizi tanımayacaktık.
Sonuç olarak geçmişte birçok önemli hizmetlerinden dolayı AK Partiye gönül vermiş biri olarak Hükümetin Mardin İlimizin ihmal edilmiş sorunların çözümü için birazcık pozitif ayrımcılık yapmasını bekliyoruz.