7 Haziran seçimlerinde, milletin iradesiyle siyasi
hayatımızda çatışma ve kutuplaşma değil, hoşgörü, uzlaşma, işbirliği ortamının
hâkim olmasını ve sorunlara uzlaşıyla çözüm bulunmasını istediği yönünde bir
sonuç çıkmıştır. Ortaya çıkan tablo içinde, seçim barajını aşan 4 partiye
önemli sorumluluk düşmektedir. Hiçbir parti, çözümsüzlüğün adresi olmak
istememelidir. Bu yüzden tüm partiler öncelikli olarak koalisyon seçeneğini
gündemlerine almalıdır. Erken seçim seçeneği hiç gündeme gelmemelidir.
Belirsizlikler, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık kıskacında kaybeden yine
Türkiye olacaktır. Sınır illerimizde yeteri kadar kargaşa, belirsizlik ve savaş
devam etmektedir. Tüm siyasi partilerimize çok iş düşmektedir. Devir rekabet,
iktidar, liderlik savaşı değil, kenetlenme günüdür.
2010 Anayasa değişikliği referandumundan itibaren
seçilen partiler kutuplaşma ve dışlayıcı siyaset uygulayarak yeni Anayasayı
ortaya çıkaramamışlardır. Doğal olarak bu olay, gündelik siyasete ve siyasal
kültürümüze yansımıştır. Parlamenter siyaset ile sokakta birbirimizi anlama ve
kabul etme yerine peşinen redde, bir arada yaşama yerine bizden olmayanı
dışlamaya dayalı varlıklarımıza sıfır toleranslı siyasetin hâkim olmasına neden
olmuştur. Oysa ırk, din ve dil bizim zenginliğimizdir. Bizden olmayanı
tahammülsüzlük yerine, zenginliklerimizi içimize sindirip, kucaklaşma
zamanıdır. Her insanın yaşam hakkına saygı çerçevesinde yeni bir Anayasa
yapılması şarttır. Birçok ülkede koalisyonlar çok başarılı olmuştur.
Türkiye’nin geleceği için, partilerin birbirinin açığını arama yerine
birbirlerine destek olarak, eksiklerini tamamlama günüdür.
7 Haziran seçimleri üzerinden 15 gün geçti. Kim
kiminle koalisyon kuracak henüz netlik kazanmış değil. Kulislerde şimdilik öne
çıkan görüş AK Parti MHP. Seçim öncesi MHP’nin AK Parti hakkında söyledikleri
ve şimdide ileri sürdüğü 4 şartı şunlardır. 1-Çözüm süreci sona erdirilecek.
2-17 ve 25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılacak. 3-Cumhurbaşkanı Erdoğan yasal
sınırlarına çekilecek. 4-Cumhurbaşkanı saraydan çıkıp Çankaya’ya geçecek.
“diyor
AK.Parti ve MHP.nin Seçim meydanlarında bir
birleri hakkında söyledikleri keskin ve kırıcı sözler için Türkiye siyasetinde
normal propaganda modunda söylenmiş sözler diyerek geçiştirilebilir. Fakat
diğer dört şartın kabul edilmesi mümkün gözükmüyor. Hele çözüm sürecinin
bitirilmesi veya askıya alınması AK Parti ve Ülkenin geleceği adına felaket
olur. Türkiye genelinde halkın büyük bir kısmı çözüm süreci ve yeni Anayasayı
beklemektedir.
CHP ise % 60 blok tercihi MHP İle kurulacak bir
koalisyona HDP’ nin dışarıdan destek vermesi önerisi MHP’nin HDP’nin olduğu
yerde asla demesi bu seçenekte pek mümkün gözükmüyor.
Diğer bir olasılık AK Parti CHP ortaklığı uzun
ömürlü bir Hükümet olmayacağı ortadadır.
Türkiye siyasetinde parti ve kişisel çıkarların
Ülke çıkarları önüne geçerek beklenmedik parti veya milletvekili transfer
seçenekleri yoluyla dışarıdan destekli azınlık Hükümeti kurulursa, bununda uzun
ömürlü olamayacağı seçim hükümeti olmanın ötesine geçemeyeceği aşikârdır.
Kulislerde dolaşan tüm koalisyon senaryoları
gerçekleşmediği takdirde Anayasa gereği Cumhurbaşkanı 45 günlük süreyi
işletecek ve ülke erken seçime gidecek. Erken seçimin ekonomi üzerinde olumsuz
yansıması olacağı kesindir.
Güvenlik alanında İçerde ve dışarıda Ülkemizi
ilgilendirecek olumsuz bir durum yaşanmadığı takdirde yapılacak erken seçimde
avantajlı konumda AK Parti gözüküyor. Çünkü sağlıklı düşünen vatandaşlarda
şöyle bir öngörü ortaya çıkacak. “Nasıl olsa siyasi partiler Bu ülkede
koalisyon kurmayı beceremiyor diyecek. Bu düşünce neticesinde Oy oranı
itibarıyla tek başına hükümet adayı Ak Partidir.”
Deyip, 7.Haziranda AK Partiye oy vermeyen
özellikle sağ milliyetçi, muhafazakâr ve iş dünyasından endişeli olan kesimler
AK Partiyi tekrar % 50’ler civarına çıkarabilir. Üç dönem kuralına takılıp 7
Haziranda aday olamayan Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin gibi 70 yakın deneyimli
ve sevilen politikacıların önünün açılmasıyla, olası erken seçimde aday olacağı
hesaba katılırsa AK Partinin tekrar tek başına iktidar olacağı uzak ihtimal
olmasa gerek.
Böyle bir durumda oy kaybına en çok uğrayan MHP,
CHP partileri olacak. Bir miktarda HDP’de azalma olabilir.
Kulislerde konuşulmayan senaryosu yazılmamış bir
olasılık daha ortaya çıkabilir. Milletvekili olma uğruna adaylık sürecinde
listeye girmek için trilyonlarca para ve çaba harcayan milletten çok kendine
vekil olma fırsatını yakalamış Vekiller geleceklerini garantilemek uğruna İki
sene vekil kalabilmek için Partilerini bırakıp, kurulacak azınlık bir hükümete
destek veya transfer oluverirlerse kimse şaşırmasın. Çünkü burası Türkiye
siyasette her şey mubah sayıldığı bir memleket.