Mardin ilimizde ve
ilçelerinde yaklaşık 3000 civarında Süryani yaşadığı tahmin edilmektedir. Dört
bin yıldır Mezopotamya’da yaşayan Süryaniler Mardin ve bölgenin kadim
halklarındandır.
Süryaniler binlerce yıldan
beri yaşadıkları bu topraklarda birçok eser üretmişler, değer katmışlar.
Süryani halkı bu topraklarda yaşadıkları süre boyunca var olan hiçbir değere
zarar vermemişler, yıkmamışlar, bozmamışlar ve hiç bir şeyi yağmalamamışlar.
Mardin ilimizin büyükşehir
statüsüne kavuşmasıyla yasal prosedür gereği Süryanilere ait Manastır, kilise
ve tarihi değere sahip 30 civarında kültürel varlıkları önce hazine daha sonra
diyanet işlerine devredildi. Diyanete devir daha sonra iptal edildi. Şuan Süryanilere
ait manastır, kilise ve diğer kültürel varlıklar resmi belge üzerinde hazine
malı gözüküyor.
21 yüzyılda bu çağda bu
karar Türkiye Cumhuriyetine yakışmıyor.
2013 Yılında cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayip Erdoğan; ”Mor Gabriel Manastırı’nın arazisini iade
ediyoruz. Böylece bir haksızlığı gideriyor, Süryani Vatandaşlarımıza önemli bir
haklarını teslim ediyoruz.” Derken, şimdi bu noktaya gelinmiş olması
üzücü.
Mardin’in değeri olan Süryanilere
ait Manastır, kilise ve diğer tarihi kültürel varlıklarının gerekli yasal
düzenlemeyle geri verilmesi için mücadele vermek herkesten çok başta Mardinli
siyasetçilerimize düşüyor. Çünkü her toplantıda, konferanslarda, panellerde,
vs. konuşmalarda Mardin’in çok dinli, çok dilli ve farklı kültürlüğünü dile getirerek
övünülüyor. Şimdi soruyorum Mardin de bir avuç kalmış Süryani kardeşlerimize
ait 400 yıl ve 1630 yıl arasında tarihi ve dini değeri bulunan varlıklarını
hazineye devretmek Süryanilerde ne tür kırgınlık ve üzüntü yarattığını
düşünebiliyor muyuz acaba? Unutulmamalıdır ki Mardin’in turizm potansiyeline
Süryanilere ait Dini ve tarihi varlıkların katkısı çok büyük olduğu gibi Mardin
ilimizin başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada tanıtımına ve Mardin ekonomisine önemli
katkı sağlamaktadır.
Müslümanlar olarak
kendimizi onların yerine koyarak Tüm Mardin halkı bu konuda Süryani
kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. Bu konuda Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak
üzere, Hükümetimize, mecliste temsil edilen ve meclis dışındaki tüm siyasi
partilerimizin nezdinde girişimlerde bulunmak insani ve birlikte yaşamanın
temel gereğidir.
Mardin yerelde Kürtçe biz
söz var. Deniliyor ki (HER GO SÜYANİ ÇUN BEREKETJİ PER ÇU) Türkçesi Mardin’de
Süryaniler azaldıkça bereket azaldı…
Kalan bir avuç Süryani’ye sahip
çıkmak sözle olmamalı samimiyetimizi bu konuda icraatla göstermeliyiz.
Peygamberimiz HZ. MUHAMMED’İN SÜRYANİLERE VERDİĞİ AHİDNAME-EMMANNAME
Müslümanlığın ortaya çıkmasından sonra Müslümanlarla Süryanilerin ve
Hıristiyanların ilişkileri, “Emanname”ler (Emanet Belgesi- Vasiyetname) ile
yazılı kurallara dönüştürülmüştü. Bu emannamelerin en önemlisi, Allah’ın
Resul’ü Muhammed İbn-i Abdullah İbn-i Abdulmuttalip’in zımmi Nasrani
Süryanilere verdiği emannamedir. Aslı Mardin Deyrulzafaran Manastırı’nda büyük
bir itinayla korunmaktadır. Deyrulzafaran’da saklı emanname Arapça
yazılmıştır.. Bu Ahidname aynen şöyle başlamaktadır:
“BİSMİLLAH-İ
EL- RAHMANİ RAHİM VELHAMDÜ LİLAH-İ
RAB-ÜL ÂLEMİN
VE BİHİ NÜSHAİN-AMİN Allah’ın Resul’ü Muhammed İbn-i Abdullah İbn-i
Abdülmuttalib’in verdiği Ahidnamenin Suretidir ki; Mısır’daki Kıptiler ve diğer
ülkelerdeki Nasrani Cemaatlere verilmek üzere kaleme alınmıştır.
Bu ahid
tarafımdan, nerede ikamet ederlerse etsinler bütün zımni Nasrani Süryanilere
verildi. Bizlerden onlara koruma vardır, bizim onları gözetmemiz Allah içindir.
Çünkü onlar Allah’ın yeryüzündeki emanetidir ve İncil’de, Tevrat’ta, Zebur’da
indirileni korumaktadırlar. Biz Aziz Allah tarafından onları korumakla
emredildik. Bütün bölgelere hükmeden Müslüman emirler, valiler, sultanlar ve
İslam dininin fakihlerine emir verilmektedir ki; bunu anladıktan sonra
doğudan-batıya, güneyden-kuzeye kadar Nasrani dininden kimseye baskı yapmamakla
mükelleftirler. Bu husus sıkı bir şekilde teyit edilmiştir. Onların gözetilmesi
hususunu Allahu Teala için emrettik. Bütün Nasraniler için emrettiğimiz bu
ahidnameyi ihlal eden, hiçe sayan ve ahidnameye muhalefet eden, terk eden ve
söylediklerimizin aksini yapan, Allah’ın akdi ve misakını fesheden, ihlal eden
ve hor görenler, ümmetimden hâkimler tarafından cezalandırılacaktır. Onların
himayesini kendi üzerime alıyorum. Benden istedikleri ahid; Allah’ın vacib
ettiği ve onlara misak vermek için gönderilen bütün enbiya, evliya ve
asfıye’ye, önceki ve sonraki tüm Müslümanlara saygı olarak verilen bir
ahidnamedir. Benim ahdim ve misakım Aziz Allah’ın ahdidir.“
Bu Ahidname 6
Metre uzunluğundadır. Şu sözlerle bitmektedir: “Bu ahidnameyi Ebu Talib b.
Ahmet ceylan derisi üzerine, emir sahibinin emriyle üç nüsha olarak yazmıştır.
Birisi memleket sultanının meclisinde, günümüze kadar korunmaktadır. Diğer iki
nüsha; çölde olan rahiplerin yanındadır. Bunlar zikredilen emir sahibinin
emriyle mühürlenmiştir.”
Görüldüğü gibi Süryanilere
ve onların her türlü haklarına sahip çıkmak,saygı göstermek İslam dinimizin ve
peygamber efendimizin vasiyetinin bir gereğidir.
Bu Ülkenin Meclisi Pop
sanatçısı Tarkan için bile bir yasal değişiklik yaptığı söylendi.
Şimdi binlerce yıl
birlikte yaşadığımız Süryani kardeşlerimizin malları, hakları olan Manastırlar,
Kilise ve diğer tarihi kültürel değerlerini kendilerine iade için değişiklik
yaparsa inanıyorum tüm siyasi partiler ve Mecliste bulunan Milletvekillerimiz
EVET diyecektir.
Eğer bu konuda yakın
zamanda gerekli düzenlemeler yapılmazsa Mardinli Bir sivil toplum temsilcisi
olarak Birlikte yaşamanın ve kardeşliğin gereği olarak duyarlı dost ve
arkadaşlarımla kampanya başlatacağımızı buradan ilan ediyorum.