28.Şubat 2014 günü Hükümet ve HDP ilk kez ortak
açıklama yaptı; `silah bırakma` için
Öcalan`ın kongre çağrısı duyuruldu.
Sırrı Süreyya Önder, Öcalan`ın PKK`ya yönelik
çağrısını açıkladı. Öcalan çağrısında, "Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde
silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi karar vermek için
PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet,
silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir
niyet beyanıdır" ifadelerine yer verdi.
Bu ortak açıklama herkesi olduğu gibi bizleri de
heyecanlandırdı. Uzun zamandır beklediğimiz huzur ve barış ortamının kalıcı
hale gelmesi tek temennimiz. Otuz yılı aşkın bir süredir devam eden kan ve
gözyaşı duracak, insanlar hak ettikleri gibi insan hakları çerçevesinde özgürce
yaşayacaklar.
Barış süreci başladığı günden bu güne kadar,
süreci baltalamak için, kan ve gözyaşı üzerinden nemalanan İç ve dış rant
çevreleri ellerinden geleni yaptılar.
Birçok yerde sağduyu ve bu işi görev kabul etmiş sivil toplum
kuruluşlarının çabalarıyla az hasarlı atlatılarak bu güne gelindi. Bu günden
sonrada rant kesimi baltalama çabalarına devam edecektir.
Daha öncede 2012 yılında, Kızıltepe Sivil toplum
Kuruluşları Platformu [STKP] olarak çözüm süreci için araştırmalarımızı, 13
sayfalık bir dosya halinde yeni Anayasa Komisyonu Başkanlığına, Akil İnsanlar
heyetine, siyasi partilerin temsilciliğine sunmuştuk. O günden beri de barış sürecinin takipçisi
olduk. Yaşanan provokatif eylemlerin hasarsız bir şekilde atlatılması için,
üzerimize ne düşüyorsa fazlasıyla yapmaya çalıştık. Toplumumuzun bu konuda
sağduyulu ve sürece olumlu katkı sağlamak adına, bizler 47 dernek bileşeni olan
Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu olarak elimizden gelen tüm çabayı sarf
edeceğiz.
Önümüzde çok kritik süreç vardır. Zira kandan
beslenen, rant çevreleri, bu kargaşanın sonucu sayesinde büyük siyasi makamları
işgal etmiş sahte milliyetçi ve slogancılar makamlarını kayıp etmeme uğruna
dışarıdaki ve içerideki patronların plan ve destekleriyle akla, vicdana
gelmeyecek provokatif eylemlerde bulanabilirler.
Allah esirgesin bu sorunu bu ülke kendi içinde
çözmezse emperyalistlerin yol haritalarıyla çözüm yolları aranacaktır. Maalesef
onların çözüm yöntemleri de ortada ve tümüyle çıkar felsefesi üzerinedir. Yeni
Kobane’ler, Şam, Halep’ler, Bağdat. Musul’lar, Libya’lar, Afganistan’lar gibi
Yıkılmış virane şehirler olacaktır.
Bu günümüzün kararmaması, insan hakları
çerçevesinde yaşamamız ve çocuklarımızın geleceğinin yok olmaması adına cesur
duyarlı ve uyanık olmalıyız.
Tüm dillerin ve dinlerin özgür kardeşçe yaşadığı
bir ülke olmamız tek hayalimiz olsun
M. Şerif ÖTER