Kobanê Nedeniyle 35 ilde başlayan olaylarda yazıyı
hazırladığım bu gün itibarıyla ölü sayısı 38 e yükselmişti. 300 den fazla
vatandaşımız yaralı, Mal kaybı ise çok fazla…
Demokratik sistemle yönetilen tüm ülkelerde hak
aramanın bir yolu, yöntemi olarak demokratik eylemlere başvurmak yönetim
üzerinde baskı oluşturmak için başvurulan bir yoldur. Demokratik eylemler
oturma, yürüyüş, grev ve hata sivil itaatsizliğe kadar birçok yöntemi vardır.
Hiçbir
demokratik eylemde şiddetin yeri olmadığı gibi Kimsenin vatandaşın canına ve
malına zarar verme hakkı yoktur.
Ama ne yazık ki Kobanê nedeniyle Başlanan
demokratik eylem Provokatörlerin katılımıyla amacı dışına çıkarak, son yılların
en çok şiddet içeren, sosyal, siyasi ve ekonomik tahribatlara yol açan
hafızalardan kolay kolay silinmeyecek vicdani yaralar açmıştır.
Tüm Bunlar yaşanırken Ülke bir sosyal patlamanın, iç
savaşın eşiğine gelirken Demokratik sistemin temel kurumları olan ve asıl
görevleri Toplumsal Barışa, sosyal dayanışmanın gelişmesine hizmet etmek olan
Sivil toplum Kuruluşları Yani STK.lar ne yaptılar?
Hükümete yakın olan STK.lar İktidarın hoşuna
gidecek şekilde bol yağlı, cilalı ve mektepli süslü cümlelerle basın
açıklamaları yapmaktan geri kalmadılar.
Eylemi teşvik eden siyasi partiye yakın STK.lar
başta halkı galeyana getirici söylemler kullandı. Eylemler kontrolden çıkıp,
şiddete doğru gidince sessizliğe büründüler.
Birde Devletin yasalarıyla kurulan sermayeyi
temsil eden, Ankara’daki İkiz Gökdelenlerinde Tv. de eylemleri izleyip tarafsız kalan STK.larımızı
unutmayalım Allah var haklarını yememek gerek her zamanki gibi bol bol tarafsız
kaldılar.
STK.lar yaşanan olaylar karşısında, Varlık ve
Kuruluş amaçlarının farkındalığı ve
sorumluluk bilinciyle Temsil ettikleri kitleleriyle Meydanlara
çıkmalıydı ve Demokratik eyleme destek olmalıydı. Amacı dışına çıkıp İşyerleri,
araçları, Kamu malları, market ve mağazaları yakıp, tahrip edip, talan edenlere
tepki gösterip, engel olmalıydılar. Ama ne yazık ki STK.larımız yaşanan olaylarda Kötü sınav
vermiş ve sınıfta kalmışlardır. İnisiyatif alma cesareti
gösterememişlerdir.
Bende bir
STK. Temsilcisiyim kendi payıma öz eleştiri yapıp, sorumluluğumu yerine
getiremediğimi ifade etmek istiyorum.
STK. Örgütlerimiz tarafsız. CESUR ve güçlü
olmadığı sürece Toplumsal Barıştan ve Huzurdan söz edemeyiz!!.
Mehmet Şerif ÖTER