Avrupalılar birbirinden milyonlarca insan
katlettikten sonra öldürmekten sıkıldılar ve AB’yi kurdular. Anlaşılan
çoğunluğu Müslüman olan Ortadoğu halkaları birbirini öldürmekten hala
sıkılmamış.
Ortadoğu denince hemen savaşlar, iç
karışıklıklar, katliamlar, vahşetler, kıyımlar ve çözümü imkânsız sorunlar
herkesin aklına geliyor.
Tüm bu yaşananların en büyük sorumlusu Ortadoğu
coğrafyasının ezici çoğunluğa sahip Müslüman Devletlerin idarecileridir. Bu
diktatör, zalim idareciler kendi ve yakın çevresindekilerin iktidar ve
saltanatın devamı için kendi halklarına bu güne kadar yapmadıkları zulüm
kalmadı. Kendileri gibi düşünmeyen, biat etmeyene yaşam hakkı tanımadılar. Söz
konusu sömürgeci, emperyalist güçler olunca önlerinde el pençe durup,
Ortadoğu’nun yer altı ve yer üstü kaynaklarını peşkeş çektiler, çekmeye de
devam ediyorlar. Sırf iktidarların devamı için ülkelerine ve İslam coğrafyasına
ihanet etmeye devam ediyorlar.
Bölgeyi kendi çıkarına göre dizayn etmeye devam
eden emperyalistlerin dedesi İsrail ve onun uygulayıcısı torunu ABD bu
coğrafyada öylesine derin planlar kurmuşlar ki istedikleri an şu veya bu
şekilde iç savaşlar, kavgalar, ekonomik tahribatlarla dengeleri alt üst edebiliyor.
Tüm bunlar yaşanırken koltuk ve makam sarhoşluğundan kendinden geçmiş Müslüman
liderler koltukları sarsılmasın diye ABD’nin talimatıyla öz kardeşlerini bile
boğazlamaktan, yok etmekten çekinmiyorlar.
Türkiye’yi de yakından ilgilendiren son Katar
krizine bakıldığında Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri
ve Yemen Katar ‘la diplomatik ve ekonomik ilişkilerini kesti. Bunu kendi
iradeleriyle yapmadıkları ABD’nin talimatı olduğu aşikârdır.
Hemen, hemen herkesin kafasında şu soru var. Neden
Katar?
Katar, Ortadoğu’nun bazı ağa babaları olan
Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirliklerine kafa tutunca patronları
olan İsrail ve ABD’nin onayı ile ambargo kararını aldılar.
ABD’yi çok rahatsız eden başka bir konuda
uyarılara rağmen Katar’ın Türkiye ile yakın ekonomik ilişkiler ve yatırımlarda
bulunması. Krizin perde arkasında bölgeyle ilgili yeni stratejiler ve güç
savaşı var.
Krizin başka nedeni ise, Katar’ın iştah
kabartan ekonomik güce sahip olmasıdır. Katar’ın yurt dışında 335 milyar
dolarlık yatırımı mevcuttur. Türkiye’deki yatırımların büyüklüğü 18 milyar
dolar civarındadır. Türkiye’nin Katar’a 2016 yılındaki ihracatı yaklaşık 440
milyon dolar oldu. .Ortadoğu’yu kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn
etmek ve haritaları değiştirmek isteyen İsrail ve ABD’nin önündeki en büyük
engellerin başında güçlü bir Türkiye ve İran’dır.
Nitekim Suriye ve Irak ta ABD tarafından
yaratılan DEAŞ üzerinden yaşanan tarihin en acımasız iç savaş ve bu savaşın
ortasına Türkiye ve İran’ı çekmeye çalışması yol haritasının ana hedeflerinden
bir tanesiydi Ne yazık ki. Türkiye’de İran’da direk ve dolaylı bir şekilde
ABD’nin iç savaş tezgâhına düştüler.
Bundan sonra yapılması gereken Bölgenin en
büyük iki devleti olan Türkiye ve İran doğru stratejiyle birlikte hareket
ederlerse Katar’a sahip çıkarak emperyalistlerin oyunlarını ters düz edecek ve
Ortadoğu halkalarına uygulanmak istenen yol haritasının rota ve istikametini
değiştirilebilir ve Ortadoğu halkalarını birbirini boğazlamaktan ve
emperyalistlerin kölesi olmaktan kurtulabilirler.
Aksi halde, başta Müslümanlar olmak üzere bu
coğrafyada Allah esirgesin milyonlarca insanlarımız daha birbirini boğazlayarak
katledecek…