Ne kadar etkili olur, hiç ihtimal vermiyorum ama
yine de son bir defa daha uyarmak istiyorum.
Selahattin Demirtaş’ın Eşbaşkan seçilmemesi HDP ve
içinde bulunduğumuz siyasi atmosfer açısından büyük yanlış olacaktır.
HDP ne yapmak istiyor?
“Hapisteki bir liderini nasıl oluyor da bir
çırpıda gözden çıkarıyor” şeklinde bir eleştiriyle karşı karşıya kalmayı göze
alabiliyor?
Onlar bilmezler mi gözden ırak olan gönülden de
ırak olur. Öyle duygusal ve retorik cümlelere kimse güvenmesin. İşin gerçeği
böyledir. Öyle kallavi methiyeler ve klişe sözlerin bir geçerliliği olmaz.
Hayat bunları yok hükmünde görür. Birileri için yeni fırsatlar ve rahatlıklar
yaratılıyor. Meydanı boş bırakmak kime yarıyor, bunu HDP kadroları mutlaka
düşünmelidir. Bunu yapmıyorsa eğer sorun farklı bir mecradadır diye düşünmek
istemiyorum. HDP bunu acaba isteyerek mi yapıyor diye düşünmek te istemem.
Demirtaş’ın seçilmeme durumu HDP’de mutlaka bir zayıflama meydana getirecektir.
Basında, sosyal medyada dönenler hiç te
hoşlanılacak düzeyde değildir. Selahattin Demirtaş’ın yeniden eşbaşkan
seçilmesi adli bir durum değil, tamamen politik bir durumdur. Bunda HDP’nin
duruşu belli olacaktır.
Son bir kez daha bu konuya değinmem kongre öncesi naçizane
bir uyarı şeklinde algılanır mı bilmem! Ancak Türkiye’nin Kürt sorunu dâhil
demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları bağlamında çözümünde
katkı yaratacak hamlelere ihtiyaç vardır. Her siyasi parti gibi HDP de bu
sorumluluktan kaçma bahanelerine sığınamaz.
Takdir ve sorumluluk tabii ki HDP kadrolarındadır.
Bunlar benim kişisel görüşlerimdir.
Saygıyla.
Bülent Tekin