Şair Fahrettin KASSAP İle Söyleşi

Şair Fahrettin KASSAP İle Söyleşi
Şair KASSAP: "İnsandaki Batırılmış Acıları Dışarıya Çıkarmak İstiyorum." Söyleşi: Metin Aydın 25 Kasım 2012 Pazar 16:52 25.11.2012 21:47

Şair Fahrettin KASSAP İle Söyleşi
Şair KASSAP: "İnsandaki Batırılmış Acıları Dışarıya Çıkarmak İstiyorum."

 
Şiiri kemale ermiş Kızıltepeli genç şair kardeşim Fahrettin Kassap ile yaptığımız bu sıcak/doyurucu söyleşide, kendisi ve şiiri üzerine epey bilgilendirici bir iş çıkardık sanırım. Onun, “Aşk mezadında simsarlık yaptığını” bu ilk şiir kitabının başlarında kendisi dile getirmiş olsa da (Şiiriyle bunu bağır bağır hissettiren), Şair Fahrettin Kasap; güzel, içten yaradılışına hemhal çok dilliliğiyle sizi/bizi kocaman kucaklıyor zaten.
Bu mecrasını bulmuş şiire, onun yaratıcısına, sevgili Fahrettin Kassap’a; daim yolun açık, yüreğin/dimağın pupa yelken aşka (şiire) yürüsün diyorum.
Tüm şiir severlere de (naçizane) bu yeni ve güçlü şiiri okumalarını salık veriyorum.
İyisi mi lafı çok uzatmadan, gelecek vadeden bu şiirin şairini okuyun şimdi.
İyi okumalar diliyorum efendim.
 
Hazırlayan Metin Aydın
Haber kaynağı: [KızıltepeGazetesi]
   
Kendinizi nasıl tanımlarsınız; kimdir Şair Fahrettin KASSAP?
 
Kendi halinde herkesle iyi geçinen, her şeyden önce insana değer veren biriyim. Sevginin ve sevmenin gücüne inanan her zaman sadelikten yana olan bir gönül insanıyım. Beni tanıyanlar bilir o kadar karmaşık biri değilim, su gibi berrağımdır. İçim ve dışım birdir. Tebessümün gücüne inanan biriyim ve bu meziyetin sadece yüreği sevgi dolu insanların yüzünde açan bir çiçek olduğuna her zaman inanırım. Bundan dolayı ne kendimden ne de başka bir insandan tebessümümü esirgemem. İnsanlar beni küçük bir tebessümle mutlu edebilir. Velhasıl; her şey benim tebessümümde gizlidir.
 
Şiir serüvenin nasıl başladı?
 
Şiir serüvenim yaklaşık olarak 5–6 yıl öncesine dayanıyor. Çok yakın arkadaşım Ali AYDEMİR’in karaladıklarımı çok beğenmesi ve ısrarları üzerine şiir yazmaya başladım. Şiir artık benim için bir vazgeçilmez olmuştu. Her türlü insani duyguları şiirle dile getirmek bende bağımlılık yaratmıştı. Artık insanların yüzlerine haykıramadığım düşüncelerimi, gerçeklikleri şiir vasıtasıyla kâğıda haykırıyordum.
 
Aslına bakarsan şiir poetikanı merak ediyordum… Bunun hakkında konuşalım biraz... Fahrettin Kassap’ın şiiri nereden beslenir?
 
Aslında benim şiirim insanların acı ve ıstıraplarından beslenir. Gözlemlediğim insanlar hakkında empati yoluyla neler yaşadıklarını ne gibi acılarla karşı karşıya kaldıklarını hayal ederim ve daha sonra bu hayalleri damıtıp kağıda yansıtırım. İlla ki gözlemlemem de gerekmez duymam bile yeterlidir. Bu gözlem ve duyumları hayal potasında eritip gerçekçilikle şekil veririm. Neden bu kadar acı sen melankolik misin derseniz. Hayır, melankolik değilim. Sadece acı damıtmamın sebebi okuyucunun bu acılardan ders çıkarıp başkalarının yaşadığı bu acıları ne başka bir bireye ne de kendine yaşatmamasını sağlamaya çalışırım. Şiir insanların derinlerine işler ve insanın içinde ne varsa ortaya çıkartabilecek güçtedir. Siz insandaki kötülükleri ve ya iyiliklerimi dışarı çıkarmak istiyorsunuz bunu şiirle rahatlıkla yapabilirsiniz. Bende insandaki batırılmış acıları dışarıya çıkarmak istiyorum ki bir nebze rahatlayabilmeleri için.
 
İlk kitabın, “Yardım ve Yataklık Ediyor Gülüşün Yeni Umutlara’nın doğum serüveni nasıl gelişti? Ya da; sana bu şiir kitabını doğurtan sebepler nelerdi?
 
Bölgesel gazetelerde yazdığım şiirler herkes tarafından ilgiyle takip ediliyordu ve azda olsa hitap ettiğim bir kitle oluşmuştu. Babamın ve arkadaşlarımın ısrarı üzerine, babamın desteğiyle eserlerimi kitaplaştırma yoluna koyuldum. Kitabımı çıkardığım yayınevine başvurdum ve inceleme sürecinden sonra kitabın basımı için hazırlıklar başlamıştı. Yaklaşık iki buçuk ay sürecinde kitabım piyasaya sürülmüştü.
 
İçine doğduğun coğrafya realitesiyle şiirinin ilişkisi nedir?
 
Şiirlerimle doğduğum coğrafya arasında sıkı bir ilişki vardır. Coğrafyamızda yaşananlar her zaman şiirlerimin ana malzemelerinden olmuştur. Çünkü insan yaşadığı coğrafyayla vardır. İnsan kendini topraklarından ne kadar soyutlamak isterse istesin bir yanı her zaman doğup büyüdüğü yerle dolu olacaktır. İstese de istemese de kaleminden coğrafyasının toprağı dökülecektir.

Sence şair kimdir ve onun toplumla ilişkisi nasıl olmalıdır?

Bence duygularını kâğıda dökebilen herkes şairdir. Çünkü şiir insanın içine yerleşmiş bir mücevherdir ve her insanın özünde bulunur. Lakin yalnız her insan onu işleyemez sadece onu işleyebilenler şairdir. İşçiliğin kalitesine göre de şaire değer biçilir. İyi bir işçilikle şiirinizi şekillendirmişseniz siz iyi bir şairsinizdir. Şair asla toplumdan bağımsız olamaz. Toplumu bir insan vücuduna benzetecek olursak şairler bu bedenin kalbidir. Bu nedenle onları birbirinden ayıramazsınız ayırdığınız taktirde toplumunda şairinde sonu olur. Çünkü toplumda şairde birbirleriyle etkileşim halindedir ve durmadan birbirlerinden beslenmektedirler.
 
Kendini yakın hissettiğin şairler kimlerdir? Neden?
 
Asaf Halet ÇELEBİ’Yİ çok severim onda samimiyeti, felsefi bir derinliği bulurum. Şiirlerindeki ahenk beni büyüler. “He” şiirini bu ahenge örnek olarak verebilirim. Özdemir ASAF’TA sevdiğim şairlerdendir. O bana şiirin özünü sunar. Anlam yoğunluğunu kısacık dizelere mükemmel bir şekilde sığdırır. Son olarak da Cemal SÜREYA’daki duygu yoğunluğuna hayranım duygularını çok iyi ve çok farklı bir şekilde dile getiriyor.
 
Türkçe yazan bir Kızıltepeli olarak, çok dilli olmanın artı ve eksileri hakkında ne söylersin?
 
Çok dilli olmak güzel bir duygu hayatın her alanında size kolaylıklar sağlıyor. En basit olarak geniş bir kelime hazinesine hükmedebiliyorsunuz. Bir kelimenin nerden gelebildiğini ne gibi estetikler taşıdığını kavrayabiliyorsunuz. Bu diller sayesinde duygu dünyanızı farklı insanlara aktarabiliyorsunuz. Eksilerine gelecek olursak bildiğiniz dillere de tam anlamıyla hâkim olamıyorsunuz. Bir gün üniversitedeki hocam bana şöyle demişti : “Fahrettin bu kadar dil biliyorum diyorsun ama sen hiçbir dil bilmiyorsun” demişti. Çünkü yalnız bir dil bilen bir insan sadece o dil üzerine yoğunlaşır ve uzmanlaşacak seviyeye gelir. Yalnız ben 6 yaşına kadar tüm bildiğim dilleri konuşmaya başlamıştım lakin hiçbiri hakkında o yaşa kadar eğitim almamıştım. Bu durumda bendeki dillerin karman çorman bir hal almasına sebebiyet verdi. Hocamın dediği gibi her dil aslında bende yarımdı. O an itibariyle bildiğim dilleri geliştirmeye ve onlar üzerinde uzmanlaşmaya çalışıyorum. Her eksikliğin tamamlanması lazımdır.
 
İlave etmek istediğin son bir şey var mı?
 
İlave etmek istediğim hususa gelince ben bugüne kadar ne elde ettiysem anne ve babamın sayesinde elde etmiş olduğumun farkındalığındayım. Anne ve babamın gerek bizi yetiştirdiği edep çerçevesi ve babamın her konuda bize destek vermesi, destekten de öte her atılmak istediğimiz konuda bize özgüven aşılaması ve telkinlerde bulunması ben ve kardeşlerimin gitmek istediğimiz yollarda emin adımlarla yürümemize vesile oldu. Bu vesileyle Anne, Babama ve sizlere teşekkürlerimi sunuyorum.

***

Yardım ve Yataklık Ediyor Gülüşün Yeni Umutlara
İkinciadam Yayınevi

Kitaba ulaşmak isteyenler:
 
www.kitapyurdu.com , www.idefix.com , www.dr.com.tr ve Dost Kitapevi - Kabalcı - D&R - Çeşitli Kitap Evleri ile Kızıltepe Kelepir

 



Diğer Röportaj haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.