Suriye’de 22 Nisan 2013’te
kaçırılan Antakya Ortodoks Patrikhanesi Halep Metropoliti Pavlus Yazıcı ile
Halep Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhanna İbrahim’den hâlâ haber alınamıyor.
Kaçırılmaları üzerinden geçen süre içerisinde akıbetleri ile ilgili olarak
hiçbir sağlıklı bilgiye ulaşılamadı. Dışişleri Bakanlığı, konuya ilgili olarak
sık sık, diplomatik çabaların devam ettiği yönünde açıklamalar yaptı. İki
metropolitin öldürüldüğüne dair ortaya çıkan görüntüler kısa süre sonra yalanlandığı
gibi, katillerin Konya’da yakalandığı iddiası da yine yalanlama konusu
oldu.
Araştırmacı ve sitemizin yazarı Erkan
Metin, metropolitlerin kaçırılması ile ilgili yaptığı incelemenin ardından
çarpıcı iddialarda bulunuyor. İki metropolitin kaçırılmasının ardından ortaya
pek çok spekülatif bilgi atıldığını belirten Metin, konuyu herkesin kolaylıkla
ulaşabileceği kaynaklar üstünden araştırdığına dikkat çekiyor. Metin’e göre iki
metropolit, Irak ve Şam İslam Devleti Kuzey Direktörlüğü (ISIS) örgütüne
bağlı 70 kişilik bir grup tarafından kaçırıldı ve çok büyük ihtimalle
öldürüldü. Ardından gelen iddia ise son derece sarsıcı: Metropolitlerin
kaçırılmasının yanı sıra pek çok vahşi cinayetin faili olduğu bilinen grubun
lideri Ebu Banat halen İstanbul Maltepe Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunuyor.
Metropolitlerin kaçırılması konusunda karanlık noktalar neler?
Kaçırılma olayının gerçekleştiği
yer tam olarak kaosun ortası. Bu anlamda bu olayın her tarafı karanlık.
Süryaniler açısından gelecekteki muhtemel Patriklerinin kaçırılması tarihsel
bir olaydır. Ancak Süryaniler yanlış ve yalan bilgiler arasında ne
düşüneceklerini bilemiyorlar. Sadece dua edebiliyorlar. Gelinen noktada herkes
gerçeği bilmek ve öğrenmek istiyor ama farklı taraflar meseleye çıkar amaçlı
yaklaştığı için gerçeğe ulaşmak mümkün olmuyor.
Siz bu konuyu neden araştırma
ihtiyacı duydunuz?
Metropolit İbrahim tüm Suriye'nin
bildiği, savaş döneminde pek çok tartışmalı olayda arabuluculuk yapan önemli
bir isimdi. Geleceğin Süryani patriği olacağı neredeyse kesindi. Ancak
kaçırılma olayından sonra Süryani toplumu yalan ve yanlış haber seliyle
karşılaştı. Kimse gerçeği bilmiyordu. Ben de bir Süryani olarak gerçekte ne
olduğunu anlama merakıyla araştırmaya başladım ve konunun izini aylarca sürdüm.
Metropolitlerin kaçırılırken
şoförlerinin öldürüldüğünü biliyoruz. Başka ne detay var?
Metropolit İbrahim, 22 Nisan’da
Türkiye’den Suriye’ye dönen Metropolit Yazıcı’yı Suriye tarafındaki Bab-El-Hawa
sınır kapısında karşılıyor. Araçlarında şoför Fathallah Kabud ve Fuad Eliya
varmış. Halep’e doğru giderken sınırdan 20 km kadar uzakta Özgür Suriye ordusu
kontrol noktasından sorunsuzca geçiyorlar. Kısa bir süre sonra silahlı
adamların bulunduğu bir araç takip edip yollarını kesiyor. Silahlı 8 adam,
şoförü ve Fuad Eliya’yı araçtan indiriyor ve adamların ikisi araca binerek
Metropolitleri kaçırıyor. Şoför ’ün cenazesi o civardaki fabrikalar bölgesinde
bir muhalif tarafından bulunuyor.
Şoförü kim öldürmüş?
Şoförün kaçmaya çalışırken biraz
ilerideki eski bir askeri binaya mevzilenmiş Suriye Ordusuna bağlı keskin
nişancı tarafından öldürüldüğünü tahmin ediyorum, zira o ara bölgede keskin
nişancılar gördüklerini vuruyorlar. Fuad Eliya ise sağ kurtuluyor, ancak ne
şekilde kurtulduğunu öğrenemedim. Tanık Eliya’nın Lübnan As-Safir gazetesinde
yayınlanan bir makaledeki anlatımlarına göre Metropolitleri kaçıranlar Çeçen
tarzında giyinmiş ve Arapça bilmeyen şahıslar. Metropolitlerden bir daha hiçbir
haber alınamıyor.
Olaydan sağ kurtulan Fouad Eliya kim? Şu anda ne yapıyor?
Fouad Eliya kaçırılma olayından sağ kurtulan tek görgü tanığı. Metropolit
İbrahim ile eski bir dostlukları var. Eliya, geçmişte Suriye’de Komünist
Parti’nin önemli isimlerinden biriymiş. Uzun zaman rejim tarafından tutuklu
kalmış. Muhaliflerle tam olarak çözemediğim siyasal ilişkileri var. Metropolit
İbrahim’in bu nedenle Eliya’yı yanında bulundurduğunu tahmin ediyorum. Eliya,
şu anda anlaşılmaz bir şekilde sessiz kalmayı tercih ediyor. Şimdi nerede
olduğunu ve ne yaptığını bilemiyorum.
Metropolitleri kaçıran grup hangisi?
Fouad Eliya’nın basına yansıyan
anlatımlarına ve kaçırma eyleminin gerçekleştiği bölgede o tarihte hakim olan
güçlere baktığımızda karşımıza Kafkas kökenli bir grup çıkıyor: Irak ve Şam
İslam Devleti Kuzey Direktörlüğü'ne (ISIS) bağlı Ebu Ömer Şişani’nin
komutasındaki Muhacir ve Ensar Ordusu. Bu örgüt, temelde Kafkas Emirliği’nin
Suriye’deki cihat örgütü. Bu örgüte bağlı küçük gruplar da var. Bu eylemi bu
küçük gruplardan biri olan Ebu el-Banat isimli kişinin komutasındaki 70 kişilik
grubun yaptığını düşünüyorum. Grup, Nisan ayında Halep bölgesindeki Meşhed
Ruhin isimli bir köyü işgal ediyor ve orada şeriat ilan ediyor. ÖSO (Özgür
Suriye Ordusu) yanlısı ‘all4syria.com’ adlı kaynakta, kaçırılma olayından önce
yayınlanan bir yazıya göre bu grupla ilgili bir inceleme başlatılıyor.
Ulaştığım bir video görüntüsünde Ebu Banat’ın 19 Nisan’dan evvel üç kişinin
kafasını köy meydanında kestiği açıkça görülüyor. Dünya kamuoyu, Ebu Banat’ı bu
kafa kesme görüntüleriyle tanıyor. Ebu Banat, kaçırılma olayının olduğu
tarihlerde en aktif günlerini yaşıyor. Aynı kaynağın daha sonraki bir
raporunda, diğer bazı eylemlerle birlikte iki Metropoliti de bu grubun
kaçırdığı anlatılıyor. Ayrıca Kafkas Emirliği'nin gayrıresmi sitesi olarak
bilinen kavkazcenter.com'da yayınlanan ‘Suriye’de Rus izleri’ isimli bir
makalede yer alan iki cümlede, metropolitleri kaçıranın Ebu Banat olduğu
belirtiliyor.
Kaçıran grubun, Suriye’deki diğer muhalif örgütlerle ne tür bağlantıları
var?
Kaçıran grup, ISIS’e bağlı
Muhacir ve Ensar Ordusu’na biat etmiş bir grup. Muhacir ve Ensar Ordusu
Komutanı Ömer Şişani, yakın zamanda ortaya çıkan bilgilere göre eski bir Gürcü
subayı. Suriye’de en çok korkulan grup. Şişani, halen ISIS’in Kuzey Saha
Komutanı. Ebu Banat’ın grubunun finansörünün ve beyninin de asıl kimliğini
henüz bilmediğimiz Ebu Ömer el-Kuwaiti lakaplı şahıs olduğuna dair bilgilere
ulaştım. Ayrıca Rus basınında çıkan iki ayrı habere göre Abu Halif lakaplı
Şamil Izmailov da bu grubun ortak lideri.
Grubun şimdiki durumu ne?
Şişani, faaliyetine devam ediyor,
ancak Ebu Banat’ın grubu dağıldı. Bu grup, muhtemelen Haziran 2013 sonlarında
Özgür Suriye Ordusu ile çatışmaya girdi ve işgal ettikleri Meşhed Ruhin
Köyü’nde dağıldı. Çatışmadan Ebu Banat ve Ebu Halif sağ olarak kurtulmayı
başarıp kaçmışlar. Gruptan sağ kalan bazı kişiler, faaliyetlerine devam ediyor.
Suriye'de yaşanan benzer olaylar var mı?
Suriye’de kaçırma olaylarında
patlama yaşanıyor. Çok sayıda vaka var ama fidye için gerçekleştirilen kaçırma
eylemlerinde kaçırılan kişilerin yakınlarına bir şekilde haber gönderiliyor.
Ancak iki metropolitten hiç haber alınamadı, sadece söylentiler var. Benzer bir
gizemli olay da Katolik Rahip Paolo Dall'Oglio’nun kaçırılmasıydı.
Dall'Oglio’nun öldürüldüğü ortaya çıktı.
Metropolitlerin kaçırılması planlı mıydı?
Kaçırdığını düşündüğüm grup, sadistçe uygulamaları ile biliniyor. Tanık
Eliya’nın anlatımlarına göre olayın oluş şekli ve Ebu Banat’ın psikopatik
kişiliği, işgal ettiği köyde otoritesini kanıtlama çabaları bende kaçırılmanın
planlı olmadığı kanısını uyandırıyor. Ancak bu konuda somut bir şey söylemek
için elimizde yeterli veri yok.
Metropolitlerin bomba ile
öldürüldüklerinden söz ediyorsunuz. Bu daha önce işlenen türden bir cinayet mi?
Muhalif Kavkazcenter sitesindeki
bir yazıda sessiz sedasız geçen bir detay bu. Bu bir ihtimal. Ancak görülen o
ki şu ana kadarki en mantıklı ihtimal bu. Afganistan’daki Taliban örgütünün
elindeki esirlere bomba bağlayıp patlatarak güç gösterisi amaçlı infazlar yaptığını
biliyoruz. Yaygın bir cinayet yöntemi değil ama kafa kesip insan öldürmenin bir
üst aşaması olabilir. Bu anlamda Ebu Banat’ın psikopat kişiliğine de
uyuyor. Ayrıca eğer ölmüşlerse bomba ile öldürülmeleri cenazelerinin ortaya
çıkmamasına da sebep olacaktır.
Öldürüldükleri kanaatine nasıl varıyoruz? Bu kanaati oluşturan unsurlar
neler?
Suriye'de kaçırma olayı iki şekilde sonuçlanıyor. Kaçırılan ya sağ kalıyor ya
da öldürülüyor. Sağ tutulması riskli ve külfetli bir şey. Sağ tutulma
hallerinde fidye veya takas amacı güdülüyor. Sonradan yalan olduğu anlaşılan
pek çok fidye ve takas haberi bir sonuca ulaşmadı. Geriye öldürülmüş
olabilecekleri ihtimali kalıyor. Bu ihtimali de bu grubun tepesi sayılan Kafkas
Emirliği’ne ait web sitesindeki küçük detay ortaya koyuyor. Kaldı ki daha geçen
Ekim ayında bazı Rus gazeteleri de benim ortaya koyduğum bilgileri başka
kaynaklardan teyit ediyor. Ruslar bu grupları çok iyi biliyor ve izliyor. Rus
Duma Sözcüsü 1 Temmuz’da öldürüldükleri yönünde bilgi aldıklarını belirtmişti.
Ayrıca 28 Ekim’deki Rus RIA Novosti gazetesi de kendi kaynaklarına dayandırdığı
bilgiye göre iki metropolitin bu grup tarafından yazın öldürüldüğünü
belirtiyor. Yani çıkarları farkli olan gruplar aynı bilgide birleşiyor.
Ebu Banat, kafa kesme görüntüleri ile dünyada tanınıyor. Ben o
görüntünün hiçbir yerde yayınlanmamış başka bir ham halini buldum. Orada sabah,
akşam kafa kesiyor bu şahıs. Yani şiddeti ölçüsüzce kullanıyorlar. Ebu Banat,
emirliğini ilan ettiği Meşhed Ruhin köyünde otoritesini arttırmak için şiddeti
bir gösteriye dönüştürüyor. Metropolitleri kaçıranlar gerçekten de bu grup ise
sağ bırakmaları mantıken beklenemez.
Olayın failinin Ebu Banat olduğu bilgisini veren kaynaklar hangileri?
Ebu Banat’a ilişkin ilk inceleme, kaçırılma olayından bir hafta önce Özgür
Suriye Ordusu’na bağlı bir site olan all4syria.com sitesinde yazılıyor.
Banat’ın grubunun uygulamalarından şüpheleniyorlar ve Meşhed Ruhi köyüne
incelemeye gitmek istiyorlar. Üzerlerine ateş açılıyor. Ancak yanlışlıkla oldu
diye olayın üzeri örtülüyor. İncelemede grupta çok fazla para ve silah olduğu,
ancak bu grubun aktif bir savaşa katılmadığı belirtiliyor. İncelemeyi yazan
Itab Mahmud adlı yazar, kampı “Fantezi kampı” olarak değerlendiriyor. Kaçırılma
olayından birkaç ay sonra yayınlanan aynı sitedeki yazıda ise bu grubun ÖSO ile
çatışarak dağıldığı anlatılıyor ve grup liderleri ajan gibi değerlendiriliyor.
Grubun geçmişteki yaptığı eylemler muhtemelen köy halkından soruşturularak
yazıda sıralanıyor. Bir ÖSO komutanına suikast ve benzeri bir dizi eylemleri
sıralanırken iki Metropoliti de bu grubun kaçırdığı belirtiliyor. Bu ÖSO
raporlarına muhalifleri savunan emekli bir Fransız diplomatın sitesinde de
rastladım.
Diğer kaynağım ise cihatçı Doku Umarov’un yönettiği Kafkas Emirliği’nin adeta
resmi yayın organı gibi davranan Kavkazcenter.com isimli, İstanbul’dan
yönetilen bir sitede yayınlanan makale. Ayrıca bulgulara ulaşmak için yüzlerce
site ve görüntü inceledim. Ebu Banat grubu kafa kesme olayı nedeni ile hakkında
epey bilgiler olan bir grup. Der Spiegel bu grubu kısmen yazmıştı. Ekim ayında
bazı Rus gazeteleri de bu grubu ele alıp bilgilerimi teyit eden bilgiler
yazdılar. Ayrıca Ebu Banat’ı ve ailesini Dağıstan’dan tanıyanların bilgilerini
bulduğum Kavkazpress.ru sitesi de epey bilgi sağladı.
Ebu Banat’ın kafa kesme görüntülerinin hiç bilinmeyen, başka kamera ile
çekilmiş ham halini ve bu grubun dağılmadan önceki bazı görüntülerine
vk.com/aboodaud sitesinde rastladım. Tek tek kaynaklarımı görmek isteyenler
suryaniler.com sitesindeki konuyla
ilgili makaleme bakabilirler.
‘Ebu Banat Maltepe Cezaevi'nde’
Ebu Banat’ın akıbeti ne oldu?
Geçtiğimiz Temmuz ayında Konya’da
metropolitlerin kaçırılması ile ilgili olduğu iddia edilen üç kişinin
yakalandığı iddia edildi. Yetkililer bu şahısların olayla ilgilerinin
olmadığını açıkladılar. Dışişleri Bakanlığı vize problemi olan yabancı şahıslar
olduklarını ve sınırdışı edildiklerini bildirdi. Ancak yaptığım araştırmada bu
şahıslardan birinin Ebu Banat olduğunu öğrendim. Gerçek kimliği Magomed
Abdurrahmanov. 4 Temmuz'da silahlı terör örgütüne üye olmaktan dolayı
İstanbul'da tutuklanmış. Şu anda yabancı uyruklu mahkumların kaldığı Maltepe
Cezaevi’nde tutuklu. Dosyası ile ilgili gizlilik kararı var. Savcılık henüz
iddianamesini tamamlamamış. Oysa Dışişleri Bakanı bizzat 19 Temmuz'da, yani Ebu
Banat tutuklandıktan 15 gün sonra kendisini ziyarete gelen Süryani Cemaati
liderlerine bu şahsın konuyla ilgisi olmadığını ve sınırdışı edildidiğini
açıklamıştı. Türkiye Cumhuriyeti, üç kişinin kafasını kesen ve iki metropoliti
kaçırıp öldürdüğü söylenen Magomed Abdurrahmanov'un tutuklandığını neden
saklıyor, anlayamıyorum. Gerçek her ne ise ortaya konulmalıdır.
Magomed Abdurrahmanov’un Ebu Banat olduğunu nasıl biliyoruz?
Bu şahsın gerçek ismine kafa kesme görüntülerinin ilk yüklendiği Liveleak
sitesinde video açıklamalarında rastladım. Daha sonra görüntüler tüm dünyayı
şoke edince bazı Rus forum sitelerine bu şahsı tanıyanlar değişik bilgiler
yazmaya başladılar; bunları tek tek inceledim. Şahsın kimlik bilgileri,
özgeçmişi ve hatta gençlik fotoğrafları zamanla ortaya çıktı. Bilgiler benim
araştırmamda ortaya çıkan bilgilerle de örtüşüyordu. Magomed Abdurrahmanov,
Dağıstanlıydı ve eski bir polisti. İstanbul'da tutuklanan kişinin adı aynı.
Anne ile baba adları da tutuyor, yani bir başkası olamaz.
Ebu Banat hakkında başka neler biliyoruz?
Cihatçılar takma isimler kullanıyorlar. Ebu Banat da takma bir
isim ve anlamı Arapça “Kızların Babası” demek. 1974 doğumlu ve
Dağıstan’ın Hadzhalmahi kentinde Levashinskogo ilçesinde eskiden polis olarak
çalışmış. Kafkas Emirliği’ne bağlı Ömer Şişani’ye bağlı bir grup kurmuş. Halep
yakınlarındaki Meşhed Ruhi denilen bir köye Nisan ayında yerleşerek vahşice
uygulamalar ve gösteriler yapmış. Dünya bu şahsı Temmuz ayında internete
düşen Francois Murad adlı bir rahibin ve diğer 2 kişinin kafasını kesme
görüntüleriyle tanıdı. Ancak görüntülerdeki kişinin François Murad olmadığı
sonradan anlaşıldı. Neticede Ebu Banat'ın çok kolayca kafa kesen, inanılmaz
şiddet uygulayan biri olduğu kesin.
Kaynak: Agos - Uygar Gültekin (Bu haber, Agos'un 6 Aralık 2013 tarihli, 918.
sayısında yayımlanmıştır)
Güncelleme Tarihi: 6 Aralık 2013