Fevzi Şahin Suriye Krizini Değerlendirdi

Fevzi Şahin Suriye Krizini Değerlendirdi
Türkiye neden bir anda, daha önce son derece sıcak ilişkiler geliştirdiği Esad rejimiyle ters düştü? Bu sapmada hangi uluslararası ve bölgesel gelişmeler rol oynadı?10.08.2012 23:55
 Suriye ile Türkiye arasındaki jet uçağının düşürülmesi büyük bir kriz yarattı. Krizin boyutları uluslar arası bir mahiyete ulaştı. Herkesin aklında şu sorular var: “Türkiye’nin uçağı Suriye ile ilgili neler yapıyordu? Kriz Rusya ile Türkiye arasında bir sürtüşme veya güç mücadelesine dönüşür mü? NATO olaya ne ölçüde dahil olacak? Ekonomi krizden ne kadar etkilenecek”. Bütün bu soruları, Mardintime.com yazarlarından Fevzi Şahin’e sorduk. Şahin son zamanlarda isabetli yorumlarıyla Ortadoğu konusunda ön plana çıkmakta. Okurlarımız bu yorumları siteden takip edebilirler. Fevzi Şahin sitemiz dışında çeşitli dergi ve gazetelerde strateji konularında makaleler yazmakta ve think-thank’larda yorumlarda bulunmaktadır.  

“RUSYA, SURİYE’DE ETKİNLİĞİNİ KAYBEDERSE AKDENİZ’İN TÜMÜNE VEDA EDECEKTİR”

Türkiye neden bir anda, daha önce son derece sıcak ilişkiler geliştirdiği Esad rejimiyle ters düştü?  Bu sapmada hangi uluslararası ve bölgesel gelişmeler rol oynadı?

Akla ilk gelen cevap Arap Baharı. Çünkü Suriye ile son yıllarda geliştirdiğimiz dostane ilişkilerin, Esad yönetiminin bazı uygulamaları nedeniyle sekteye uğraması Türkiye'ye dair sorunlardan kaynaklanmıyor. Yani temelde Suriye ile Türkiye'nin görünür bir sorunu yok. Ancak; Arap Baharı'nın bölgede yarattığı sarsıcı etkiler ve Suriye halkının demokratikleşme talepleri karşısında rejimin verdiği tepki, Suriye'yi tüm Batı sistemi ile sorunlu hale getirmiş durumda. Nitekim Türkiye'nin hem küresel hem de bölgesel politikaları açısından, kendi halkına karşı şiddet uygulayan bir rejimle iyi ilişkiler içerisinde olması oldukça zor. Can kayıplarının her gün artması ise sadece Türkiye'nin değil, bütün BM'nin gündeminde olan bir sorun. Ancak şunu da gözden kaçırmamak gerekir, Suriye meselesi Suriye'den ibaret değil. Arap Baharı paradigmasının bir parçası ve Kuzey Afrika'daki değişimlerle Ortadoğu'yu eklemleyen bir modelin uzantısı. Bu bakımdan değişimin hızı ve başarma olasılığı modelin diğer parçalarında ne kadarsa, Suriye'de de aşağı yukarı o kadar. Üstelik Suriye'nin bir önemli özelliği daha var. O da bu ülkenin yıllardır Rusya'nın ilgi alanında olması.
 
Doğrudan sorayım: Türk jeti Akdeniz’de neyin peşindeydi. Rutin bir uçuş mu yapıyordu; yoksa istihbarat mı topluyordu?

Türkiye, uçağın uçuş partneri, niyet ve maksadı, silah yükü durumu konusunda gerekli raporları hazırlayarak, uçağın ne zaman ve nasıl vurulduğuna dair gerekli bilgileri derlemiştir. Soruyu bu açıdan müsaade ederseniz cevaplamakta fayda var.  Buna göre uçak, Malatya’dan havalandıktan sonra, kısa bir süre Suriye hava sahasına girmeyi müteakip kendi radar üssümüz tarafından ikaz ediliyor, bunun üzerine uçak derhal ihlal ettiği noktanın dışına çıkıyor ancak, Suriye kıyısının 13 deniz mili açığında uluslararası sahada uçarken muhtemelen Suriye’de konuşlu bir Rus uçaksavar füzesi ile vuruluyor ve bir süre düzensiz uçuş yaptıktan sonra Suriye sınırına 8 deniz mili mesafe içinde, diğer bir değişle Suriye karasuları içine düşüyor. Bilindiği gibi bir ülkenin karasuları sahilden itibaren 12 deniz miline kadar olan alanı kapsamaktadır. Hatırlarsanız Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bir haber kanalında yaptığı açıklamada “uçağın silahsız, tek başına uçan, kimliğini gizlememiş açık bir uçak'' olduğunu ifade etmiştir.

Suriye’nin Türk jetini düşürmesini hangi ilişkiler çerçevesinde düşünüyorsunuz? Rusya hangi ölçülerde sorunun içinde yer alıyor?

Ortadoğu denkleminde Rusya’yı analiz ettiğimiz zaman Rusya’nın Libya ve Suriye’ye ayrı bir anlam ve misyon yüklediğini görmekteyiz. Kaddafi sonrası Libya sayfasını kapatan Rusya’nın elinde sadece Suriye kalmış durumda. Çünkü Suriye'nin Akdeniz kıyısındaki liman kenti Tartus'ta bir Rus üssü var. Çok daha önemlisi, Ruslar, diğer ülkelerin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini buradan izliyor. Tartus, Rusların Akdeniz'deki tek üssü. Onu kaybederlerse, bölgedeki varlıklarını da yitirecekler. Dahası, haziran ayının ortalarında Fransız Le Figaro gazetesine dayandırılarak basında yer alan bir haberde Rusya’nın Özgür Suriye Ordusu askerlerini, Kürecik ve İncirlik üslerini gözetlemek amacıyla Türkiye topraklarına yaklaşık 10 kilometre mesafede radar sistemi kurduğu iddia edilmişti. Haberde radar sisteminin Lazkiye’ye bağlı Kesap ilçesi yakınlarında kurulduğu belirtilmişti. Türk uçağı ise Lazkiye Vilayeti’ne bağlı Ras el-Basit isimli Akdeniz kıyısında bir yerleşim biriminin açıklarında düşürüldü. Ras el-Basit ise Kesap’a sadece 20 kilometre uzaklıktadır. Türkiye-Rusya ilişkileri son birkaç ay içinde gelişen bazı olaylar nedeniyle gerilmiştir. Bunun iki temel nedeni Kürecik’e yerleştirilen NATO füze savunma sistemi ve Türkiye’nin Suriye politikasıdır. Eğer Türk jetine saldırının arkasında Rusya desteği olduğuna ilişkin iddialar doğru ise, amacın Türkiye’ye mesaj vermek olduğu ortadadır. Rusya, Suriye üzerinden Türkiye’nin gücünü sorgulatmak ve Türkiye’nin Suriye konusunda varsa askeri hedeflerini gözden geçirmeye zorlamak istemektedir.
 
Kriz nasıl çözülür? Bir NATO müdahalesi, meselâ, Kosova tipi bir müdahale bekliyor musunuz?

Hayır herhangi bir askeri müdahale öngörmüyorum. Türkiye, Suriye saldırısına doğrudan bir misillemede bulunmayabilir. Ancak saldırının orta vadede Suriye açısından sonuçlar doğurması caydırıcılığın yeniden tesis edilmesini sağlayabilir. Öncelikle saldırı, Türkiye’yi Suriye politikasında geri adım attırmaktan ziyade daha sertleştirecektir. Türkiye dış siyaset tecrübesinin verdiği duyarlılıkla fevri hareket ederek elindeki avantajı olumsuzluğa dönüştürecek bir süreç içine girmekten kaçınmıştır. Olayın teferruatlı bir şekilde incelenerek, detaylı bilgilerin NATO, AB ve BM nezdinde paylaşılması Türkiye’nin meşru müdafaa hakkının geçerliliği konusunda gerekli desteği alması konusunda olumlu adımlar olmuştur. Bu aynı zamanda Ankara ile Şam’ı münferit olarak karşı karşıya getirme durumunu ortadan kaldıracak ve uluslararası tepkinin Şam’ın karşısında yer almasına ve müşterek yaptırımlar uygulanmasına neden olabilecektir. Esad rejimi bu tür bir dayanışma ile daha da çıkmaza girecek ve mevcut desteğinde aşınmalar oluşacaktır. Türkiye “meşru müdafaa hakkı” ile gerekli her türlü tedbiri uygulayacağını uluslararası en üst düzeyde teyit ettirecektir.

Son olarak, krizin makro-ekonomik okuması nelerdir? Yada şöyle sorayım: Jetin düşürülmesinin finans dünyasındaki karşılığı ne oldu? Büyük bir etkilenme söz konusu olabilir mi?

Global gelişmelere göz attığımızda hali hazırda çok sayıda sorun ve krizin varlığını görebilmekteyiz. Avrupa’daki kriz, İran-ABD restleşmesi, İsrail-Filistin gerginliği, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananlar zaten piyasalar tarafından fiyatlanmış durumda. Finansal piyasalar ve ekonomi için en kötü ve en riskli senaryo savaştır. Büyük bir olasılıkla Türkiye için bu başvurulacak en son seçenektir.

Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.

Röportaj:
Vecdi Demir

Yazının Kaynağı  Mardin Time

Diğer Röportaj haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.