Atık Su Deresi İle İlgili Röportaj

Atık Su Deresi İle İlgili Röportaj
Mardin Buherkê Atık Su Deresi İle İlgili Röportajı DunaysırKültür Gazetesi yazarlarından Mardin Buherkê (Eryeri) doğumlu A.Baki Barık Ak parti 24. dönem milletvekili adayı Derik ilçesi kurucu üyesi ve eski ilçe başkanı Ahmet Karahan’la Buherkê lağım deresi hakkında görüştü.31.05.2013 17:29

Abdulbakı Barık: Ahmet Bey öncelikle Mardin Buherkê köyüne Cumhuriyet tarihi boyunca reva görülen bu derenin ıslah çalışmaları için röportaj isteğimizi kabul edip kırmadığınız için teşekkür ederiz. İzninizle sizi tanıyalım.

 

Ahmet Karahan: 1956 Derik doğumluyum. Aşiret olarak da Osmanê Reşo aşiretindenim. Ak Parti kurucu üyesiyim. Derik İlçesi Ak Parti başkanlığı yanı sıra 24.dönem milletvekili adayı oldum. Ak Parti içinde aktif olarak siyaset yapmaya devam ediyorum..

 

A.Baki Barık: Ahmet bey. Her ne kadar Kadim kentimizi tanıyor olsanız da, 50 yılını kent merkezinde geçirmiş, her sokağını defalarca arşınlamış, sanata olan ilgim ve süreçle kıyıdan da olsa ilgilenen biri olarak, bir iki vurgu yapmak istiyorum. Şu an “Ebedi Diyarım Mardin’le ilgili bir çalışmam var. Bu röportajdaki amacımız, makam ve statüsü ne olursa olsun sesimizi Buherkêliler olarak ilgili mercilere duyurmaktır.

 

Ahmet Karahan: Değerli hocam; öncelikle bu çok önemli sorun, yani lağımın Buhêrkê’den açıkta akıyor olması hepimizin ortak yarası ve hemen hal edilmesi gereken ortak sorumluluğumuzdur. Bu konuda kafa yoran, dillendiren ve tepki veren herkese şükranlarımı arz etmek istiyorum. Klasik bir cümle ile sözlerime başlamak istiyorum. ”Aslan yattığı yerden Belli olur.” İnsanlar önce kendilerinden, kurum olarak ailelerinden, çevrelerinden ve yaşadıkları coğrafyanın yanı sıra tüm kâinata karşı sorumluluk taşırlar. Uzun yıllardan beri toplumumuzun barış içinde yaşaması ve sorunlarının dillendirip çözülmesi için siyasetin içinde görev yapıyorum. Aydın ve duyarlı insanlarımızın ekolojik ve toplumsal alanlardaki sıkıntıları dillendirmelerini de çok değerli buluyor ve kendi adıma da destekliyorum. Buhêrkê ile ilgili de söyleyeceğim şu ki; bir an önce gündeme getirilip ne sebeple olursa olsun halledilinceye kadar Buhêrkêye reva görülmüş bu sorunun mutlaka çözülmesi benim de sorumluluğundan kaçamayacağım bir görev. Her şekilde kendimi sorumlu hissediyorum. Üstüme ne görev verilirse hazırım. Lağım deresinin açıkta akması, hele hele bu çağda, Mardin’in büyük şehir olması ile de bu sorunun daha çabuk halledilir inancındayım. En yakın zamanda şahsım adına gündeme getirip takipçisi olacağıma dair emin olabilirsiniz.

 

A.Baki Barık: Ahmet bey umuyor ve diliyorum ki bizler gibi düşünen ve bu sorunun halli için emek harcayanlara katılır ve Buhêrkê deresinin ıslahı için bir an önce siyasetle uğraşan biri olarak ilgililere duyurursunuz. Köyümüzün insanları da bu geç kalınmış hizmeti alarak bundan sonraki yaşamlarını ıslah edilmiş bir derenin vermediği tahribatla yaşarlar.

 

Ahmet Karahan: Hocam doğrusunu söylemek gerekirse kafamda bir sürü soru işareti doğdu. 90 yıldır toplumun her canlısına zarar veren hele hele yazları inanılmaz koku yayan bu lağımla ilgili köyden neden tepki verilmedi. Birçok zamanlarda salgın hastalıklara da neden olduğu halde yetkililer nasıl neşter atmamışlar bu yaraya.

 

A.Baki Barık: Ahmet bey, şimdi de siz yaramıza tuz biber kattınız. Birincisi bölge sadece seçimden seçime akla gelir. O da bildiğiniz gibi bir sürü boş vaatlerle halk kandırılır. İkincisi köyde yaşayanların sahibiyiz deyip köyde yaşamayan bir statü sahipleri var. Onlar seçim zamanında köylülere tahakkümü elden bırakmazlar ve aynı zamanda aday olanlar veya iktidarlardan nemalanırlar. Bu sadece buherkê köyü için değil bütün bölge köyleri için önceden beri hazırlanmış bir konsept,  yaralarımıza neşter atmayın siz siyasilere söyleyecek çok sözümüz var. Bizim de bir zamanımız gelecek, bir gün bu yürek derinliğimizden avazımız çıkıncaya kadar bağıracağız. Tepki olarak verdiğimiz oylarımızın yanık izleri, hala bu lağım deresinde görmek mümkün.

 

Ahmet Karahan: Saygı değer hocam gördüğüm kadarı ile bayağı bayağı dolusunuz. Tabii ki zamana bağlı olarak bir sürü yanlışları görmek mümkün. Ama hocam dünya değişiyor, bilgi ve teknoloji ile dünyanın panoramasını yakından görmenin mümkün olduğu bir çağdayız. Dünya UNESCO mirasına aday MARDİN kadim kentinin bir kilometre dibindeki BUHÊRKÊ vadisinin, kayıtsız şartsız ve zamana yaymadan ıslahı zorunluluktur. Bildiğiniz gibi Mardin büyük şehir oldu. Bu saatten sonra Büyük Şehir Belediyesini hangi parti alırsa alsın gündemin başında yerini alacaktır. Buhêrkê ”Eryeri” vadisi” deresi ”Mardin panoramasında çok çirkin bir manzara olarak hepimizin mahcup ediyor. Bu ucubenin ıslahı noktasında herkese görev düşüyor. Buhêrkê köyü mücavir alandan belediye alanı içinde yer alacak. Bu şekilde zaten gündeme gelmesi zorunlu olacak. Şahsım olarak da başından beri vurguladığım gibi üstüme ne görev düşerse yapacağıma emin olabilirsiniz.

 

A.Baki Barik: Ahmet bey umuyor ve diliyorum daha önceleri yapıldığı gibi olmaz. Yani Feodal beylerin çıkarlarının dışında tüm köylülerin insan yerine konulduğu bir zaman işler de köylülerin yüzyıllardan beri çektikleri bu çile biter.

 

Demin bir şey sormuştunuz. Köylüler hiç mi tepki vermediler diye, uzun yıllardır köye gelen veya merkezde köylüler ile görüşen siyasilere, köylülerin ilk talebi lağımların ıslahı olmuş, seçim dönemlerinden sonra verilen sözler unutulmuş, sorun göz ardı edilmiş, her seferinde köylülerimiz köylüye verilen taahhütler yerine getirilmemiştir. İnsanlar bilinçlendikçe ve bireysel özgürlükler öne çıktıkça şartlar zorlanmaya başlamıştır. Ve en son seçimde köylüler bu insanlık ayıbını yine dillendirmiştir. Ben ve toplum köylülerini bu kültürler mozaiğinin sevdalısı olarak aynı zamanda tüm duyarlı hemşerilerime buradan çağrı yapıyorum.

 

Ahmet Karahan: Değerli hocam bu sadece Buhêrkê halkının sorunu değil, bütün Mardinlilerin ve yöneticilerin ortak sorunudur. Çevrecilerin yakın zamanda Zergan deresi ile ilgili çalışmaları oldu. Zergan deresinin ıslahı için yoğun çalışmalar sonucunda programa alındı. Buhêrkê lağım deresi de umuyorum en yakın zamanda programa alınacaktır.

 

A.Baki Barık; Sayın Karahan ülkemizde bir barış havası var. 30 yıldır bu ülkenin kanayan yarası olan kirli savaşın bitmesi ile ilgili görüşünüzü almak istiyorum.

 

Ahmet Karahan: 30 yıldır süre gelen bu kirli savaşın bitiyor olması, hem bölgemiz hem de ülkemiz açısından kendi adıma çok çok önemsiyorum. Milyonlarca insanın yerinden, yurdundan olması, sosyal ve ekonomik sendromlarda geçmesi, doğrusu bir insanlık dramıydı. Bütün sürecin tahlil edilerek ve önemli bir adımın atılarak barışın tesis edilmesi, doğrusu takdire şayan bir olay. Bölge halkı olarak da bu süreci destekliyoruz. Halkımızın da genel temayülü bu yönde görülüyor. Halkımız arasında büyük bir sevinç var. Biz de halkımızın bu sevincine ortak oluyoruz. Umuyorum süreç hezimete uğramaz, ülkemizde barış ve kardeşlik meşalesi sonsuza kadar yanar. İzniniz ile Cicero’dan bir alıntı yaparak konuya vurgu yapmak istiyorum: “En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir.”

 

A.Baki Barık: Ahmet bey, çok çok teşekkür ediyorum. Bu söyleşiden derin haz aldığımı ifade etmek istiyorum. Size de siyasi hayatınızda başarılar. Ayrıca, sağlık ve esenlikler diliyorum.

 

Ahmet Karahan: Hocam bende bu duyarlılığınızdan dolayı çok memnun olduğumu belirtmek istiyorum. Her aydın düşünce ve tepkinin dikkate değer olduğunu düşünüyorum. Sağlıkla kalın. Başarılar diliyorum.

 

Röportaj: Abdulbaki Barık.

Diğer Röportaj haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.