• Ana Sayfa
  • »
  • Eğitimciye Düşen En Temel Görev

Eğitimciye Düşen En Temel Görev

Öğretmek, anlatmak, tanımlamak, etkilemek ve değiştirmek zordur.


 

Eğitici, bilgi ve kabiliyetlerini etkin ve sistematik bir şekilde karşı tarafa aktaran kişi veya kişilerdir. Eğitici veya eğitimci yalnız bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişiden de oluşabilir. Günümüzde hemen her alanda eğitimlerde genellikle tek eğitici görev almaktadır. Tek eğiticinin rol aldığı eğitim sistemlerinde, daha etkin bir veri transferi olmaktadır. Birden fazla eğitimcinin aynı anda görev alması öğreniciler üzerinde konsantre kaybına neden olabilmektedir.

 

Öğretmek, anlatmak, tanımlamak, etkilemek ve değiştirmek zordur. Bu nedenle, Hz. Ali’nin deyimiyle “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünden eğitimin ne kadar kıymetli ve zorlu bir süreç olduğu anlamaktayız. Eğitici, öğreten demektir. Yani peygamberlik mesleğidir, bu nedenle kutsal olması yönünden ayrıca bir ehemmiyetlidir.

 

Etkili bir eğitimci, her şeyden önce psikolojik olarak öğrencinin ilgi alanına girmelidir. Eğitimci öğrencinin ilgi alanına girebildiği ölçüde etkin ve başarılı olur. Bu nedenle anlatılmak istenenden önce anlaşılabilecek bir ortam oluşturulmalıdır.

 

İstenilen ortamını oluşturmak içinse sevgi ve güven kavramları inşa edilmelidir. Eğitimci, söylediğini yaşamalıdır. Eğitimcinin anlattığı konuları yaşaması, öğrenciye tesir eder, tavsiye ettiği konuları kendi hayatında uygulamalıdır. “Kendini ıslah edemeyen başkasını edemez” sözü bir kenara not edilmelidir. Bu konuda Kuran-ı Kerim’den de bir ayet verecek olursak, “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?” (Saf-61/2) diye ferman edilir. Bu nedenle güven ortamının inşası için eğitimcinin kendisi ile olan tutarlılığı önem arz etmektedir.

 

Sevgi konusu ise, eğitimde eğitimcilere düşen en temel görevdir. Elbette bir insan kendisini zorla bir başkasına sevdirmesi mümkün değildir. Ancak, sevgi ortamının oluşması için bir şeyler yapabilir. Bazen küçük bir hediye bazen de küçük bir tebessüm yeterli olacaktır. Önemli olan kişiye değer verdiğini hissettirmektir. Verilen bu değer öğrencinin sevgisini kazanmak için yeterli olacaktır.

 

Sevgi ile hareket eden öğrenci verilen mesajları daha iyi özümseyebileceği gibi hayatına da aynı şekilde aktaracaktır. Bunun sonucunda başarıda mutlak olacaktır.

 

Sevgi konusunu biraz açmak istiyorum. Eğitici tarafından öğreniciye olan sevgi tamamen şefkattir. Oysa bu sevgi, kimi zaman öğreniciler tarafından yanlış anlaşılmakta ve suiistimal edilmektedir. Tacize varan iftiralara neden olmaktadır. Birçok eğitici bu konuda mağduriyet yaşamakta, hatta mahkemelik olmaktadır. Bu tür haksız iftiralardan dolayı ailelerini, arkadaşlarını ve sosyal çevrelerini kaybetmektedirler. Bu nedenle bu tür suiistimal ve iftiralara karşı eğiticilerin daha dikkatli olmaları gerekmektedir.

 

Toparlayacak olursak eğitimciye düşen temel görev, sevgidir. Siz bu konunun altını birçok başlık ile doldurabilirsiniz. Ancak, bu hayatta her şeyin kapısını açacak en büyük anahtar sevgidir. Sevgi ile bakan göz, sevgi ile hareket eden kalp, sevgi ile yaşamasını bilen insan kazanır ve kazandırır.

 

Sevgi ile kalın…

 

ahmet ronas 

19.06.2015

  • PAYLAŞ
  • İzlenme : 1369

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.
Yasal Uyarı​ Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar. Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.