Eğitici,
bilgi ve kabiliyetlerini etkin ve sistematik bir şekilde karşı tarafa aktaran
kişi veya kişilerdir. Eğitici veya eğitimci yalnız bir kişi olabileceği gibi
birden fazla kişiden de oluşabilir. Günümüzde hemen her alanda eğitimlerde
genellikle tek eğitici görev almaktadır. Tek eğiticinin rol aldığı eğitim
sistemlerinde, daha etkin bir veri transferi olmaktadır. Birden fazla
eğitimcinin aynı anda görev alması öğreniciler üzerinde konsantre kaybına neden
olabilmektedir.
Öğretmek,
anlatmak, tanımlamak, etkilemek ve değiştirmek zordur. Bu nedenle, Hz. Ali’nin
deyimiyle “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözünden
eğitimin ne kadar kıymetli ve zorlu bir süreç olduğu anlamaktayız. Eğitici,
öğreten demektir. Yani peygamberlik mesleğidir, bu nedenle kutsal olması
yönünden ayrıca bir ehemmiyetlidir.
Etkili
bir eğitimci, her şeyden önce psikolojik olarak öğrencinin ilgi alanına
girmelidir. Eğitimci öğrencinin ilgi alanına girebildiği ölçüde etkin ve
başarılı olur. Bu nedenle anlatılmak istenenden önce anlaşılabilecek bir ortam
oluşturulmalıdır.
İstenilen
ortamını oluşturmak içinse sevgi ve güven kavramları inşa edilmelidir.
Eğitimci, söylediğini yaşamalıdır. Eğitimcinin anlattığı konuları yaşaması,
öğrenciye tesir eder, tavsiye ettiği konuları kendi hayatında uygulamalıdır. “Kendini
ıslah edemeyen başkasını edemez” sözü bir kenara not edilmelidir. Bu
konuda Kuran-ı Kerim’den de bir ayet verecek olursak, “Ey iman edenler! Yapmayacağınız
şeyi niçin söylüyorsunuz?” (Saf-61/2) diye ferman edilir. Bu nedenle
güven ortamının inşası için eğitimcinin kendisi ile olan tutarlılığı önem arz
etmektedir.
Sevgi
konusu ise, eğitimde eğitimcilere düşen en temel görevdir. Elbette bir insan
kendisini zorla bir başkasına sevdirmesi mümkün değildir. Ancak, sevgi ortamının
oluşması için bir şeyler yapabilir. Bazen küçük bir hediye bazen de küçük bir
tebessüm yeterli olacaktır. Önemli olan kişiye değer verdiğini hissettirmektir.
Verilen bu değer öğrencinin sevgisini kazanmak için yeterli olacaktır.
Sevgi
ile hareket eden öğrenci verilen mesajları daha iyi özümseyebileceği gibi
hayatına da aynı şekilde aktaracaktır. Bunun sonucunda başarıda mutlak
olacaktır.
Sevgi
konusunu biraz açmak istiyorum. Eğitici tarafından öğreniciye olan sevgi
tamamen şefkattir. Oysa bu sevgi, kimi zaman öğreniciler tarafından yanlış
anlaşılmakta ve suiistimal edilmektedir. Tacize varan iftiralara neden
olmaktadır. Birçok eğitici bu konuda mağduriyet yaşamakta, hatta mahkemelik
olmaktadır. Bu tür haksız iftiralardan dolayı ailelerini, arkadaşlarını ve
sosyal çevrelerini kaybetmektedirler. Bu nedenle bu tür suiistimal ve
iftiralara karşı eğiticilerin daha dikkatli olmaları gerekmektedir.
Toparlayacak
olursak eğitimciye düşen temel görev, sevgidir. Siz bu konunun altını birçok
başlık ile doldurabilirsiniz. Ancak, bu hayatta her şeyin kapısını açacak en
büyük anahtar sevgidir. Sevgi ile bakan göz, sevgi ile hareket eden kalp, sevgi
ile yaşamasını bilen insan kazanır ve kazandırır.
Sevgi
ile kalın…
ahmet
ronas
19.06.2015