Köşe
yazmak bir imtiyaz olduğu için bunun hakkını vermek mağdurdan ve mazlumdan yana olmakla mümkündür. Kamu vicdanına ses olmak ve kamuya
karşı bireyin hukukunu vikaye etmek
amaçtır.
Grup menfaatleri veya milli
menfaatler için yazı yazmak memuriyettir ve sorumsuzluktur. Yazı yazmada sorumluluk fikri hür, vicdanı gür tutmaktır.
İki yıl önce Taraf’ta yazmaya
davet alınca büyük bir memnuniyetle yazmaya başladım. Gazete köşesi denilen
okuyucuya hitap etme ayrıcalığını, özgürlük,
tefekkür ve demokrasiye hizmet için kullanmaya çalıştım.
Bir insan ve bir demokrat
olarak yazı yazdım ve mutlak bir
hürriyet ile yazdım. Bu imkân için ne diyebilirim ki? Elhamdülillah.
İnsanı, insanın türevi ve uzantısı olan devlet ve millet dâhil (parti,
örgüt, cemaat) hiçbir muhayyel tüzel
kişiliğe kurban veya feda etmemeyi ve ne pahasına olursa olsun doğruyu
söylemekten çekinmemeyi ilke edindim.
Zira bu meslekte üstadım ve
serlevham “hakkın hatırı âlidir, hiç bir
hatıra feda edilmez” prensibidir.
Çeşitli kamulardan okuyucularımın teveccühüne muhatap
oldum ve gösterdikleri alaka için kendilerine medyun-u şükranım. İnşallah
ilgilerine layık olabildim. Okuyucu ile dostluk berdevamdır.
Hem eskimeyen bir sevgilinin ‘benim
için bitti, senin için de bitsin’ demesi gibi değil okuyucu ile yazı arasındaki
ayrılık. Yazının bir nevi beka kazanması, evrensel
olana ne kadar dokunabildiğine ve hakikate ne kadar özenle muamele ettiğine
bağlı. Eğer okuyucunun vicdanında yankı bulan ve yarına kalan bir söz edebildiysem ne mutlu!
Kendileriyle sadece birkaç kez
görüşmüş olsam da hep nezaket ve dostluklarıyla muhatap olduğum Neşe Düzel’e ve yazarlar editörü Tamer Kayaş’a özellikle teşekkür etmek
isterim.
Evet, değişim zamanı geldi.
Tekrar görüşmek üzere Allahaısmarladık diyorum.
Bimînin
di xweşiyê da.
mucahitbilici@gmail.com
Twitter:
@mucahitbilici