BİR KERE ÖLÜR İNSAN

BİR KERE ÖLÜR İNSAN
Başbakan Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları veda toplantısında adeta GEMİLERİ YAKTI, İşte o toplantı ile ilgili Cahip KARAALP Hocanın kaleme aldığı "BİR KERE ÖLÜR İNSAN" yazısını ayrıca sizlerle paylaşmak istedik.15.08.2014 09:59

 BİR KERE ÖLÜR İNSAN


 

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu sözü söylediğinde salonda alkış tufanı koptu, herkes ayağa kalktı ve “Bu Sözün Üstüne Söz Olmaz” dercesine alkışlar bitmek bilmedi…

 

Gerçekten de bu söz, başka söze hacet bırakmıyordu… Bu söz, her şeyi anlatmaya yetiyordu… Erdoğan, bu sözü söylediğinde özellikle söyleyiş tarzına, o andaki duygularına baktım… Samimiydi ve çok içtendi… Söz yüreğini parçalayıp çıkmış gibiydi…

 

Bu söz; pısırıklığın, bencilliğin, sinmişliğin, korkaklığın, vurdumduymazlığın, aymazlığın, sorumsuzluğun üzerine bir balyoz gibi iniyordu.. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuşmasında; aslında etrafındakilere, meclis çatısı altında bıraktığı vekillere sitemler ediyor, eleştiriler yağdırıyor, durum tespitleri yapıyor ve korkuya savaş açıyor, dinleyenleri yüreklendiriyordu…

 

Çankaya’ya beş kala Sayın Erdoğan, tavandan tabana herkese özellikle paralel yapı ile mücadele etmeyi öğütlüyor ve korkusuzluğu aşılıyordu… Erdoğan, aslında bu konuşmasında paralel yapı ile gerektiği gibi mücadele etmeyenleri korkaklıkla niteliyordu… Sayın Erdoğan’ın, taşra ve merkezdeki çalışma arkadaşlarından yeterli desteği görmediği bu konuşmasından rahatlıkla anlaşılıyordu…

 

Paralel yapı ile mücadeleye konuşmasında geniş yer ayıran Erdoğan, Türkiye’nin önündeki tehlikeye, zehirli yapıya dikkat çekiyor ve cemaatin tabanını tenzih ediyordu… Bu yapının ülke istiklaline kast ettiğini söyleyen Erdoğan, yeni sürecin paralel yapı ve destekçileri açısından daha kötü olacağını haber ediyor ve “Erdoğan Gider Paralel Yapı Rahat Eder” anlayışında olanların bekleyişini boşa çıkarıyordu…

 

Sayın cumhurbaşkanı, başbakanlık döneminde paralel yapı ile ölümüne mücadele verirken, kelle koltukta gezerken AK Parti sayın vekil, il ve ilçe yöneticileri ile belediye başkanları onlarla iş tutuyor, olan biteni önemsemiyorlardı… Maalesef Erdoğan haklı olduğu mücadelesinde yalnız bırakılmıştı… Paralel yapı her yerden saldırıyor, en mahrem konuları bile gündeme getiriyorlardı…

 

Ak Partideki birçok vekil, bakan ve başkan cemaatin gücüne o kadar inanıyorlardı ki Erdoğan’ın düşeceğine ve birçok kişinin tutuklanacağına kesin gözüyle bakıyorlardı… 17 Aralık sürecinde AK Parti kurmaylarında bir şaşkınlık ve telaş gözleniyordu…

 

Suskunluk erdemden değil, Erdoğan’ın da dediği gibi; “korkudandı, yargı korkusundandı…”, “Her gün bu korkuyla öleceğimize bir kere onurumuzla ölelim” diyemiyorlardı…

 

Bu sessiz yığınların yeni Genel Başkan döneminde muhakkak temizlenmeleri ve partideki aktif görevlerinden alınmaları gerekir… AK Partiyi dokuz seçimdir iktidara taşıyan halk, Erdoğan’a büyük bir sempati duymaktadır… Yani AK Partiyi büyük parti yapan bu “sinik korkaklar” değildir… Erdoğan’ı yalnız bırakan insanların partideki görevlerinde asla ve asla durmamaları gerekmektedir…

 

Partinin başına geçecek yeni Genel Başkan, parti içinde ciddi bir temizlik operasyonu yapmalıdır… Zira ismi “AK” olan bir partide “PAK” insanlar siyaset yapmalıdır… Türkiye genelinde yeni ve ciddi bir örgütlenmeye gidilmelidir… Bu örgütlenme sırasında İslami Camialardan görüş ve isim alınmalı sadece milletvekilleri, STK ve eski yönetimlerin vereceği isimlerle yetinilmemelidir…

 

Dün Rabia eylemlerinin yıl dönümü olması münasebeti ile ülke çapında Eğitim Bir-Sen’in öncülüğünde eylemler yapıldı, Sisi yönetimi kınandı… Eğer paralel yapının hedeflediği tablo gerçekleşmiş olsaydı şimdi bu ülke de Mısır gibi bir darbeye sahne olacak, halkın seçtiği adam zindana, darbeciler ise iktidara geçecekti…

 

Mısır’da askeri darbe, Türkiye’de ise yargı darbesi yapılacaktı… Hem de konu “yolsuzluk” olacaktı, herkes Erdoğan’ı kınayacak, “iyi oldu” diyecekti… Halk paralel yapının uyduracağı haberlere inanacak ve aldatılacaktı… Dolayısı ile Türkiye bir asır daha gerileyecek ve bir daha zor toparlanacaktı…

 

Koca bir ülke, bir cemaatin ihtirasına yenik düşecekti… Bir cemaatin, “yaşı yetmiş işi bitmiş” liderinin başa geçmesi için istikbal vadeden, güven toplayan ülkemin ilerleyişi durdurulacaktı…

 

Bizi yıllarca kandıran, evlatlarımızı harcayan, ümmetin malını talan eden, devletin imkânlarını milletin aleyhinde, cemaatin lehinde kullanan bu paralel ihanet şebekesi, eğer iktidar olsaydı bugün bizde nice Esmaları kaybetmiş olacaktık…

 

Dün 28 Şubat sürecinde üniversite kapılarında bekleşen, içeri alınmayan, polisler tarafından tartaklanan, polis arabalarına zorla bindirilen bacılarımın görüntülerini izlerken, feryatlarını dinlerken, o gözyaşlarına bakarken bizi bugünlere getirmek için mücadele veren Erdoğan’ı bir kez daha takdir ettim…

 

Dikkat ettiniz mi paralel yapının söylemlerine, haberlerine? Erdoğan’ın dediği gibi hiçbir zaman mertçe karşı koyamadılar, hep namertçe, alçakça davrandılar… Aklını yitirmiş bir deli gibi sağa sola saldırıp durdular…

 

Dik durmadılar, en adi yöntemleri kullanmaktan geri kalmadılar… Beddualar yağdırdılar, hakaretler ettiler, tehditler savurdular… Bir türlü tövbeye yanaşmadılar, Şeytan gibi tövbeden kaçındılar, şeytanlaşmaya yol aldılar… Bir özürdü dilemeleri gereken yapamadılar, halkı enayi kendilerini uyanık sandılar… Sandıkta son buldular…

 

Erdoğan bu ülkenin evladı ve yüzde 52’nin Cumhurbaşkanıdır… Ona savaş açmak halka savaş açmaktır… Ona yapılacak saygısızlık halka yapılmış olacaktır… Halkın iradesine saygısı olmayanların halktan destek bulmaları mümkün olmayacaktır…

 

Yazının tamamını okumak için tıkla


Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.