GENEL GEREKÇE
Üzerinde yaşadığımız coğrafyada; neredeyse insanlığın var olduğu günden beri birçok halk yaşamış, çeşitli kültürler bu topraklara zenginlik katmıştır. Halkların kattığı bu zenginlik kültürel birçok öğeyi barındırmakla birlikte konuşulan dillerin çeşitliliği, zenginlikleri yansıtan en büyük unsurdur. Bu unsuru gözle görünür kılan ise yerleşim birimlerinin adlarıdır. Esasen bu durum sadece bu topraklarda yaşayan halklara ait bir kültürel miras değil, dünya mirasıdır. Zira bu topraklarda Türklerden başka Kürtler, Ermeniler, Çerkezler, Araplar, Lazlar, Rumlar, Süryaniler ve daha birçok halk yaşamakta olup; nice uygarlık, izlerini günümüze kadar gelen isimlerle devam ettirmiştir. Geçmişte bu dillerde olan yerleşim yerlerinin adlarının Türkçeleştirilmesinin toplumda kırılmaya ve halkların yaşadıkları coğrafyaya yabancılaşmasına neden olduğu kuşkusuzdur.
1921 yılından itibaren otuz bin iki yüz seksen (30.280) yerleşim biriminin adı Kürtçe, Ermenice, Rumca, Lazca, Çerkesçe, Arapça ve daha sayamadığımız farklı dillerde olduğu için değiştirilmiştir. Bu yerleşim yerlerinden on iki binden fazlası sadece köy isimleridir. İsim değiştirme işlemlerinin resmileşmesi ise, İçişleri Bakanlığı’nın 1940 yılı sonlarında hazırladığı 8589 sayılı genelge ile gerçekleşmiştir. İşbu genelge ile “yabancı dil ve köklerden gelen ve kullanılmasında büyük karışıklığa yol açan yerleşme yerleri ile tabii yer adlarının Türkçe adlarla değiştirilmesi” uygulaması resmen hayata geçmiş oldu.
1980-1983 yılları arasında da Kürtçe mezra ve yayla adları sistematik olarak Türkçeleştirilmiştir. Ancak o yerleşim birimlerine yaşayan halklar kendi dillerinde kullanılagelen eski adları kullanmaya devam etmiştir. Zira bu durum, yaşanılan yerle kişinin manevi bağının bir gereğidir. İsimlerin değiştirilmesinin halk nezdinde bürokratik işlemler haricinde bir anlamı da yoktur. Öyle ki anadili Türkçe olan yerleşim yerlerinde dahi eski adlara dönme eğilimi artmaktadır.
Her ne kadar demokratikleşme yolunda önemli bir paket olduğu iddia edilen ‘açılım’ sürecinde coğrafi bölgelerin isimlerinin iadesi Hükümet tarafından seçim dönemlerinde vaat edilmişse de hala bu yönde somut bir adım atılmamıştır. Yeni kurulan üniversitelere verilen tarihsel isimler de göstermektedir ki, Cumhuriyet döneminde devam eden bu politikalar bir başka yönüyle devam etmektedir. Zira yeni konulan isimler Anadolu’da başka hiçbir medeniyet iz bırakmamış gibi Türki unsurlardan seçilmektedir. Oysaki binlerce yıllık Anadolu ve Mezopotamya, sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetlerin torunları olan Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Aleviler, Lazlar, Süryaniler gibi kadim halklar, milletler ise hala bu topraklarda yaşamaktadırlar. Nitekim her ne kadar yer isimleri devlet tarafından değiştirilmişse de bu halklar bildikleri isimleri günümüzde de kullanmaktadırlar.
Mardin Mezopotamya tarihinin en eski şehirlerinden biridir. Tarihi boyunca Arapların, Kürtlerin, Süryanilerin, Ermenilerin meskun olduğu bir şehirdir ve bu halklara ait onlarca, yüzlerce eser vardır. Tek bir unsurun, yani Türklüğün öne çıkarılması doğru değildir. Her yere 'Artuklu' adı verilirse, bunun adı etnik milliyetçilik, ırkçılık, bölücülük ve asimilasyon olur.
Mardin'e üniversite kuruldu adı 'Artuklu' yapıldı, merkez ilçeye de 'Artuklu' ismi veriliyor. Sürekli olarak Mardin'in tarihte Türk şehri olduğu, Türk egemenliğinde kaldığı vurgulanarak Türklük ve Türk tarihiyle ilgili simgeler öne çıkarılıyor. Mardin'in 500'ün üzerinde köyü var; hiçbirinin anadili Türkçe değildir. Mardin’deki isimleri değiştirilmiş olan ilçelerin adları, bölgede yaşayan kişilerce hala eski şekillerinde kullanılmakta ve bilinmektedir. Kızıltepe ilçesi Koser olarak, Dargeçit ilçesi Kerboran olarak, Mazıdağ ilçesi Şamrah olarak, Ömerli ilçesi Maserti olarak ve Yeşilli ilçesi de Rışmıl olarak kullanılmaktadır. Bu ilçelerin isimlerinin tekrar eski halinde kullanılması sağlanmalıdır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Mardin ilindeki ilçe adlarının geçmişte kullanılan tarihi, coğrafi ve yöresel adlarıyla değiştirmesi ile Mardin ilinin geçmişinden beri süregelen zengin kültürel ve tarihi çoğulculuğunun korunması, farklılıkların yaşatılması ve saygı duyulması amaçlanmıştır.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
BAZI İLÇELERİN İSİMLERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- Mardin ilinde bulunan;
Artuklu ilçesinin adı Mezopotamya olarak
Kızıltepe ilçesinin adı Koser olarak
Dargeçit ilçesinin adı Kerboren olarak
Mazıdağ ilçesinin adı Şamrah olarak
Ömerli ilçesinin adı Maserti olarak
Yeşilli ilçesinin adı Rışmıl olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Bazı il ve ilçelerin isimlerinin değiştirilmesi hakkında kanun teklifim gerekçesiyle birlikte ilişkide sunulmuştur.
Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Altan TAN
Diyarbakır Milletvekili
GENEL GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde kurulu olduğu Mezopotamya, Trakya ve Anadolu binlerce yıl pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmıştır. Ancak 30 bin 280 yerleşim biriminin ismi Kürtçe, Gürcüce, Tatarca, Çerkezce, Lazca, Arapça veya farklı azınlık ve grupların dilinde olduğu için değiştirilmiştir. Türkiye’de yer adlarının değiştirilmesi uygulaması Cumhuriyetin ilk yıllarından beri hayata geçmeye başladı.
İsim değiştirme işlemlerinin resmileşmesi İç İşleri Bakanlığının 1940 yılı sonlarında hazırladığı 8589 sayılı genelge ile gerçekleşti. 1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile yer adlarının değiştirilmesi işlemleri yasal bir dayanağa kavuşturuldu. Ardından 1957 yılında da bir ‘Ad değiştirme ihtisas kurulu’ kuruldu. Söz konusu bu kurulun çalışmaları tarihi değeri olan yer adlarının da değiştirildiği gerekçesiyle 1978 yılında sona erdi. Bu süre içerisinde ilgili komisyon tarafından yaklaşık olarak 75 bin yerleşim adı incelendi ve bunların 30 bin kadarı değiştirildi. Kurul çalışmaları 5 yıllık bir aranın ardından 1983 yılında yayınlanan bir yönetmelik uyarınca yeniden başlandı. O süreçten bu güne de birçok yer ismi değiştirildi.
Bu değiştirilen yer isimlerinden kamuoyunda en çok bilinen yerlerin başında Tunceli gelmektedir. Yüzyıllardan beridir adı “Dersim” olan bölgede, Osmanlılar döneminde bu isimle bir vilayet kurulur. Cumhuriyet döneminde de “Munzur Vilayeti Teşkilatı ve İdaresi Hakkında Kanun Layihası” görüşmelerin başladığı 7 Kasım 1935 tarihine kadar devletin tüm resmi belgelerinde “Dersim” olarak kabul geçmektedir. Görüşmeler sırasında İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da, “Tunçeli” adı ile şimdi teşkil edilecek vilayetin ve o bölgenin eski ismi “Dersim”dir” der. Söz konusu görüşmeler sırasında “Munzur” olarak değiştirilmek istenen “Dersim” ilinin adı, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın teklifi üzerine, “Tunceli” olarak kabul görmüştür. Toplumun tarihsel, kültürel, inanç, ahlak ve benzeri değerlerine ters düşmeyen bir adın değiştirilmesi, günümüzde sosyal hukuk devletinin yapacağı bir iş değildir.
Adların ve kültürlerin kendi tarihi orijinleri üzerinde yaşatılması, kültüre ve kültür sahiplerine verilen bir değer ve dolayısıyla demokrasinin bir gereği olacaktır. Adların değiştirilmesinin, o ad sahiplerinin rızası alınmadan yapılması bir asimilasyonu içerir. Bu günümüzde kabulü olanaklı bir durum olamaz. “Dersim” adının geri verilmesi, tarihi bir yüzleşme olarak, bu bölgede yaşanan acıların bırakmış olduğu travmanın giderilmesine de neden olacaktır.
Değiştirilen yerlerden birisi de Bitlis ilçelerinden biri olan Güroymak ilçesidir. Hem tarihi bağları hem de, şu an bile halk arasında kullanım şekli olarak, "Norşin" adıyla anılmaktadır. Yöre halkının kullanımında kolaylık sağlaması açısından Güroymak isminin, Norşin olarak değiştirilmesi, bölge halkı tarafından gelen yoğun baskılar doğrultusunda, dillendirilmektedir. Bu noktadan hareketle, yörede adı Norşin olarak kullanılan bu ilçenin adının değiştirilmesi gerekmektedir.
Osmanlı Döneminde astronomi, matematik, tıp, fizik, kimya gibi ilimlerde önemli çalışmalar yapan medreseleri ile anılan bir ilçe olan Tillo ilçesinin adı da değiştirilmiştir. Günümüzde başta Siirt’te olmak üzere tüm yörelerinde Aydınlar İlçesi, Tillo olarak bilinmektedir. 18 Mayıs 1990 tarihinde ilçe olması ile birlikte adı 'Aydınlar' olarak değiştirilmiş ancak; 'Tillo' isminin tarihi birikimi nedeniyle 'Aydınlar' ismi, bölgede ve ülkede halk tarafından benimsenememiştir. Başta Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin 'Marifetname' adlı meşhur eseri olmak üzere, pek çok Tillolu âlim de eserlerinde bu adı kullanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Madde ile Tunceli ili, Bitlis’in Güroymak ilçesi ve Siirt’in Aydınlar ilçelerinin değiştirilmiş isimlerinin tekrar eski halleri olan Dersim, Norşin ve Tillo isimlerini alması amaçlanmıştır.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
BAZI İL VE İLÇELERİN İSİMLERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-
Bitlis ilinde bulunan Güroymak ilçesinin adı Norşin olarak
Siirt ilinde bulunan Aydınlar ilçesinin adı Tillo olarak
25 Aralık 1935 tarih ve 2884 sayılı özel Tunceli Kanunu çıkarılarak değiştirilen Tunceli ilinin adı Dersim olarak değiştirilmiş.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.