Hocam
Kur'an'da yönetilenler ile yönetenler arasında geçen diyalogdan bahseder
misiniz?
Kur'an'da Allah idareciler ile onları takip edenleri konuşturuyor. Önce aşağıdakiler yukarıdakilere diyor ki, 'Biz size güvenmiştik. Size biat etmiştik ve yanlış işler yaptınız'.
Bu kez yukarıdakiler
aşağıdakilere söylüyor: 'Ne münasebet. Zaten siz hiç bir zaman
inanmadınız. Bizim size karşı zorlayıcı bir gücümüz de yoktu. Zorla mı bana uy,
bana tabi ol dedik. Evet, biz şimdi bunun hesabını vereceğiz. Ama siz de yemek
istiyordunuz. Siz de az değildiniz hani! Bana da yok mu diyordunuz. Onun için
üzerimize Rabbimizin sözü hak oldu. Hepimiz tadacağız azabı. Evet, biz sizi
kışkırttık çünkü biz azgındık.'
Yönetenlerin ve yönetilenlerin,
oy isteyenlerin ve oy verenlerin, tabi olanların ve tabi olunanların azabının
müşterek olacağını söylüyor. İdarecilerin ve halkın azabının müşterek olacağını
söylüyor.
Erdem ve dürüstlük sahibi bir
halkın başında bir hırsız asla yer almaz. Eğer başında bir hırsız varsa o
halkta da bir numara vardır. O da oradan kendine pay almak istiyordur. Kur'an
nasıl yüzlerine vuruyor. Dürüst bir adam hırsız bir adamı başında asla tutmaz.
Ben halk derken tamamını kasdetmiyorum,
bu idarecilerin peşinden gidenleri kasdediyorum.
Yöneten, yönetilen...
Yönetilenlere 'siz de kendi menfaatlerinizin peşinden gittiniz' diyor Kur'an.
Bunu göstermeye çalışıyor.
Bakınız Kuran-ı kerim Saffat Süresi 22-33 ayetleri