BASIN AÇIKLAMASI
Milli Eğitim Bakanlığı 27 Kasım tarihinde "Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik” başlığıyla okul içerisinde öğrencilerin kılık-kıyafet durumlarını yeniden düzenleme yoluna gitmiştir.
Yeni düzenlemeyle sözde hak ve özgürlükler alanında bir açılım yapmayı hedefleyen ve öğrencilerin “tek tip” kıyafet giymeye zorlanamayacağını iddia eden bakanlık, aynı yönetmelikte geçen “okul içinde baş açık” ifadesi ile her yönüyle köhnemiş ve gayrı insani bir şekilde sürdürülen başörtüsü yasağının devam etmesi doğrultusunda iradesini belli etmiştir.
Söz konusu yönetmelikte, İmam-Hatip okullarında başörtüsü takmanın serbest hale getirildiği vurgusu da içi boş bir söylemdir, zira 28 Şubat sürecinde bile İmam-Hatip okullarına öğrenciler başörtüleriyle gitmişlerdir ve günümüzde imam-hatip okullarında fiilen bu yasak zaten kalkmıştır.
Ayrıca başörtüsü serbestliğinin sadece imam-hatip okullarıyla sınırlı kalması da imam-hatip okullarında okuyan kızlarımızı rahibe gibi gören bir zihniyetin ürünüdür.
Zaten bu zihniyet “İsteseydik tüm okullarda serbest bırakırdık.” söylemiyle kendini açıkça ortaya koymaktadır.
Buradan Ömer DİNÇER şahsında AK Parti hükümetine soruyoruz: Madem isteseydiniz serbest bırakırdınız, sizi bundan alıkoyan nedir?
Yüce Rabbimizin Ahzab suresinin 59.Ayeti Kerimesinde; “Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” diye buyurur.
Ayrıca Nur suresinin 31. Ayeti Kerimesinde; “Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.”
Emrettiği başörtüsünü, “isteseydik serbest bırakırdık” aymazlığıyla yasaklamak, Sütçü İmam’ın başörtüsüne saygısızlık yaptıkları için savaştığı Fransızlarla aynı duruma düşmek değil de nedir?
Bu yasağı sürdürerek, yıllarca topluma zulmeden yasakçı zihniyetle aynı hale düşmediniz mi?
Her yönüyle gayri insani bulduğumuz başörtüsü yasağını sürdüren, insanların ne giyeceğini, ne düşüneceğini, hangi dili konuşacağını belirleme hakkını kendinde gören ve toplumun büyük kesiminin taleplerine kulaklarını tıkayan bu keyfiyetten bir an önce vazgeçilmelidir.
Unutulmamalıdır ki; Başörtüsü, Allah’ın açık emridir ve Müslümanlar için vazgeçilmezdir.
Bu nedenle öğrenci, öğretmen, doktor, avukat, polis, ayrımı yapılmadan başörtüsü üzerindeki tüm yasaklar derhal kaldırılmalı, tüm özel ve kamusal alanlarda başörtüsü serbest hale getirilmeli ve başörtülülerin uğradığı bu insafsız ayrımcılığa son verilmelidir.
Aksi halde bugün darbeci zihniyetle yüzleştiğini iddia eden hükümetin anlayış olarak darbecilerden bir farkı kalmayacaktır.
Başörtüsü onurumuzdur ve onurumuzu koruyacağız. Yasaklar kalkana kadar direneceğiz, haklıyız ve kazanacağız.
Tüm katılımcılar adına basına ve kamuoyuna duyurulur
***
İMZA KOYAN 25 STK
BEM BİR SEN - BÜRO MEMUR SEN -DİYANET – SEN- EĞİTİM BİR- SEN- EVİN-DER- FIRAT-DER- FURKAN DER- HAYRAT EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI - İKRA DER- İMAM HATİP MENSUPLARI VE MEZUNLARI DERNEĞİ-MEMUR- SEN- ÖZGÜR-DER- ÖZGÜR EĞİTİM-SEN- SAĞLIK SEN- SİVİL-DER -SİYAR- DER- SİVEREK GIDA MADDELERİ ODASI- SİVEREK MARANGOZLAR ODASI- SİVEREK MUHTARLAR DERNEĞİ- SİVEREK MADENİ EŞYA ESNAF VE SANAATKARLAR ODASI –SİVEREK-DER- SİVEREK İLİM KÜLTÜR DERNEĞİ-TEK-SEN- TÜRK EĞİTİM-SEN- ve TOÇBİR – SEN
Haber ve Fotoğraflar: Siverekname