BÖYLE ÖZÜR OLMAZ SERDAR ORTAÇ!
Sırf “Kürtçe şarkı söyleyeceğim” dediği için Ahmet Kaya’yı linç etmeye kalkan popüler kültür faşistlerinin en başında yer alıyordu Serdar Ortaç...
Çatal-bıçak fırlatmalar, dellenmeler, parmak sallayarak şarkı söylemeler falan...
Sene 1999 idi, mevsim sonbahar...
Dün baktım gazetelere... (bir de 20 Temmuz 1999 Kendi Gazetenin Manşetinede baksaydınız ya)
Hepsi ağız birliği etmişçesine “Serdar Ortaç’tan tarihi özür” başlığını atmış.
Şöyle bir göz gezdirdim satırlara, “Nasıl dilemiş özrü” diye...
Çıkan sonuç şu: Yaptığı terbiyesizliğin ve ayıbın şiddeti “bin” ise, dilediği özrün ve pişmanlık ifadesinin şiddeti “bir”.
Şunları söylüyor Serdar Ortaç, özür açıklamasında: “Hepimiz bazı şeyleri yanlış biliyorduk. Bana bazı şeyler yanlış öğretildi ve geçmişte bazı hatalar yaptım. Başta ben olmak üzere hepimiz pişman oluruz yaptıklarımızdan.”
Serdar Ortaç’a şunları söylemek isterim:
Delikanlı gibi “pişmanım” de Serdar Ortaç! “Hepimiz” falan diyerek bireysel pişmanlığına bizleri alet edip yükünü hafifletmeye kalkma.
Bizi kendi olayına karıştırma Serdar Ortaç! Konuşacaksan kendi adına konuş... Müziğinden falan söz ederken hep “ben” diyorsun da, pişmanlığından söz ederken neden “biz” diyorsun ki?
Hepimiz yanlış biliyor olsaydık bile, hepimiz senin gibi çatal-bıçak gecesinin yıldızı olmadık Serdar Ortaç! Senin asıl sorunun yanlış bilmek değildi... Senin asıl sorunun, yanlış bildiğin şeyler üzerinden ayıplı eylemler yapmandı. Olacaksan bunun için pişman ol.
Özür böyle dilenmez Serdar Ortaç! Nasıl aslanlar gibi o gecenin yıldızı olduysan, aslanlar gibi özür dilemeyi de bileceksin...
Çıkıp “Gaza geldim, dellendim, parmak salladım, bir popüler kültür faşisti olarak, ortamdaki tüm popüler kültür faşistlerini gaza getirdim, özür dilerim” diyeceksin Serdar Ortaç! Başkası kurtarmaz.
Ahmet Hakan seni ve gazeteni de aşağıda ki gibi sekiz sutüna atacağınız "ŞEREFSİZLİK ETMİŞTİK" manşetinden başkası kurtarmaz.