Tarih tekerrürden ibarettir bir atasözü ile
başlamak istiyorum.
Nuh Tufanından M.Ö 2000 Yıllarına kadar Avrupa’da
devlet sistemleri yoktu; Aşiret ve göçebe yaşamı devam ediyordu. Ancak bu
tarihten sonra Devlet sistemleri yavaş yavaş şekillenmeye başladı Yunan
kültürü, Roma Kültürü ve Cermen Kültürleri Devlet sistemleriyle beraber
Avrupa’nın genelinde Egemen olmayı başardılar.
Bu tarihlerden sonra Avrupa ve Ortadoğu arasında
Devlet savaşları başladı. İlk imparatorluk saldırısı Perslerin Avrupa’yı işgal etmesiyle
başladı. Ünlü tarihçi Herodot’a göre 1. ve 2.Med savaşları Avrupa’da cereyan
etti ve Avrupa orduları ciddi bir şekilde ezildiler.
O günden bu güne kadar Doğu Batı Savaşları Halen
devam etmektedir.
Daha Sonra Makedonyalı Büyük İskender Helen
Kültürü ile Avrupa Anadolu Mezopotamya Ortadoğu ile beraber Dünyanın Önemli bir
kısmını Egemenliği altına almayı başardı. Roma ve Pers Savaşları devam etmeye başladı.
Tarihi Dönüm noktalarından biri olan Kudüs
Savaşları Haçlı ve İslam ordularını karşı karşıya getirdi. Kürdi Kahraman
Selahaddin Eyyubi’nin Muhteşem zekâsı ve savaş tecrübesi ile haçlı ordularını
Kürtler Selçuklar ve Arapların desteği ile Hezimete uğrattı 600.000 bin haçlı
askeri ya öldürüldüler ya da kayboldular. İngiltere Kralı Richard yenilerek
küçülen bir haçlı ordusuyla İngiltere’ye döndü.
O Savaşın izleri şimdiye kadar silinmemiştir.
Selçuklu Osmanlı Savaşlarından da bu güvensizlik savaş izleri İslam ve Hristiyan
inançları arasında devam etmiştir.
Kudüs savaşının mağlupları olan Fransız ve
İngilizlerin Mirası Torunları 1. Dünya Savaşında Ordularıyla bölgeye geldiklerinde
ilk icraatları Araplara yanaşarak ortak cephelerle tarihi düşmanları olan
Osmanlıyı bölük pörçük ederek tarihi bir hesaplaşmayla Osmanlıyı yenmeyi
başardılar ve Osmanlının bölgede yıkılmasıyla beraber Arapları küçük devletler
haline getirerek bölgeye tamamen hâkim oldular.
Selâhaddin’in Kudüs’te Haçlı Mağlubiyetini
unutmayan Emperyalist güçler Selâhaddin’in Torunları olan Kürtler ile Tehlikeli
bir hesaplaşma yolunu seçtiler. Kürdistan Coğrafyasını 4 Ülke arasında
bölüştürerek kendilerine hiçbir hak vermediler. O dönem Fransız orduları Baş
Komutanı Ğolo Şam’da Selahaddin Eyyubi’nin Mezarına giderek Mezar taşına basma
alçaklığını göstermiştir. Ey Selahaddin Diyerek Hani Sen Avrupalıları İslam
Coğrafyasına Sokmayacağını söylemiştin. Biz yeniden geldik haberin olsun
demişti.
Bu hesaplaşma Doğu Batı Savaşlarının En Basit
örnekleridir. Emperyalist ülkeler kendi sömürü sistemlerini kabul eden ve
kendilerine İtaat eden Devlet yöneticilerine büyük değer verirler. Bu
Sistemlere Karşı çıkanları Ya Askeri Darbeler ile veya kendilerine bağlı iş
birlikçilerin desteği ile seçimler ile devirmeye çalışırlar. Bu tarihin
vazgeçilmez kriterleri günümüze kadar devam etmektedir.
Türkiye Bir FETO darbesinden geçmiştir. Türkiye
Cumhuriyeti Cumhur Başkanı Sayın Erdoğan eğer ülke içinde, bölge içinde Avrupa
ABD Dengesinin Hesabını iyi yapmasa Darbe Tehlikesi Her zaman kapıdadır
demektir.
Kim Ne derse desin Bu darbe ABD ve Avrupa’dan Bağımsız
yapılmamıştır. Müdahale edilmesi gereken
2 Tehlike varlığını halen sürdürmektedir.
1 – FETÖ’nun Sayın Erdoğan’a Yönelik İntikamcı bir
Suikast saldırısıdır.
2 - Ordu
İçinde FETÖ yandaşları büyük çapta tasfiye edilmiştir. Ancak İdeolojik olarak
12 Eylül 1980’de Kemalist İdeoloji ile Emir ve Komuta zinciri ile Darbe
yapanlar yerlerinde durmaya devam etmektedir.
Aksine Kendilerine engel olan ordu içinde FETÖ
Askeri hâkimiyeti Ortadan kaldırılmıştır. Bu tehlikeye Karşıda Mutlaka Ciddi
Bir Tedbir Almak Lazımdır.
Emperyalist Ülkelerin Okları yaylarından
çıkmıştır. Bu tehlikelere karşı başta kendi ülkemizde akan kanı durdurarak Bir
barış ve kardeşlik Ülkesini Kurmak hayati derecede önümüzde durmaktadır.
Bu ülkenin birlik ve beraberlik ittifakında Kürt
halkının demokratik ve kültürel haklarıyla beraber bir barış ve uzlaşma
köprüsünü Acilen hayata geçirmek lazımdır. PKK’nin de bu uzlaşma ortamına
katılabilmesi için Silahlarını Terk etmek zorundadır. Veya Kürt Halkının
İradesi dışında Marjinal bir örgüt konumuna girerek tasfiye yoluna girecektir.
Halkların desteğinde bu birlik ve beraberlik
Askeri ve Emperyalist Darbelere karşı Bu Ülkede Aşılmayan Kalelerin hayata
geçirilmesini sağlamış olacaktır.
Ayrıca Ortadoğu’da
barışı sağlamak için İran Suriye Irak ve Kürdistan ile beraber Ortadoğu’da
devam eden İşid ve Terör Örgütlerine karşı inanca dayalı Devrimci bir demokrasi
cephesi kurulmalıdır.
Bu cephe ile
beraber Suriye ve İran Kürdistanında Silahlı mücadele veren halklara Abelik
yaparak şiddet mücadelesinden arındırarak Ortadoğu ülkelerinin coğrafyasını
bozmayacak bir şekilde kendilerini özgür bir ortamda ifade edebilecek Barış ve
Demokrasi ortamları sağlanmalıdır.
Ayrıca Kürt Halkının Ortadoğu Tarihi ve Coğrafyasında yerini alabilmesi
için Irak Kürdistanının bağımsızlık talebinin bu ülkeler tarafından
desteklenerek hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.