SAYIN CUMHURBAŞKANI AVRUPA VE ORTA DOĞU DENGESİNE DİKKAT ETMELİDİR

SAYIN CUMHURBAŞKANI AVRUPA VE ORTA DOĞU DENGESİNE DİKKAT ETMELİDİR
Ünlü barış aktivisti Kızıltepe'li Cemil Aydoğan Cumhurbaşkanına hitaben yazdığı son köşe yazısından: "Cumhurbaşkanının Kürdlere karşı abelik rölünü üstlenerek Irak Kürdistanın bağımsızlığını tanımasında öncü olmasını" istediği yazısını aşağıda siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.23.08.2016 11:48

 

 

Tarih tekerrürden ibarettir bir atasözü ile başlamak istiyorum.

 

Nuh Tufanından M.Ö 2000 Yıllarına kadar Avrupa’da devlet sistemleri yoktu; Aşiret ve göçebe yaşamı devam ediyordu. Ancak bu tarihten sonra Devlet sistemleri yavaş yavaş şekillenmeye başladı Yunan kültürü, Roma Kültürü ve Cermen Kültürleri Devlet sistemleriyle beraber Avrupa’nın genelinde Egemen olmayı başardılar.

 

Bu tarihlerden sonra Avrupa ve Ortadoğu arasında Devlet savaşları başladı. İlk imparatorluk saldırısı Perslerin Avrupa’yı işgal etmesiyle başladı. Ünlü tarihçi Herodot’a göre 1. ve 2.Med savaşları Avrupa’da cereyan etti ve Avrupa orduları ciddi bir şekilde ezildiler.

 

O günden bu güne kadar Doğu Batı Savaşları Halen devam etmektedir.

 

Daha Sonra Makedonyalı Büyük İskender Helen Kültürü ile Avrupa Anadolu Mezopotamya Ortadoğu ile beraber Dünyanın Önemli bir kısmını Egemenliği altına almayı başardı. Roma ve Pers Savaşları devam etmeye başladı.

 

Tarihi Dönüm noktalarından biri olan Kudüs Savaşları Haçlı ve İslam ordularını karşı karşıya getirdi. Kürdi Kahraman Selahaddin Eyyubi’nin Muhteşem zekâsı ve savaş tecrübesi ile haçlı ordularını Kürtler Selçuklar ve Arapların desteği ile Hezimete uğrattı 600.000 bin haçlı askeri ya öldürüldüler ya da kayboldular. İngiltere Kralı Richard yenilerek küçülen bir haçlı ordusuyla İngiltere’ye döndü.

 

O Savaşın izleri şimdiye kadar silinmemiştir. Selçuklu Osmanlı Savaşlarından da bu güvensizlik savaş izleri İslam ve Hristiyan inançları arasında devam etmiştir.

 

Kudüs savaşının mağlupları olan Fransız ve İngilizlerin Mirası Torunları 1. Dünya Savaşında Ordularıyla bölgeye geldiklerinde ilk icraatları Araplara yanaşarak ortak cephelerle tarihi düşmanları olan Osmanlıyı bölük pörçük ederek tarihi bir hesaplaşmayla Osmanlıyı yenmeyi başardılar ve Osmanlının bölgede yıkılmasıyla beraber Arapları küçük devletler haline getirerek bölgeye tamamen hâkim oldular.

 

Selâhaddin’in Kudüs’te Haçlı Mağlubiyetini unutmayan Emperyalist güçler Selâhaddin’in Torunları olan Kürtler ile Tehlikeli bir hesaplaşma yolunu seçtiler. Kürdistan Coğrafyasını 4 Ülke arasında bölüştürerek kendilerine hiçbir hak vermediler. O dönem Fransız orduları Baş Komutanı Ğolo Şam’da Selahaddin Eyyubi’nin Mezarına giderek Mezar taşına basma alçaklığını göstermiştir. Ey Selahaddin Diyerek Hani Sen Avrupalıları İslam Coğrafyasına Sokmayacağını söylemiştin. Biz yeniden geldik haberin olsun demişti.

 

Bu hesaplaşma Doğu Batı Savaşlarının En Basit örnekleridir. Emperyalist ülkeler kendi sömürü sistemlerini kabul eden ve kendilerine İtaat eden Devlet yöneticilerine büyük değer verirler. Bu Sistemlere Karşı çıkanları Ya Askeri Darbeler ile veya kendilerine bağlı iş birlikçilerin desteği ile seçimler ile devirmeye çalışırlar. Bu tarihin vazgeçilmez kriterleri günümüze kadar devam etmektedir.

  

Türkiye Bir FETO darbesinden geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhur Başkanı Sayın Erdoğan eğer ülke içinde, bölge içinde Avrupa ABD Dengesinin Hesabını iyi yapmasa Darbe Tehlikesi Her zaman kapıdadır demektir.

 

Kim Ne derse desin Bu darbe ABD ve Avrupa’dan Bağımsız yapılmamıştır.  Müdahale edilmesi gereken 2 Tehlike varlığını halen sürdürmektedir.

 

1 – FETÖ’nun Sayın Erdoğan’a Yönelik İntikamcı bir Suikast saldırısıdır.

 

2 -  Ordu İçinde FETÖ yandaşları büyük çapta tasfiye edilmiştir. Ancak İdeolojik olarak 12 Eylül 1980’de Kemalist İdeoloji ile Emir ve Komuta zinciri ile Darbe yapanlar yerlerinde durmaya devam etmektedir.

 

Aksine Kendilerine engel olan ordu içinde FETÖ Askeri hâkimiyeti Ortadan kaldırılmıştır. Bu tehlikeye Karşıda Mutlaka Ciddi Bir Tedbir Almak Lazımdır.

 

Emperyalist Ülkelerin Okları yaylarından çıkmıştır. Bu tehlikelere karşı başta kendi ülkemizde akan kanı durdurarak Bir barış ve kardeşlik Ülkesini Kurmak hayati derecede önümüzde durmaktadır.

 

Bu ülkenin birlik ve beraberlik ittifakında Kürt halkının demokratik ve kültürel haklarıyla beraber bir barış ve uzlaşma köprüsünü Acilen hayata geçirmek lazımdır. PKK’nin de bu uzlaşma ortamına katılabilmesi için Silahlarını Terk etmek zorundadır. Veya Kürt Halkının İradesi dışında Marjinal bir örgüt konumuna girerek tasfiye yoluna girecektir.

 

Halkların desteğinde bu birlik ve beraberlik Askeri ve Emperyalist Darbelere karşı Bu Ülkede Aşılmayan Kalelerin hayata geçirilmesini sağlamış olacaktır.

 

Ayrıca Ortadoğu’da barışı sağlamak için İran Suriye Irak ve Kürdistan ile beraber Ortadoğu’da devam eden İşid ve Terör Örgütlerine karşı inanca dayalı Devrimci bir demokrasi cephesi kurulmalıdır.

 

Bu cephe ile beraber Suriye ve İran Kürdistanında Silahlı mücadele veren halklara Abelik yaparak şiddet mücadelesinden arındırarak Ortadoğu ülkelerinin coğrafyasını bozmayacak bir şekilde kendilerini özgür bir ortamda ifade edebilecek Barış ve Demokrasi ortamları sağlanmalıdır.  Ayrıca Kürt Halkının Ortadoğu Tarihi ve Coğrafyasında yerini alabilmesi için Irak Kürdistanının bağımsızlık talebinin bu ülkeler tarafından desteklenerek hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

 

Yazının kaynağı için

Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.