Pınar Selek Dâvâsı'nda Tahammülümüz Taştı

Sessiz Kalmamak Gerek, toplumun yarası haline gelen ve bir hukuksuzluk örneği olan Pınar Selek Dâvâsı ile ilgili bir basın bildirisi kaleme aldı. Aralarında Abdürrahim Semavi, Adem Çaylak, Baskın Oran, Cahit Koytak, Cemal Uşşak, Cihan Aktaş, Emrullah Beytar, Ferhat Kentel, Halim Yılmaz, Hüseyin Sarıgül, İbrahim Sediyani, Kemal Gökhan Gürses, Mehmet Ali Devecioğlu, Mehmet Bekaroğlu, Neslihan Akbulut Arıkan, Nevzat Çiçek, Nil Mutluer, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Yağız, Selahattin Çoban, Sıdıka Çetin, Şanar Yurdatapan, Şinasi Haznedar, Taner Ayaz, Tarık Beyhan, Temel İskit, Ufuk Coşkun, Ümit Kıvanç, Ünal Ünsal, Yıldız Ramazanoğlu gibi aydınların bulunduğu Sessiz Kalmamak Gerek inisiyatifi, kaleme aldığı bildiride duyarlı kamuoyunun dikkatini şu noktalara çekti:04.12.2012 20:57

PINAR SELEK DÂVÂSI'NDA TAHAMMÜLÜMÜZ TAŞTI

Pınar Selek Dâvâsı 14 yıllık inanılmaz bir süreçten sonra yeni bir boyutuyla yine gündemimizdedir. Pınar Selek'in 3 kez beraat etmesine rağmen hakkında tekrar müebbet istenmesinin, 14 yıldır bu dâvânın niçin devam ettiğinin bir açıklaması olsa gerek.

Adaleti nerede bulacağız? Kuyuya taşı atan, niyeti belli olandan hesap sorulamayan bir yerde adaleti nasıl bulacağız? 14 yıldır bir hukuk garabeti olarak devam eden ve zerre miktarı iyi niyet ve iyimserlik duygusunu bile ezip geçen bu zalimliğe dur diyecek bir kişi yok mudur? Önce idam edip sonra yargılamanın çağdaş örneklerine daha ne kadar suskun kalacağız? Adaletin bu denli buharlaştırıldığı bir başka zaman ve yer var mı acaba? Bizler mi hayal dünyasındayız 14 yıldır bu süreci sürdürenler mi? Canilerden kaçarak devlete sığınılır. Cürüm işleyen devletse ondan kaçarak yargıya sığınılır. Şimdi insanlar nereye kaçacaklar?

Bu yol, çeşitli davalarda (O. Pamuk, H. Dink, P. Selek, vd.) hiç de iyi bir sınav vermeyen Türk yargısının artık kanun ve hukuka uygun davranmaya başlamasının başlangıç noktası olacaktır. Türk yargısı, bugünkü kanun ve hukuk dışı tutumunu, kendini ve Türkiye'yi mahvetmeden, daha fazla sürdüremeyecektir. Bunu en açık biçimde söylemek, boynumuzun borcudur. Diğer bir söyleyişle, yerel mahkemece Mısır Çarşısı konusunda 09.02.2011 tarihinde verilen ve Savcılıkça temyiz edilen “direnme suretiyle beraat” nihai kararı, Mısır Çarşı davası ile birleşen diğer dosyaların sonuçlanması beklendikten sonra, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na görüşülmek üzere yollanmalıdır. İnceleme artık YCGK tarafından yapılır. Mahkeme heyeti 22.11.2012 tarihinde aldığı usul ve yasaya aykırı ara kararından dönmelidir. Böylece yargılama da, usul ve yasaya göre normal seyrine dönecektir.

Pınar Selek davası her kesimden gelecek destek ile sonunda adalete kavuşacaktır. Millet adına karar verenlerin bilmesi gereken artık bu denli zulme (komediye) kimsenin katlanamayacağı gerçeğidir. Pınar Selek'e destek vermek bizlerin en doğal duruşudur. "Derin millet" adil kararı beklemektedir. Tüm vicdan sahibi kişiler olarak artık hukuk ve insaf dışı kararlara tahammülümüzün kalmadığını ilan ediyoruz.

İmzacılar

Abdürrahim Semavi, Adem Çaylak, Baskın Oran, Cahit Koytak, Cemal Uşşak, Cihan Aktaş, Emrullah Beytar, Ferhat Kentel, Halim Yılmaz, Hüseyin Sarıgül, İbrahim Sediyani, Kemal Gökhan Gürses, Mehmet Ali Devecioğlu, Mehmet Bekaroğlu, Neslihan Akbulut Arıkan, Nevzat Çiçek, Nil Mutluer, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Yağız, Selahattin Çoban, Sıdıka Çetin, Şanar Yurdatapan, Şinasi Haznedar, Taner Ayaz, Tarık Beyhan, Temel İskit, Ufuk Coşkun, Ümit Kıvanç, Ünal Ünsal, Yıldız Ramazanoğlu.