28 Aralık 2012’de 34 masum sınır ticareti yapmak için yola çıkmışlardı. Yıllardır açlığa, yoksulluğa, işsizliğe mahkûm edilenler bir lokma ekmek için, çocuklarının karınlarını doyurabilmek için vurdular kendilerini geçit vermez dağlara, kara, tipiye aldırmadan yürüdüler, nasıl aldırabilirlerdi ki yaşamak için ekmek lazımdı. Hayal kurabilmek, umut edebilmek için bir lokma ekmek lazımdı. Çocukların yüzlerini güldürebilmek için bir lokma ekmek lazımdı. Ne yatlar, ne katlar, ne villalardı hayalleri, yaşam kavgasıydı, zorlu ve çetin, amansız bir ekmek kavgasıydı. İki bidon mazotluk hayaller kurmuşlardı. 28 Aralıkta iki bidonluk hayaller, tonlarca bombanın ateşi altında paramparça edildi. Gencecik çocukların bedenleri, iki bidonluk hayalleriyle birlikte milyarlık uçak ve bombalarla paramparça edildi. Kar kızıla boyandı, beyazlığından utandı.
Ama utanmadı emri verenler.
Buz gibi soğuk bir açıklama yaptılar, sanki ölenler insan değildi. Sıradan basit bir açıklama yaptılar. Bir “iletişim hatası” deyip geçtiler.
Onlara göre bir Kürdün başına “iletişim hatası sonucu” bu tür yanlışların olmasından daha sıradan ne olabilirdi ki? Şeyh Said meselesinde, Dersim katliamında, General Muğlalı cinayetinde de yaşanmamış mıydı? Diyarbakır cezaevinde 100 binler “yanlışlıkla” işkencelerden geçirilmemiş miydi? KCK davasından on bin insan içerde değil mi? Bunlar 5-10 yılı çalındıktan sonra “yanlışlık olmuş” denip bırakılmayacak mı?
ROBOSKİ katliamı devletin yıllardır sürdürdüğü, Kürt kimliğine yönelik bakışın ve tavrın bir devamı değil de nedir? Dökülen onca Kürt kanının nedeni devletin asimilasyon politikalarından başka bir şey midir?
Yumurta atan çocukları anında tutuklayıp ceza veren hukuk, ROBOSKİ katliamında üç maymunu oynuyor. Aradan bir yıl geçmesine rağmen malum failler hala hukuk karşısına çıkarılamıyor. Kürde yapılan, yapıldığı yerde kalır mantığıyla mı barışı getireceksiniz? Önce dillerine “bilinmeyen bir dil” dediniz, şimdi de parçalanmış masum bedenlerine “bilinmeyen bir beden” mi diyorsunuz?
Meclis komisyonunda Ak Partili vekil ısrarla sorulan “emri kim verdi” sorusuna, ısrarla cevap vermeyeceklerini söylüyor ve partisini aklamaya çalışıyor. Siz masumsanız, suçlu kim? Neden suçluyu ortaya çıkartmıyorsunuz? Ülkede bir katliam yaşanır da iktidar partisi nasıl masum olabilir? Kim inanır buna? Bari çıkın biz yanıldık, yanıltıldık, özür dileriz deyin? Meclis komisyonu hala raporunu açıklamadı neden? Neleri gizleyip, saklama peşindesiniz?
İktidara sesleniyoruz. Bu masum kanların üzerine yatamazsınız. Kan tutar sizi. Devletin seksen yıllık asimilasyon ve zulüm politikalarını sahiplenmek size mi düştü? Kendinize gelin. Bari partinizin başındaki “Adaletten” utanın. Sizin adalet teraziniz söz konusu Kürtlerin masum kanları olunca tartmıyor mu? Kürt kanı “bilinmeyen bir kan türü” olarak mı tanımlanıyor, adalet terazinizde?
YIL DÖNÜMÜ GELDİ. DÜN 34 MASUMUN KANI KARLAR ÜZERİNDEYDİ, ŞİMDİ KARLARIN ALTINDA YATIYOR. ROBOSKİ'DE 34 MASUM 19'U ÇOCUK KARLAR ALTINDA ADALET BEKLİYOR. ÇOCUKLARININ PARAMPARÇA OLMUŞ CESETLERİNİ TOPLAYAN ANALARIN YÜREĞİNDE ATEŞ KOR OLMUŞ ADALET İSTİYOR. BİR YILDIR MECLİS ALT KOMİSYONUNDA KARLARIN ALTINDA YATAN MASUM KANLAR UNUTTURULMAYA FAİLLER GİZLENMEYE ÇALIŞILIYOR. BİZ UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ. ÖZGÜR EĞİTİM-SEN OLARAK 34 MASUMUNUN KANIN HESABINI SORMAK İÇİN, BU DEFTER KAPANMADI, KAPANMAYACAK DEMEK İÇİN ROBOSKİ’YE GELDİK.
Başbakan ROBOSKİ meselesini gündem de tutanlar teröristlerdir diyor. Evet, bizlerde teröristiz. Ama biz; masum insanları bombalayan teröristlerden değiliz. Ama biz ayıran, bölen, parçalayan, işkence eden, faili meçhul cinayetler işleyen, yok sayan, aşağılayan, kardeşi kardeşe kırdıran, asimile eden teröristlerden değiliz.
Biz masumların kanlarının hesabını soran, faili meçhullerin hesabını soran, asimilasyona karşı çıkan, Kürtleri, Türklerle her açıdan eşit ve kardeş gören, ırkçı dayatmalara karşı çıkan, kardeşlik, sevgi, barış diyen. Artık yeter silahlar sussun diyen, adalet teröristleriyiz.
Bizler barış istiyoruz. Adalet istiyoruz. Tüm renklerimizle birlikte insanca yaşamak istiyoruz. Halkına işkence eden, öldüren, asimile eden, dili yasaklayan, inancını yasaklayan, insanı köleleştirmeye çalışan, yasa ve dayatmalarıyla biçimlendirmeye çalışan, insan haklarını ihlal eden, kimliğine göre hukuk uygulayan bir devlet istemiyoruz. Biz ADALET devleti istiyoruz. Biz Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Arabı, Sünnisi, Alevisi, Süryanisi, Ermenisiyle insanca yaşayabileceğimiz özgür bir ülke, inancımıza, etnik kimliğimize ve tercihlerimize saygı duyan ve bunları hukukla koruma altına alan adil bir devlet istiyoruz.
Karlarında altında yatan masum canlar, analar, babalar, bacılar, kız kardeşler adalet bekliyorlar. Suçluların hukuk önünde hesap vermesini ve insanlık vicdanında mahkum edilmesini istiyorlar. Bizim parayla satılacak kanımız yok diyorlar ve devletten özür diliyorlar. Çok mu şey istiyorlar?
Katliamdan sorumlu olanların ve suçluların bir an önce yargının karşısına çıkarılmasını ve devletin ROBOSKİ halkından özür dilemesini istiyoruz.
ÖZGÜR EĞİTİM-SEN