SIRF KUR’AN’IN MESAJINA ÇAĞIRDI DİYE BİR ÖĞRETMENİ
CEZALANDIRACAK MISINIZ?
Kur’ân merkezli düşünmek ve çevresine Kur’ân’ın
ölçütünde mutedil bir İslam anlayışını anlatmak maalesef halen ülkemizde “suç”
olarak görülüyor. İslam’ı sahih olarak anlamaya çalışmanın bedelini işinden
olmak ve iftiraya uğramakla ödeyenlerin sonuncusu Öğretmen Savaş Ören oldu.
2013 yılından itibaren hakkında, “Sünneti inkar
ediyor, peygamberi ve büyük zatları küçümsüyor” şayiası yayılan Ören için
“soruşturma açıldı”. Müfettişler sırf öğrencilerine Kur’an’ın mesajlarından
bahsetti diye bir öğretmeni öğrencileri karşısında suçluymuş gibi muamele
yaptı.
Öğretmen Savaş Ören, böyle bir şeyin
olamayacağını, her şeyden önce bir müslüman olduğunu, peygamberi küçümsemenin
kişiyi imanıyla karşı karşıya getireceğini, bu isnadın tarafına yöneltimiş bir
iftira olduğunu söyledi. O yıl söz konusu soruşturma sonuçsuz biçimde rafa
kaldırıldı.
2014’te aynı konuyla ilgili Savaş Ören hakkında
tekrar soruşturma açıldı. Aynı aşağılama tiyatrosu tekrar yaşanırken
öğrencileri öğretmenlerini savunan ifadeler vermişlerdi.
Savaş Ören’e bu kez öğrencilerine Kur’ân’ın ana
mesajlarını, Sünnet’in güzel örnekliğini anlattığı için “kınama” cezası
verildi.
İslami bilinci öğrencilerine vermenin bedeli
bununla da bitmiyordu. 2015 Nisan ayı içersinde tekrar hakkında, “imanın
şartının beş olduğunu, kaderi kabul etmediği, müfredat dışına çıktığı, sünneti
kabul etmediği ve bunu sınıflarda anlatarak öğrencilerin kafalarını
karıştırdığı” şeklinde tekrar şikayet üzere bir soruşturma daha açıldı.
Savaş Ören’e soruşturma üzerine soruşturma açanlar
bir kez daha öğrencilerin öğretmenlerini savunan ifadeleri üzerine iftira
atanlara değil iftiraya uğrayana hesap sormaya devam ettiler.
Savaş Ören hocanın kendi ifadesinden dinleyelim
suçlarını!
“Ben ise resmi ifademde, konunun böyle olmadığını,
imanın toplu geçtiği ayetleri kendilerine belirttim. Kader konusunun ise ders
kitabında geçtiği gibi olmadığını, “kaderin; Allah’ın evreni ve içindekilerle
beraber yaratması ve devamı için koyduğu ölçüler” olarak geçtiğini, kaderin,
kazanın, hayrın, şerrin Kur’an’da geçtiğini, fakat bizim şu anda bildiğimiz
“imanın esasları” anlamında geçmediğini, şu andaki “şerrin Allah’tan geldiği”
şeklindeki ifadenin Felak, Nas Sureleriyle ve Şura 42/30. Ayetle çeliştiğini,
şu andaki bu inanca göre Allah’ı şerrin kaynağı gösterilerek Allah’a iftira
atıldığını söyledim. Sünnetle ilgili konun ise, ders kitaplarında yazıldığı
gibi olmadığını, sünneti anlayacak olursak, rasul tarafından Kur’an’ın pratik
hayata dönüştürülmesi olması gerektiğini, bunun ise geleneksel anlamda sünnet
olmayıp farz olduğunu, su anda sünnet tanımının Nafileler karşılığı olduğunu,
sünnet adı altında daha büyük bir hatanın yapılarak, şu andaki sünnet algısının
“tam olan Kur’an’ın eksikliklerini doldurduğu, bu anlayışın ise büyük bir hata
olduğunu, ama kitaplarda böyle yazdığını, ben ise bunları ilgili ünitelerde
anlatarak doğrusunu söylediğimi ve söylemeye devam edeceğimi ifademde
belirttim.”
Türkiye’de öğrencilerine Kur’an merkezli sahih bir
anlayışı anlattı diye bir öğretmen takdir edilmesi gerekirken cezalandırılmaya
çalışılıyor.
İslami bilgi ahlakına, Düşünce özgürlüğüne ve
ilmin namusuna yönelik bu baskıların ülkemize yoğunlaştırılan mezhepçi,
hurafeci tahammülsüz zihniyetin eseri olduğu muhakkak.
İslami STK’ları, ilahiyat camiasındaki
akademisyenleri ve tüm vicdanlı eğiticimleri, Kur’ân dostlarını Savaş
öğretmen’e sahip çıkmaya çağırıyoruz.