Mardin basınının karakutusu Kadir Üründü giden
Valinin ardından daha doğrusu arkasından yaptığı hoş görmezliğini kaleme alan
bir yazı yazmış. Özrü kabahatinden beter diye bir hikâye varsa bu işte o türden
bir hikâye.
Yapılan bir nisan şakası yüzünden gazeteci
kardeşinin işine son verildiğini, bardakları kırmadan giden Valinin bir daha
Mardin’e gelme ihtimalini de düşünerek yumuşak jelibon tarzında bir köşe yazısı
kaleme almış.
Bu nasıl bir gazeteciliktir ki, bir arkadaşınız
görevden atılıyor bunu haber bile yapmıyorsunuz, yapmadığınız gibi
sızdırmıyorsunuz bile.
55 gün sonra ancak jelibon tarzında ve birazda
gülümseye vurarak ima yolu ile dile getirmek bile cesaretin göstergesi olmuş
omurgasız Mardin Basınında.
Efendim Sayın Valilin bir helallik borcu varmış
yok ya, ya sizin bu topluma karşı bir özür dileme borcunuz yok mu? 55 gün bunu
halktan gizlemeniz, gazetecilik Mesleği adına bir utanç göstergesi değil mi?
27 Nisan bildirisinde Hükumet nasıl 28 Nisanda dik
durduysa, sizin de 2 Nisanda arkadaşınızın arkasında dik durduğunuzu gösteren
bir basın açıklaması yapmanız gerekmez miydi?
En doğru davranış şekli bu değil miydi?
Zulme ve tecavüze karşı sesiz kalmanın adı da
hoşgörü oluvermiş malum kapıkulu medyasında bakın bu nasıl yorumlanmış
“Olayın yaşandığı gün bütün gazeteciler olarak
fotoğraf makinelerimizi ve kameralarımızı vilayetin kapısına bırakmamışsak
eğer, hoşgörüyü iliklerimize kadar yaşadığımızın bir ifadesidir”
Ya o gün konuşacaktınız, kameralarınızı kapıya
bırakacaktınız ya da uğradığınız tecavüzü saklayarak ebediyen susacak,
utancınızı mezara götürecektiniz.
Kusura bakmayın ama şimdi bunu açıklamakla sadece
fahişeliğinizi ilan etmiş oluyorsunuz.
Bilmem farkında mısınız?
Bunu ilan etmekte bir cesaret Kadir beyi bu
cesaretinden dolayı tebrik ediyorum.
İşte Kadir Üründü ’nün MardinLife’ta yayınlanan o
malum yazısı
SAYIN VALİMİZİN HELALLİK BORCU...
Gazetecilik mesleğinden, daha
doğrusu gazetecilik meslek gurubunda aktif olarak yer alan bir kardeşimizden ve
bu kardeşimizin mesleği için nelerle karşı karşıya kaldığından söz etmek
istiyorum. Ancak asıl konuya geçmeden önce yaptığımız meslekle ilgili bazı
hatırlatmalarda bulunmak istiyorum ki yaptığımız işlerin neler olduğunu
bilmeyen olabilir!..
Bir gazetecinin mesaisi, halkın
haber alma hakkına binaen döktüğü terle geçer. Dökülen bu terin ne mekânı ne de
zamanı asla belli değildir.
Kimi zaman dağ bayır ve kimi
zaman gecenin bir yarısında geçer bu mesai.
Kimi zamanlarda ise halkın duymak
istediği ya da istemediği şeylerin şakalarıyla da yapılıverir bir haber. İşte
bu türlü haberlerin hemen altında işin şaka olduğu neşredilir tabi ki…
Mardin Life Gazetesi’nin resmi
internet sitesi, mardinlife.com’da rutin olarak her yılın bir nisanında yapılan
bir şaka vardır. Bu geleneksel şaka haberinden, ilimizin önemli makamlarını
işgal eden parti teşkilatlarımız, belediye başkanlarımız, valilerimiz ve hatta
hatta bütün milletvekillerimiz nasibini alır. Haberin sonuna eklenen “Bu bir
nisan şakasıdır” ibaresi ile de bu haberi okuyan herkesle beraber habere konu
olanların da yüzüne tatlı bir gülümseme olarak yansır. Bugüne kadar da hep
böyle olmuştur. İşte bu şaka haberin amacı da budur zaten.
Tatlı bir gülümseme…
Değerli okurlarım, her yıl olduğu
gibi bu yıl da aynı şaka haber aynı sitede yapıldı. Haber yapıldı yapılmasına
ama beklenen tatlı tebessümler her yıl olduğu gibi olmadı bu kez.
Şaka haberde atandığı yazılan
Mardin Valimiz Sayın Turhan Ayvaz’ın yüzünü tatlı bir tebessüm değil de
gerginlik sarmıştı ki tepkisi çok farklı oldu. Haberde site ekibinin tamamının
katkısı vardı ama fatura Nezir Güneş (Seyda) kardeşimize kesildi. Zira sayın
valimiz, soluğu arkadaşımızın mensubu olduğu haber ajansının patronunu aramakta
almıştı.
Sonuca gelelim;
Nezir kardeşimiz, ekmek yediği
haber ajansından ayrılmak zorunda kaldı ve ayrıldı. Yani anlayacağınız,
ekmeğinden edilmiş oldu. Sayın valimizin bu gerginliği, Nezir kardeşimin
şahsında ailesi de cezalandırılmış oldu.
Biz gazeteciler Mardinimizi
tanıtırken; yaptığımız haberlerde, yazdığımız makalelerde dilleri, dinleri ve
hoşgörüyü ön plana çıkarıyoruz. Mardinimizi, dünyadaki hoşgörünün merkezine
dikiyoruz ki zaten öyledir ama hoşgörünün odağı olan kentimize hoşgörüsüz
makamların ne kadar yakışabileceğine de buyrun sizler karar verin.
Aksi taktirde olayın yaşandığı
gün bütün gazeteciler olarak fotoğraf makinelerimizi ve kameralarımızı
vilayetin kapısına bırakmamışsak eğer, hoşgörüyü iliklerimize kadar
yaşadığımızın bir ifadesidir.
Mardin Life’ın bir nisan şakası
ile ilgili haberinin Sayın valimizle ilgili kısmı gerçeğe dönüştü ve sayın
valimiz merkeze alındı. Bir nisan şakasını hoş görmeyen sayın valimizin
Mardinimize mutlaka ki hizmetleri oldu.
Ve ben şahsen yapmış olduğu
hizmetler için teşekkür ederken, kendisinin hoşgörmezliğini de hoş görerek
gelecekteki hayatında başarılar diliyorum.
Yolunuz açık olsun sayın valim.
Ancak; Nezir kardeşimizden bir
helallik alma borcunuzun oluştuğunu hatırlatıyorum.
Saygılarımla…
Kadir Üründü
24 Mayıs 2013 Cuma