KIZILTEPELİ KADINLARDAN ÖZGECAN ASLAN EYLEMİ

KIZILTEPELİ KADINLARDAN ÖZGECAN ASLAN EYLEMİ
Kızıltepe Halk Eğitim Merkezinde Kadınlar Özgecan için eylem ve etkinlik yaptılar16.02.2015 00:00


Mersin’de okul dönüşü bindiği minibüsün şoförü tarafından bıçaklanarak öldürülüp cesedi yakılan Özgecan Aslan’ın cinayetini kınamak için tüm Türkiye de olduğu gibi Kızıltepe’de de kadınlar bir araya gelerek yaşanan vahşeti kınadılar.

 

Olayı protesto etmek ve kınamak için ÇATOM, ADEM, Halkın değerlerini koruma derneği, Kızıltepe barosu, Mardin toplumsal dayanışma federasyonu, Bahçeşehir Koleji üyeleri Kızıltepe Halk eğitim merkezinde bir araya geldi. Kızıltepe ÇATOM katılımcı kadınları ise merkez binadan Halk Eğitim Merkezine kadar ellerinde taşıdıkları kadın cinayet ve şiddetini kınayan dövizler eşliğinde yürüdüler.

 

Halk Eğitim Merkezi toplantı salonunda düzenlenen protesto eyleminde ilk konuşmayı yapan Mardin toplumsal dayanışma federasyonu aile ve sosyal ilişkiler sorumlusu Bahar Yıldız “ Özgecan Arslan evine gitmek üzere bindiği minibüste tecavüze uğradı, üç erkek tarafından boğazı kesildi, cesedi yakıldı ve bir dere yatağına atıldı.

 

Dünya üzerinde Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü diye bir gün var, Ancak, dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de biz kadınlar değişik biçimlerde şiddete uğruyoruz. Kadınların eğitimden yoksun bırakılarak eve mahkum edildiği, ekonomik faaliyetinin yasal ve geleneksel birçok engelle kısıtlandığı, çalışma yaşamında bin bir haksızlık ve ayrımcılıkla karşılaştığı, toplumun en fakir kısmını oluşturduğu ve kendi kaderine terk edildiği koşullarda, şiddetin ilk hedefi de doğal olarak(!) en korumasız ve zayıf kesimi biz kadınlarız!

 

Kadına yönelik şiddetin bildik hüzünlü öyküleri, geleneksel ön kabuller, toplumun ve devletin duyarsızlığı ile büyüyor. Şiddet yalnızca bedenlere zarar vermiyor, kadınların öz saygısını, ihlale direnme ve hak arama arzusunu zayıflatıyor veya yok ediyor.

 

Çin'de, yılda 1 milyon kız çocuğu doğar doğmaz öldürülüyor. Dünyada bu yolla kaybedilen kadın sayısı 40-50 milyonu buluyor. Uluslararası Göç Örgütü, her yıl 2 milyon kadının sınır ötesi kadın ticaretinde kullanıldığından bahsediyor. ABD'de, her 6 dakikada bir kadına tecavüz ediliyor. İngiltere'de, her 7 kadından biri birlikte olduğu erkek tarafından tecavüze uğruyor. Fransa'da, her ay 6 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Bizler, Türkiye'de %97'si şiddet gören kadınlarız! Bizler, Mersin'de otobüste tecavüze uğrayıp yakılarak öldürülen bir Özgecan’ız, Bizler, Diyarbakır'da, kendilerine ve kocalarına bilgi verilmeden kısırlaştırılan 17 kadınız! Bizler, namus(!) cinayetleri sonucunda yaşamımızı yitiren yüzlerce sessiz kadınız. Emeğimiz için, Geleceğimiz için, Bedenlerimizin Sahibi olmak için Mücadeleye! Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye, Evde, İşyerinde, Sokakta Cinsel Şiddetin Son bulmasını istiyoruz. Özgecan kardeşimize Cenabı Allah’tan rahmet, kederli ve acılı ailesine sabır ve başsağlığı dilerken, bu meş'um kültürün tehditleri altında yaşayan hiçbir kadını yalnız bırakmayacağımızı buradan duyurmak isterim.” İfadelerini kullandı.

 

Yıldız’ın ardından konuşma yapan ÇATOM sorumlusu Leyla Onur Yanar’da Kadınların hergün tacize şiddete ve cinayete maruz kaldığına dikkat çekerek, yapılan vahşetin erkeklikle bağdaştıramadığını belirtti.

 

Kızıltepe ADEM Sorumlusu Naciye Yıldırım ise yaşanan olayın kadın adına çok üzücü bir durum olduğunu ve kınadığını söyledi.

 

Toplantıda bir konuşma yapan Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu başkanı Mehmet Şerif Öter’de idamım geri getirilmesini ve idam cezasının cezaevlerinde kapalı duvarlar arasında değil halka açık meydanlarda uygulanması ve suçlunun teşhir edilmesi gerektiğini vurguladı. Öter, “ Biz Federasyon olarak kadını önemsiyoruz. Kadın anadır, bacıdır, eştir ve Eğitmendir şuan bizim bünyemizde en çok önem verdiğimiz aile sosyal ilişkiler kısmıdır. Bu ülkede idamı kaldıranlar ne amaçla kaldırdılar insanlık suçudur dediler peki şu anda Özgecan kardeşimize uygulanan vahşetin ötesi peki bunu uygulayanlara idam vermemek ne suçu oluyor? o zaman madem idamı kaldırıyorsunuz ve insanlık suçu diyorsunuz peki bu neyin suçudur? bunlar şimdi toplum içerisinde yaşayacak müebbettir, ağırlaştırılmış müebbettir Bir kaç yıl sonra bunun şunun affıyla tekrar aramıza katılacak ve bu iş böyle devam edip gidecektir. Mutlaka ama mutlaka bu tür suçlar için idam gelmeli ve idam cezası cezaevinin kapalı duvarları arasında değil halka teşhir edilecek meydanlarda uygulanmalıdır.” Diye belirtti.

 

Olayın hukuki boyutu ile ilgili bir konuşma yapan Avukat Muhlis Alkan ise, olayın birden fazla kişi tarafından işlenmesi ve örtbas edilmesinin cezanın daha da ağırlaştırıldığını söyledi. Alkan, “ Öncelikle bir insan ve bir erkek olarak yaşanan olayı kınıyorum. Söz konusu olay vahşice işlenmiş bir durumdur. Bu nitelikli halde kasten adam öldürme bir durumdur. Bu ağırlaştırılmış müebbet olarak kabul ediliyor. Türk ceza kanununda bu üç kişi daha fazla kişi tarafından yapıldığı takdirde ceza daha fazla oluyor. Bir suçu örtmek amacıyla yapılırsa daha fazla oluyor yakılarak bu olay örtbas edilmeye çalışılmış bu şahısların alacağı caza yüz de yüz ağırlaştırılmış müebbet olacak keşke herkesin söylediği ve kabul ettiği idam cezası olsaydı ve idam edilseydi en azından bir nebze teselli edilecek bir durumdu. Bütün kadınlara baş sağlığı diliyorum bu vahşeti kınıyorum idamın geri getirilmesi konusunda bende olumlu yaklaşıyorum.” Dedi.


Ayrıntı için: kiziltepeekspres


Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.