Keşke bu topraklar Kürtlerde kalsa!

Osmanlının yıkılışı bize uzak değil. Güçlü bir imparatorluğun nasıl tar u mar olduğunu hatırlamıyor musunuz?

Onun da hükümeti vardı bakanları vardı güya vatanperverleri vardı… Gözümüzün önünde yerle bir edildi! Bize de ağıt düştü.

Şimdi bu cumhuriyet o akıbete doğru sürükleniyor. Hiçbir tedbir sökmüyor. Bu hükümet de, tıpkı öncekiler gibi sadece esip gürledi ve geçti, geçiyor. Bu işi çözmek için görevlendirdiği bakan bu işi başaramadı. Bütün açılımları ve çabalar ayaklarına dolandı. Öyle olmasaydı, Yüksek ovada başlayan bir eylem gelip Amanoslara mı dayanırdı? Gaziantep gibi -ki bana göre PKK, ‘antep’te eylem koyarak hakikaten cami duvarına şey etti- kendisini bir devlete karşı bile savunmayı bilmiş bir şehirde eylem koymaya cesaret eder miydi?

Edemezdi. Ediyorsa kendisine güveniyor. Bugüne kadar teröre karşı başarısızlığı, askerin içindeki kriptolara bağlıyorduk. Onlar haber veriyor diyorduk. Şimdi bahaneniz ne efendiler? MİT nerede? Bu kadar olay oluyor hangisini MİT bilmiş ve tedbir almış? Bugüne kadar önlenmiş hangi olayda MİT’in parmağı var? Allah’tan polisin istihbaratı çalışıyor da en az iki bin patlatma olayı vaktinden önce belirlenip yok edildi. Maalesef, terörle mücadelede Milletin hala kandırıldığı kanaatindeyim!

Ha ben realiteyi kabul eden biriyim. Siz cesaret göstermezseniz, cesurların hakkıdır ki gelip yurtlarınıza konsunlar! Türk dediğimiz kavim de bu yurtları öyle aldı. Şimdi, belli ki, yurtlarını savunamayacak kadar hayata ve hayatın hazlarına müptela olmuş ki, canını davası(!) için feda eden bir avuç teröriste karşı pes ediyor!

Mamafih tarih de böyle yazılıyor. Birileri size meydan okur. Siz tırsarsanız, pazarın narhını onlar koyar ve tarih de onları yazar. Meydan okuyana haddini bildirirseniz, tarih sizi yazar, meydan da size kalır. Bu kadar basit!

Bugün görünen, ‘meydan okuyan meydan alıyor’ olduğuna göre, sanırım 2023’e varmadan, TC, KC olur -Keşke bu topraklar hakikaten Kürtlerde kalsa bari- ve bu topraklar farklı iradelerin tecelli ettiği bir yurt olur. (Beni takip edenler, geri planda işleyen çarkın, Büyük İsrail için dakika saydığını bilirler. Dolayısıyla bu kavganın Kürtlere yurt açmak için olmadığını da bilirler. Kavga Anadolu’daki iktidarı değiştirmek, buradaki  Türk varlığını ve iktidarını yok etmek içindir.Çünkü, Tevrat ve Kuran’dan biliyorlar ki Anadolu’da oturan halk Türk kaldıkça İsrail büyük devletini gerçekleştiremeyecek!)  

Geçenlerde Ahmet Taşgetiren, ‘Osmanlı’nın Yıkılışı devam ediyor’ demişti. Eğer öyle ise korkarım ki mevcut iktidara da İttihat ve Terakki rolü düşecek! Allah muhafaza! Eger konu ile ilgili bakanını değiştirmez ve MİT’i bu konuda aktif hale getirmezse. İttihat ve Terakki mevcut hükümetten daha az vatanperver değildi görünüşte. Onlar da Osmanlının bahtını değiştirmek için kolları sıvamıştı. Çoğu da vatanperverdi. Ama  ‘Osmanlıyı yıkan parti’ olmaktan kurtulamadılar, basiretsiz heveskârlıkları yüzünden!

Elbette bu hükümet PKK’yı kucaklarında bulmuştur. Ama aradan on sene geçti. Milletin gerçek sıkıntıları olduğu gibi ortada duruyor. Üstelik terörle mücadelede çok ciddi bir yöntem değişikliğine gittiler. Daha önceki tüm yöntemleri -haklı olarak- red edip, biz insanca çözeceğiz dediler. İyi de yaptılar. Peki, insanca çözmek, terör örgütünün daha da azmasına ve güçlenmesine hizmet etmekle mi oluyor?

Alınan tedbirlerin PKK’yı durdurmak şöyle dursun azdırdığını gösterdiği halde hala bunda ısrar ediliyorsa -ki bana göre Beşir Atalay bu işi eline yüzüne bulaştırmıştır- bu artık basiretsizlik olmaz mı? Sayın Başbakanımız, neyi göze alamıyor. Yahut onu, yüreğindeki samimiyete uygun hareket etmekten alıkoyan ne?

Ne ise sözü fazla uzatmayalım ve diyelim ki “İnşallah Ak Parti dönemi, TC’nin ittihat ve terakki dönemi .....

Yazının tamamı için [Haber7]

Mehmet Ali Bulut
mabulut@gmail.com