Kızıltepe Özgürlük Meydanı'nda BDP Milletvekili Emine Ayna'nın da katıldığı “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü” dolayısıyla protesto eden bir Yürüyüş ve Basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasının ardında söz alan Emine Ayna: “
Konuşma Videosu için tıkla
Merhaba Arkadaşlar!
Bugün 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü” Her 25 Kasım günü bütün dünyada kadınlar sokaklara çıkar. Alanlara çıkar şiddeti sırf kadın oldukları için kendilerine uygulanan, hak görülen reva görülen şiddeti protesto ederler.
Çok az yerde, çok az halka nasiptir, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ve Dayanışma Günü” nü erkek arkadaşlarımızla birlikte kınamak, erkek arkadaşlarımızla birlikte protesto etmek. Bu halk, bu çok az sayıdaki halklardan biridir
Kürt Halkı, çünkü Kürdistan Özgürlük Hareketinin, Kürdistan Özgürlük mücadelesinin bu halka öğrettiği en temel olgulardan biri her şeyden önce önemli olan insandır olgusudur.
İkincisi de, kadın kurtulmadan, kadın özgürleşmeden ne erkek nede toplum özgürleşemez olgusudur. Bu olgu hepimizin içine işlemiştir. Bu olgu hepimizin inancıdır. Bu olgu nedeniyledir ki biz kadınlar, kadınlar için alanlarda erkeklerle birlikte yürüyoruz. Erkeklerle birlikte mücadele ediyoruz.
Ne mutlu bize ki böyle bir ideolojiye
Ne Mutlu bize ki böyle bir felsefeye sahibiz.
Burada mikrofonumuz olmadığı için çok uzun bir değerlendirme ve konuşma yapamayacağım. Çünkü bağırdığımda yetmeyecektir.
Yalnız! Buradayken şuna değinmeden geçtiğimiz iki ay boyunca en büyük kaygımız olan Açlık grevlerine değinmeden konuşmayı bitirmek eksik kalacaktır. Biliyorsunuz 68.günde tutsak arkadaşlarımız açlık grevlerini bitirdiler.
Açlık grevlerinde ki amaçları, talepleri, istekleri şuydu: “Bir Kürt halkının üzerindeki, ulusal ve siyasal hakları üzerindeki bütün engellerin kalkması, ikincisi de Kürt halk lideri Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tutsaklığın ortadan kalkması özgürleşmesi
68.gününde Kürt halk lideri bir çağrı yaptı. Tutsak arkadaşlarımız şunu defalarca bize söylemişti: “Başkan bize çağrı bile yapsa biz açlık grevini bitirmeyeceğiz” demişlerdi. “Çünkü biz onların özgürlüğü için açlık grevindeyiz” demişlerdi. Başkanın söylediği iki kelime nedeniyle açlık grevlerini bitirdiler.
Bir dedi ki “Tartışmasız”,
İki, dedi ki; “Tereddütsüz bitirecekler” yani bunu tartışmayacaklar, yani en ufak bir tereddüt bile yaşamayacaklar açlık grevlerini bitirecekler.
Neden? Çünkü
Çünkü evet belki “İmralı Tecridi” durulmadı, belki İmralı tecridi kalkmadı. Ama hem Türkiye’de hem dünyada Öcalan üzerindeki tecrit kalktı. Artık kimse, Artık ne Dünyada ne de Türkiye’de kimse Öcalan ismini teröristlikle anmıyor. Herkes diyor ki; “Öcalan Kürt Halkının lideridir.” Herkes diyor ki: “Öcalan ’sız barış olmaz”
Açlık grevlerinin çağrısının arkasından hepimiz bir çağrı yaptık. Şu sözü verdik: “Hem tutsaklara hem geleceğimize, tarihimize, çocuklarımıza şu sözü verdik. Dedik ki mücadeleyi biz devralıyoruz. Mücadeleyi cezaevindeki arkadaşlarımızdan devraldık. Daha da yükselterek, sonuçlandırarak, hem Öcalan’ı hem de Kürt Halkını özgürleştirerek bitireceğiz.
Barış için Öcalan’a Özgürlük, Kürt Halkı için Öcalan’a Özgürlük” dedi.
Konuşmanın ardında protestocular Özgürlük Meydanı boyunca yürüyerek Halk Evine kadar yürüdüler. Etkinlikler orada devam etti.