Hristyanlar "Diyanet bizide Kudüs'e götürsün!"

Hristyanlar "Diyanet bizide Kudüs'e götürsün!"
“Müslümanları Hacca götüren Diyanet, Hristiyanları da Kudüs’e götürsün”14.03.2014 14:41

Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin Mardin'de gerçekleştirdiği “Diyanet'i Tartışıyoruz” başlıklı yuvarlak masa toplantısında, Diyanet’in farklı inançlara da hizmet vermesi, hutbe ve vaazlarda anadil kullanımı ve kadın haklarıyla ilgili konular öne çıktı. 

 

Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin yürüttüğü Sosyo-Ekonomik Politikalar Bağlamında Diyanet İşleri Başkanlığı” çalışması kapsamında 1 Mart 2014'te Mardin'de yapılan yuvarlak masa toplantısında Mardin'de yaşayan çeşitli etnik, dini ve sosyal gruplardan temsilciler, akademisyen ve gazeteciler Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tartıştı.

Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Ramazan Aras'ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda

Prof. İştar Gözaydın bir kamu kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Anayasa ve yasalardaki görev tanımını anlatarak bu çerçevede tek bir inanca, Sünni İslam’a odaklanmış bir din hizmeti verdiğini söyledi.

Dr. Hidayet Şefkatli Tuksal ise Diyanet'le ilgili tartışmaların iki eksende sürdüğünü ifade etti: Birinci görüş Diyanet'in tamamen kaldırılarak her inanç grubunun ibadet ve dini gereklerini kendilerinin yerine getirmesini savunan anlayış, diğeri ise Diyanet'in tüm dinlere eşit yaklaşım çerçevesinde hizmet sağlaması.

 

Din sivil alana aittir, devlet karışmamalı

 

Açılış konuşmalarını takiben söz alan katılımcıların yorumları da Tuksal'ın çizdiği iki yol üzerinden ilerledi. Bir grup, dinin sivil alana ait olduğu ve devletin resmi çerçevesi bağlamında şekillendirilmesinin yanlış olduğu, tek tipleştirici ve diğer mezhepleri yok sayıcı bir niteliği olduğunu söyleyerek Diyanet'in kaldırılmasını savundu.

 

Diyanet'in İslam'ın evrensel mesajı önündeki en büyük engeli teşkil ettiğini ve temel hedefinin insanları devletin kulu haline getirmek olduğu yönündeki görüşlerin de ifade edildiği toplantıda genel eğilim, olumsuzluklarına ve tek tipçi anlayışına rağmen Diyanet'in ciddi bir iyileştirmeden geçirilerek korunması yönündeydi. Toplantı katılımcılarının -Diyanet çalışanları dâhil- Diyanet'in uygulamalarından şikâyetçi olması da dikkat çekti. Bazı katılımcılar ise din hizmetlerinin tarikatlara ve dini cemaatlere bırakılmasının, kaosa ve dini gruplar arasında derin ayrılıklara neden olacağı endişelerini dile getirip Diyanet’in kaldırılmasına karşı çıktılar.

 

Vaazlarda anadil kullanımı

 

Bir katılımcı Diyanet'in yayınlarında ve uygulamalarında Kürtçenin ve Kürtlerin yok sayıldığını ifade ederek, Diyanet Vakfının hazırladığı İslam Ansiklopedisi'nde Kürt maddesinin bulunmaması ve bir Kürt hanedanlığı olan Eyyubiler'in “Türk devleti” olarak tanımlanmasını örnek gösterdi. Ayrıca on bir dilde yayınları bulunan Diyanet'in Kürt ve Süryani klasiklerinden eser yayınlamamış olmasına da dikkat çekildi.

 

Diyanet'in en iyi yaptığı işin rutin ibadetin ülkenin en ücra köşelerine bile ulaştırması olduğu, fakat toplumun farklı kesimleriyle ilişki kurmakta sorunlar yaşandığı söylendi. Diyanet'in Kürtçe, Arapça gibi dillerin konuşulduğu bölgelerde bu dillerde de vaaz ve hutbeler okutabileceği dile getirildi. Cevaben, Mardin'de bunun mümkün olduğunca uygulanmakta olduğu, nüfus özelliklerine göre vaaz ve hutbelerin Arapça veya Kürtçe okunduğu ifade edildi. Ayrıca farklı mezhepten olanlar kendi mezheplerinden imamlar arkasında namaz kılabilmek istediklerini söyledi.

 

Diyanet'in kadınlara ilişkin çalışmalarının yetersiz olduğu da dile getirilen bir diğer eleştiriydi. Kadın çalışmaları yürüten bir katılımcı, kurdukları acil koordinasyon ekibinde müftülüğün de olmasının olumlu bir adım olduğunu söyledi. Başta aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilik ve ensest sonucu oluşan hamileliğin sonlandırılması konularında Diyanet'in yapacağı yorumların, bu konudaki hutbe ve vaazların etkili olacağını dile getirdi. Kadınlar ve Diyanet konusunda, camilerde kadınlara ayrılan bölümlerin yetersizliği, bu bölümlerin camilerin inşa aşamasında daha iyi planlanması gerektiği, kadın müftü veya müftü yardımcılarının göreve getirilmesinin Diyanet hizmetlerinin kadınlara ulaşması konusunda katkı sağlayacağı da ifade edildi.

 

Toplantıya katılan çeşitli Hristiyan cemaatlerinin temsilcileri söze “Müslümanlara bir dokunuldu bin ah işitildi, bir de bizim halimizi düşünün” diyerek başladı. “Diyanet eşit ve adil bir hizmet vermiyor, sadece Müslümanlara yönelik çalışıyor. Diyanet kaldırılsın demek çok zor, Diyanet’te diğer inanç mensupları içinden de temsilciler olmalı” diyerek, eşit hizmet adına Diyanet'in Müslümanları Hacca götürdüğü gibi Hristiyanları da Kudüs’e götürmesi gerektiğini ifade ettiler.

 

Bir diğer Hristiyan temsilci de meselenin Diyanet'in kapatılıp kapatılmaması değil, herkesin kendi inancını ve kültürünü, kendi yorumuyla özgürce yaşayabilmesi olduğunu, bunu da devletin sağlaması gerektiğini söyleyerek “Türkiye'deki tüm etnisite, din ve mezhep mensupları eşit şartlarda inancını ve kültürünü özgürce ifade edebiliyorsa, işte o zaman laik bir Türkiye'den söz edebiliriz.” dedi.

 

Bugüne dek altı şehirde gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantılarına önümüzdeki aylarda Antakya ve Sivas'ta devam edilecek ve sekiz ilde dile getirilen görüşler bir kitapta toplanacak.

Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.