Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin Mardin'de gerçekleştirdiği “Diyanet'i Tartışıyoruz” başlıklı yuvarlak masa toplantısında, Diyanet’in farklı inançlara da hizmet vermesi, hutbe ve vaazlarda anadil kullanımı ve kadın haklarıyla ilgili konular öne çıktı.
Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin yürüttüğü Sosyo-Ekonomik Politikalar Bağlamında Diyanet İşleri Başkanlığı” çalışması
kapsamında 1 Mart 2014'te Mardin'de yapılan yuvarlak masa toplantısında
Mardin'de yaşayan çeşitli etnik, dini ve sosyal gruplardan temsilciler,
akademisyen ve gazeteciler Diyanet İşleri Başkanlığı’nı tartıştı.
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Yrd.
Doç. Ramazan Aras'ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda
Prof. İştar Gözaydın bir kamu kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Anayasa ve
yasalardaki görev tanımını anlatarak bu çerçevede tek bir inanca, Sünni İslam’a
odaklanmış bir din hizmeti verdiğini söyledi.
Dr. Hidayet Şefkatli Tuksal ise Diyanet'le ilgili tartışmaların iki eksende sürdüğünü ifade etti:
Birinci görüş Diyanet'in tamamen kaldırılarak her inanç grubunun ibadet ve dini
gereklerini kendilerinin yerine getirmesini savunan anlayış, diğeri ise
Diyanet'in tüm dinlere eşit yaklaşım çerçevesinde hizmet sağlaması.
Din sivil alana aittir, devlet karışmamalı
Açılış konuşmalarını takiben söz alan katılımcıların yorumları da Tuksal'ın
çizdiği iki yol üzerinden ilerledi. Bir grup, dinin sivil alana ait olduğu ve
devletin resmi çerçevesi bağlamında şekillendirilmesinin yanlış olduğu, tek
tipleştirici ve diğer mezhepleri yok sayıcı bir niteliği olduğunu söyleyerek
Diyanet'in kaldırılmasını savundu.
Diyanet'in İslam'ın evrensel mesajı önündeki en büyük engeli teşkil
ettiğini ve temel hedefinin insanları devletin kulu haline getirmek olduğu
yönündeki görüşlerin de ifade edildiği toplantıda genel eğilim,
olumsuzluklarına ve tek tipçi anlayışına rağmen Diyanet'in ciddi bir
iyileştirmeden geçirilerek korunması yönündeydi. Toplantı katılımcılarının
-Diyanet çalışanları dâhil- Diyanet'in uygulamalarından şikâyetçi olması da
dikkat çekti. Bazı katılımcılar ise din hizmetlerinin tarikatlara ve dini
cemaatlere bırakılmasının, kaosa ve dini gruplar arasında derin ayrılıklara
neden olacağı endişelerini dile getirip Diyanet’in kaldırılmasına karşı
çıktılar.
Vaazlarda anadil kullanımı
Bir katılımcı Diyanet'in yayınlarında ve uygulamalarında Kürtçenin ve
Kürtlerin yok sayıldığını ifade ederek, Diyanet Vakfının hazırladığı İslam
Ansiklopedisi'nde Kürt maddesinin bulunmaması ve bir Kürt hanedanlığı olan
Eyyubiler'in “Türk devleti” olarak tanımlanmasını örnek gösterdi. Ayrıca on bir
dilde yayınları bulunan Diyanet'in Kürt ve Süryani klasiklerinden eser
yayınlamamış olmasına da dikkat çekildi.
Diyanet'in en iyi yaptığı işin rutin ibadetin ülkenin en ücra köşelerine
bile ulaştırması olduğu, fakat toplumun farklı kesimleriyle ilişki kurmakta
sorunlar yaşandığı söylendi. Diyanet'in Kürtçe, Arapça gibi dillerin
konuşulduğu bölgelerde bu dillerde de vaaz ve hutbeler okutabileceği dile
getirildi. Cevaben, Mardin'de bunun mümkün olduğunca uygulanmakta olduğu, nüfus
özelliklerine göre vaaz ve hutbelerin Arapça veya Kürtçe okunduğu ifade edildi.
Ayrıca farklı mezhepten olanlar kendi mezheplerinden imamlar arkasında namaz
kılabilmek istediklerini söyledi.
Diyanet'in kadınlara ilişkin çalışmalarının yetersiz olduğu da dile
getirilen bir diğer eleştiriydi. Kadın çalışmaları yürüten bir katılımcı,
kurdukları acil koordinasyon ekibinde müftülüğün de olmasının olumlu bir adım
olduğunu söyledi. Başta aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilik ve ensest sonucu
oluşan hamileliğin sonlandırılması konularında Diyanet'in yapacağı yorumların,
bu konudaki hutbe ve vaazların etkili olacağını dile getirdi. Kadınlar ve
Diyanet konusunda, camilerde kadınlara ayrılan bölümlerin yetersizliği, bu
bölümlerin camilerin inşa aşamasında daha iyi planlanması gerektiği, kadın
müftü veya müftü yardımcılarının göreve getirilmesinin Diyanet hizmetlerinin
kadınlara ulaşması konusunda katkı sağlayacağı da ifade edildi.
Toplantıya katılan çeşitli Hristiyan cemaatlerinin temsilcileri söze
“Müslümanlara bir dokunuldu bin ah işitildi, bir de bizim halimizi düşünün”
diyerek başladı. “Diyanet eşit ve adil bir hizmet vermiyor, sadece Müslümanlara
yönelik çalışıyor. Diyanet kaldırılsın demek çok zor, Diyanet’te diğer inanç
mensupları içinden de temsilciler olmalı” diyerek, eşit hizmet adına Diyanet'in
Müslümanları Hacca götürdüğü gibi Hristiyanları da Kudüs’e götürmesi
gerektiğini ifade ettiler.
Bir diğer Hristiyan temsilci de meselenin Diyanet'in kapatılıp
kapatılmaması değil, herkesin kendi inancını ve kültürünü, kendi yorumuyla
özgürce yaşayabilmesi olduğunu, bunu da devletin sağlaması gerektiğini
söyleyerek “Türkiye'deki tüm etnisite, din ve mezhep mensupları eşit şartlarda
inancını ve kültürünü özgürce ifade edebiliyorsa, işte o zaman laik bir
Türkiye'den söz edebiliriz.” dedi.
Bugüne dek altı şehirde gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantılarına önümüzdeki aylarda Antakya ve Sivas'ta devam edilecek ve sekiz ilde dile getirilen görüşler bir kitapta toplanacak.