Aslen Boyabat’lı, işçi bir ailenin kızı olarak
1960 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Anne ve babası küçük yaşta ayrılmış
olduğundan annesini ve ailesini henüz yaklaşık on yıldır tanıma imkanına
kavuştu. Gültepe ilkokulunda okudu. 12 Eylül öncesi ideolojik kamplaşmanın en
çetin olduğu bölgelerde sağ cephe içinde yer aldı.
18 yaşında ilk defa Kur’an ile tanıştı ve hayatına
yeni bir yön çizdi. TC vatandaşı bir Irak’lı ile evlendi. Dokuz yıl süren
evlilik hayatı ardından üçü kız ikisi erkek beş çocuğunu alarak bir süre
İstanbul dışında yaşamak zorunda kaldı ve bir aylığına büyük endişelerle
gittiği Malatya’da uzun yıllarca ikamet etti. Mahkeme kararı ile çocuklarının
hepsinin velayetini üzerine aldı ve böylece hep birlikte yeni yaşam
mücadelesine başladılar. Maddi ve manevi, sosyal ve kültürel, hak ve özgürlük
için her tür mücadelede ailece birlikte yer alıyorlardı. Geçimleri için bir
mağaza işletirlerken bir yandan tefsir, sosyal, kültürel, insan hakları, radyo
programları çalışmalarının yanında başörtüsü yasaklarına karşı çeşitli
alanlarda mücadele yürütüyorlardı. Yazı hayatı da bu süreçte başlamıştı. Farklı
dönemlerde çeşitli dergilerde ve Selam gazetesinde çalışmaları oldu.
28 Şubat sürecini ailece en ağır şekilde
yaşadılar. 1998’de başörtüsü eylemlerinin devam ettiği günlerde yolda yürürken
gözaltına alındı. ‘Ulusal Bir Heyecan Gecesi ve Başörtüsü’ başlıklı yazısı
sebebiyle tutuklandı. O sırada 13 yaşında olan oğlu Muhammed Cihad da
Malatya’nın en kalabalık meydanlarından biri olan Akpınar meydanında silah zoru
ile gözaltına alındı ve ana-oğul düşünce suçu olarak bilinen 312. madde ile
DGM’de yargılandılar. Hüda Kaya bu davadan 20 ay ceza aldı ve yattı.
1999’da Malatya’da başlayan başörtüsü yasaklarına
karşı Malatya halkının gösterdiği destansı direnişe ailece destek veriyorlardı.
Bu eylemlerden birinde Malatya İHL son sınıf öğrencileri olan kızlarının büyüğü
Nurulhak fotoğraf makinası ile basın mensupları arasında eylemi takip ediyordu.
İntisar ise eylemde kitleye özgürlük türküsü şiirini, Nurcihan ise özgürlük
duası okutmuştu. Bu eylemler sebebiyle Malatya’da yüzlerce kişi evlerine baskın
yapılarak gözaltına alındı ve tutuklandı.
Hüda Kaya’nın 16, 17 ve 18 yaşlarında olan kızları
ise İHL’ye gelen terörle mücadele ekipleri tarafından sınıflarından gözaltına
alındılar. Yine tutuklandıkları bu dava ise 146. maddeden açılmıştı, Hüda Kaya
ve üç kızı için haklarında idam talep ediliyordu. Uzun yıllar boyunca birlikte
veya ayrı ayrı çeşitli davalar ve hapis süreçleri devam etti. Bu arada mağaza
kapanmış ve İstanbul’a geri dönmüşlerdi.
Her açıdan artık Türkiye’de yaşayamaz durumu gelen
Hüda Kaya ve ailesi ilticaya karar verdiler. Avrupa’ya iltica için her yolu
araştırırlarken İntisar’ın 312. maddeden yargılandığı başka bir davasının
onaylanması ile şartların el verdiği kadar karayolu ile yurt dışına çıktılar ve
bir yıl kaldıkları Pakistan’dan İstanbul’a geri döndüler.
Davalar Yargıtay’da onaylandıkça hapis süreçleri
yine başladı. Kendisi hükümlü olarak Ağrı ve Malatya cezaevlerinde kaldı.
Tahliyesinden bir ay sonra arka arkaya kızları da İstanbul Bakırköy Kadın ve
Çocuk tutukevine alındılar. Akşehir ve Bandırma hapishanelerinde ayrı ayrı
cezalarını tamamlayarak tahliye edildiler. Daha sonra Bandırma’da bir trafik
kazasında Nurulhak hayatını kaybetti.
Çeşitli yazı, kitap çalışmaları olan Hüda Kaya’nın
28 Şubat döneminin anlatıldığı ‘Başörtüsüne Özgürlük Yolunda- Görülmüştür’adlı
iki ciltlik kitabı yayımlanmıştır.
2011 yılında barış aktivisti olan oğlu Muhammed
Cihad kurgu bir medya-polis operasyonuyla PKK üyeliğinden gözaltına alındı ve
tutuklandı. Hüda Kaya daha sonra beraat eden oğluyla birlikte, 2013
Ramazan’ında bazı sorgulamalarının ve araştırmalarının sonucunda Kandil’e gitti
ve izlenimleri yazı dizisi olarak yayımlandı.
Hüda Kaya Mazlum-Der İstanbul şubesi ilk dönem
üyelerindendir.
Çeşitli kadın platform ve kuruluşlarında aktif
çalışmaları oldu. İlmi, sosyal ve kültürel alanlarda farklı dernek ve
vakıflarda faaliyetlerde bulundu. Yurt içi ve dışında kadın, Filistin, barış,
inanç vb. konularda konferansları ve panelleri oldu. 2005’te Merve Kavakçı ile
birlikte Cenevre’de BM’nin bir oturumunda Türkiye’deki kılık kıyafet yasakları
ve hak mücadelesi hakkında sunum yaptı.
Hüda Kaya, Ürdün, Sudan, Pakistan, İran, Keşmir,
Lübnan ve Filistin mülteci kamplarında, insan/kadın hakları, insani yardım
çalışmaları kapsamında araştırmalarda bulunmuş ve faaliyetlere katılmıştır.
Kardelen Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneğini
kurmuş ve başkanlığını yürütmüştür.
Uluslararası Müslüman Kadınlar Birliği (IMWU)
üyesi ve Türkiye delegesidir.
Demokratik İslam Kongresi Şura Meclisi üyesidir.
HDP’de iki dönemdir MYK’da faaliyet yürütmektedir.
Özgür Gündem’de, Hür Bakış ve farklı sitelerde
yazılarına, panel ve konferanslarına devam eden Hüda Kaya hak ve özgürlükler
bağlamında çalışmalarına devam ediyor.