FIRTONA TASIK AV

FIRTONA TASIK AV
Kızıltepe Belediyesi su faturaları ile ilgili Bilbordlara astığı karikatürü Yazar M. Mahsum ORAL onu TASIK AV ismiyle köşesine taşıdı.11.05.2013 12:01

Kızıltepe Belediyesi Su Faturaları konusunda dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir uygulamayı da sessiz sedasız yürürlüğe koydu. Borcun varsa hizmet yok. Anlayışı.


8 ay önce İhsan isminde bir vatandaş bir konuda şikâyet babında bir dilekçe yazmış, Belediyemiz ona cevap verme tenezzülünde bile bulunmamış. Vatandaş geçen gün dilekçenin akıbetini öğrenmek için yeni bir dilekçe ile o dilekçesinin akıbetini sorgulamak istemiş ama sevgili Belediyemiz Su borcun var diye dilekçeyi işleme bile almamışlar ona belediyenin dış kapısını göstermişler.


Her ne kadar 8 ay önce dilekçemi verdiğimde borcum yoktu dediyse de kendisine dış kapıyı göstermelerini bir türlü engelleyememiştir.


Bunun üzerine vatandaş İhsan Başbakanlığın BİMER sistemi üzerinden dilekçenin akıbetini öğrenmek üzere talepte bulunmuş. Başbakanlık Belediyemizden cevap beklemektedir.


Şimdi Belediyemiz Başbakanlığa vatandaşın borcu var size bilgi veremeyiz mi diyecektir?


Ya da Hasan başkanım "Ya mamoste bunlar dedikodu belediye ye gelip aslını öğrenseydin" diyebilir. Bende "Gelemem Başkanım benimde borcum var." diyeceğim. O zaman da doğal olarak "Niye ödemiyorsun?" diyeceksin. 


Walla Belediyede yandaşlarınızın faturalarını sildiğinizi öğrendiğim/gördüğüm günden beri bende ödemiyorum.


Evet, Kızıltepe Belediyesi BİLBORD KARİKATÜRÜ su faturaları ödemenin ötesinde çok daha fazla mesaj barındırmaktadır. İşte o mesajları anlayıp bunu tiye alan yazar M. Masum ORAL’ın yazısını izinsiz ve hoşgörüsünü sığınarak siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.


***



TASIK AV


 

İnsan sabah işe giderken, su faturasını zamanında yatırmakları için, ceza olarak kurak çöllerde süründürülen iki adamın hazin hikâyesine tanık olunca bir garip oluyor nedense…


Bu bir bakıma bir çeşit şiddettir aslında.

 

Her ne kadar belediyemizin yüksek zekâ parıltılı mizahını içerse de, bir tehdittir sonuçta…


Farkındasınızdır, şiddetin artık son bulacağı bir hayatın bizlere tesis edilmeye çalışıldığını duyuyoruz izlediğimiz gelişmelerden…

 

Şiddet denilen kavramın yakamızı hemen bırakmaya niyeti yok gibi…

Kendisini bir afişte gösterir bazen…

 

Ki bu mazlumun içinden çıkan şiddet olunca, yeme de yanında yat kıvamında bir durum çıkıyor ortaya…

 

Belediyemiz bu afişi hangi üstün yaratıcılık anlayışıyla gözümüzün içine sokmaya çalıştı bilemiyorum ancak, su faturasını ödemediğiniz takdir de çöllerde mecnun misali sürüneceksiniz, sizi bir damla suya hasret bırakacağız mesajını ( ya da tehdidini) iyi vermiş vesselam…

 

Hazır böyle bir düşünce siz de meydana gelmişken, keşke o karikatürde sürünen adamların başına birer eli kırbaçlı zabıtada dikseydiniz, böylece daha caydırıcı olabilirdi bu projeniz…

 

Eminim bu harika karikatürü gören her Kızıltepeli yurttaş, evdeki musluğundan su aktığı için Allah’a şükran borçlu hissetmiştir kendisini… Çünkü bu imkâna sahip olmayıp, çöllere düşmüş bir sürü insanı hayal ettiğinizde, krallar gibi yaşadığınızı anlar ve minnet borçlu olursunuz…

 

İşte bizim her acımız bu kadar da komik aslında. Doğarken kendimizde mevcut bulduğumuz temel bazı özelliklerimizin kabul edilme süreci ne kadar da sancılı ve trajik geçti bilirsiniz…


Oysa insanı zorla “olmadığı bir şey haline” getirme saçmalıkları yarın mizahi malzeme olacak birileri için… Ardında on binlerce kaybın ve onca zararın olduğu bir dramdan, bir acıdan, yarın gülünecek şeylerin çıkarılacağını düşündükçe, acınası bir hayattan geçtiğinden şüphe duymuyor artık insan…

 

Geçen gün duydunuz mu, Kızıltepe stadı tadilat gerekçesiyle kendilerine açılmayan ve eğitim çalışmalarını yapacakları bir alanları olmadıkları için çareyi (gayet haklı olarak) bir yürüyüş yapmakta bulmuş bazı beden eğitimi öğretmen adayları herhangi bir yeri kırmadan dökmeden bir basın açıklaması yaptılar. Kaymakamlık makamına kadar süren bu yürüyüşün bendeki adı “sesini duyurma” çabasıydı. Eminim ki herkes de bunu böyle algıladı…

 

Talepleri yerine getirildi mi, onlara böyle bir hak tanındı mı, eğitim faaliyetleri için kendilerine yardımcı olundu mu bilmiyorum şimdilik, ancak yürüyüşün hemen ardından bir güzel deste çiçek yapıp, aralarında en iyi özür dileyecek olan birkaç kişiyi seçip kaymakam beye bir özür dileme merasimine gitmeleri ancak bize has bir komediydi…

 

Kendilerini geliştirmek, eğitmek ve başarılı olmak için bir zemin arayan, seslerini duyurmaya çalışan, ilk defa siyasi mesajların yerine, gelecekle ilgili, yarınla ilgili mesajların verildiği bir insan kitlesinin o mağduriyeti ne kadar iç burksa da, hemen akabinde “biz bir cahil ettik, sen kusura bakma beyim” ziyaretine gitmeleri bir o kadar gülünç geliyor insana…

 

Tıpkı devrim geldiğinde, artık yol da, su da, elektrik de, sağlık da, eğitim de bedava olacak diyen bir siyasi gelenekten geldiğini düşünen bir yapının, su faturasını yatırmadığın takdir de, seni çöllerde süründürmekle tehdit etmesi gibi garip her şey… Oldukça garip…

 

Ve normalleşen, kabul edilir hale gelen bir gariplik…

 

Sağlıcakla kalın, bir bardak su içsem iyi olur, yarın öbür gün işler ters gidebilir, en azından şimdilik musluk akıyorken, bu izzeti ikramdan nasibimi alayım… 

 

Gotinek pêşiya:

“Law ma mirov ji tîna bimre, tu tasik av li destê kesî nake”

 

Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUMLAR (1)

Kızıltepe Belediyesi hata yapmıştır. Hatta ``halt`` etmiştir. Buna itirazımız yok. Ve mamoste de ``yandaşlarına kıyak geçen belediye nin`` su parasını ödemeyeceğini açıklıyor. Güzel bir tavır biçimi gerçekten. Şimdi bizlere ne düşmekte:-) Ülke yönetimindeki ``yandaş`` örneklerinden hareketle mamostenin mesela nasıl bir tavır sergileyeceğini merak ediyorum. Mesela vergi ödemekten vazgeçebilecek mi? Vazgeçmek bir yana , kendisini arayacak olan Bakan`a mesela `` ben ödemeyeceğim`` diyecek mi? Üniversite yıllarımdan hatırlıyorum. O zaman `` yalan haber`` veriyorlar diye PKK gazete satışlarını yasaklamıştı. Sonra ne mi oldu? Bir grup aydın ``PKK nın yaptığı antidemokratik bir uygulamadır, protesto ediyoruz`` demiş ve işi diyarbakır da yürüyüş yapmaya kadar da vardırmıştı. Garip ki, bu zatlar bu açıklamayı yaparken Cumhuriyet Gazetesi de yanılmıyorsam bir kaç günlüğüne kapatılmıştı ama kapayan devletti:-) Demek ki konu, bazı yanlış uygulamalar değildir. Hatta konu bazı ``kabul edilemez uygulamalara`` karşı durmak ta değildir. Ya konu nedir? Bunu mamoste ve sayın yazar düşünsün. ``devrimden sonra su elektrik barınma sağlık`` vs laflarıyla belediyenin yaptığı bir halt etme bahanesiyle ``sosyalizm``e laf giydirmek ve karikatürize etmek güzel bir ruh halidir gerçekten... 11.05.2013 11:36

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.