HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP-DBP
Mardin İl örgütlerinin Nusaybinli aileler ile dayanışmak amacıyla düzenlediği
iftar yemeğine katıldı. Demirtaş iftarın ardından bir konuşma yaptı.
Programa HDP
Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yanı sıra, Mardin Milletvekilleri
Mithat Sancar, Gülseren Yıldırım, Mardin Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, Ağrı
Belediye Eşbaşkanı Sırrı Sakık, STK Temsilcileri, DTK Başkanlık Konseyi
üyeleri, HDP, BDP Mardin il-ilçe başkanları ile 2 Bin Nusaybinli aile katıldı.
HDP bayraklarının asıldığı Salonda iftar öncesi Kürtçe mevlit okundu.
Konukların iftarını açmasının ardından HDP Mardin İl Eş Başkanı Aysel Erol
iftar yemeğine katılan Nusaybinli aileleri ve konukları selamladı. Erol yaptığı konuşmada Hükümetin icraatlarını
ve operasyonları eleştirerek "Barbarlığa karşı insanlığı savunmaya
devam edeceğiz" dedi.
Daha sonra söz alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşmasında, "Zulüm
fazla olduğu zaman insan onurunu terk edebilir mi? Baskı fazladır diye insan
haysiyetinden vazgeçebilir mi? Geçemez ne yapalım bunlar böyle zalimdir bize
düşen şey zulüm karşısında el ele verip direnmektir.
Mazlumların elbette ki bir gün kazanacağından
şüphemiz yoktur ve bütün bu çekilen acılar sizlere yaşatılan bu zulümler
inşallah boşa gitmeyecek gençlerimiz çocuklarımız torunlarımız kendi toprağında
onurluca özgürce barış içinde yaşayacaklar biz bunun için varız bunun için
mücadele edeceğiz biz barış dedikçe bize kurbanlık koyun muamelesi yapanlar biz
barış dedikçe bize köle muamelesi yapanlar aklını başına alana kadar
direneceğiz...
Nusaybin'i Yüksekova'nın Cizre'nin Şırnak'ın
yaralarını bütün dünyadaki dostlarımızın dayanışması ve desteği ile inanın ki
saracağız. Buradan bütün dünyadaki dostlarımız halkımıza sesleniyorum. Gün
bugündür. Onlar nasıl Nusaybin'in malını mülkünü yıkıp gasp ettilerse biz de
yeniden olduğu gibi inşa edelim. Dünyanın her yerinden buraya yardım gönderin. Bizatihi
gelin inşaatında çalışın. Dünyanın 4 bir yanında yaşayanlar, yönünüzü buraya
dönün. Kalbiniz Nusaybin'le birlikte atsın. Çıkın gelin ister duanızla, ister
alın teriniz, ister emeğiniz ister maddi katkılarınızla. Biz Nusaybin'i yeniden
inşa edeceğiz. Tek bir Nusaybinli kendi şehrini terk etmemelidir" dedi.
Nusaybin'de yarın öbür gün yasağın kısmen ya da
tamamen kalkacağını aktaran Demirtaş, "Açıldığında herkesin mutlaka geri
dönüp kendi toprağına sahip çıkması lazım. Bütün halkımızın da Nusaybinlilere
sahip çıkması lazım. Bunların hepsini atlatacağız. Bunlardan hiçbir medet ummayacağız.
Bunların işi yıkmaktır yalandır iftiradır. Kendileri yıkıp neredeyse HDP yıktı
diyecekler. Çünkü HDP onların seçimdeki rakipleri. Bütün bu vahşeti
gizleyebilmek için, suçluyu saklayabilmek için telsim aldıkları satın aldıkları
medyanın desteği ile dünyayı kandırdıklarını sanıyorlar. Ama bunlar deve
kuşları gibi kafalarını kuma gömmüşler her şeyleri ortada. Zannediyorlar ki
bütün dünyanın kafası kumun içinde, bir tek sizin kafanız kumun içinde. Her
şeyini her yerinizi görüyoruz. Bize düşen şey zulüm karşısında el ele verip
direnmektir.
Mazlumların elbette bir gün kazanacağından şüphe
yoktur. Bütün bu çekilen acılar, sizlere yaşatılan bu zulümler inşallah boşa
gitmeyecek. İnşallah gençlerimiz çocuklarımız torunlarımız kendi toprağında
onurluca özgürce barış içinde yaşayacaktır. Biz bunu için varız bunun için
mücadele edeceğiz. Biz barış dedikçe bize kurbanlık koyun köle muamelesi
yapanlar aklını başına alıncaya kadar direneceğiz. Biz hakikatten doğruluktan
ayılmayalım. Bizim bir tane hakikat çizgimiz ve yolumuz var. Başkasına zulüm
etmeyeceğiz. Başkasının hakkını gasp etmeyeceğiz. Başkasına ait olana el
uzatmayacağız. Kendimize ait olandan da ölümüne vazgeçmeyeceğiz.
Nusaybin'de iş makineleri ile evlerini yıkıyorlar.
İnsanların özel eşyalarını bile almaya izin vermeden tam bir barbarlık örneği
sergileniyor. Sonrada buna itiraz eden terörist ilan ediyorlar. Bunları
söyleyen televizyonları cezalandırıyorlar. Bunu dile getirenleri aydınları
yazarları tutuklayıp içeri atıyorlar. Halkın yanında olan belediye başkanlarını
ya kayyum atama tehdidi ya da tutuklama tehdidi ile baskı uyguluyorlar" dedi.
Konuşmasında sık sık Erdoğan ve AK Parti'yi
eleştiren Demirtaş, şunları söyledi:
"Bu operasyonlara katılanlara şimdiden
dokunulmazlık yasası çıkardılar. CHP ve MHPnin desteği ile her türlü suça
bulaşmış olan güvenlik personelini koruyacak bir yasa çıkardılar. Mademki
kendinize güveniyorsunuz, madem orada suç işlenmedi diyorsunuz, bu
dokunulmazlık yasasına ne gerek vardı? O zaman Ben buradan sesleniyorum. Saraydaki
zata zaten seslenemeye de gerekte yok. Burada hırsızlık var desek alkışlayacak
kendisi. Milletin malını mülkünü gasp ediyorlar. Evini barkını yıkıyorlar. Ne
operasyonu ne terörle mücadelesi bir devlet gaspçı hırsız devlet olabilir mi?
Bunu yapıyorlar işte çıksınlar inkar etsinler.
Cumhurbaşkanı suç işleyeni teşvik ediyor. Daha
fazla yakın yıkın diye teşvik ediyor. Sen Silopi Halkı ile iftar yiyebiliyor musun?
Sen güvenlik güçleri ile iftar yapıyorsun peki oradaki halk nerde. Hani halkın
güvenliği için yapmıştınız? E buyurun gel Nusaybin halkı ile iftar yap bakalım.
Gidip operasyonlarla iftar yapmak kolay… İftara gizli gizli gidiyorsun da,
bütün dünyadan saklayıp hızlı bir şekilde gidip güvenlik güçleri ile iftar
açıyorsun da halk ile niye buluşamıyorsun?
Madem halk için yaptın niye halk ile iftar
açamıyorsun? Artık insana dair ne varsa onu kaybedecek bir ahlaksızlık
seviyesine düştüler. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? Bu mübarek günler
vesilesi ile inşallah bütün bu yangına bir damla su dökecek bu yangını
söndürecek bir siyaseti de ortaya çıkarırız. İnşallah bu günlerin yüzü suyu
hürmetine önümüz bayramdır bayram tadında bir gelecek bayram tadında günlerde
yakındır. Buna da yürekten inanıyorum bu gün burada bu salında bir araya gelen
bütün bu kardeşlerimin Allah orucunu duasını kabul etsin diyorum. Desteğiniz
için dayanışmanız için burada bulunan arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Devlet çıkardığı yasa ve kanuna bağlı ise ve buna
uyuyorsa devlettir. Eğer Nusaybin ve diğer kentlerdeki gibi kendi koyduğu
kanunu tanımamazlık var ise buna devlet değil çete denir. Devletin halkın
eşyalarını yakıp yıkmaya, gasp etmeye ve çalmaya hakkı yoktur. Şu anda bunları
yapıyorlar. Sırf Nusaybin halkını cezalandırmak için yasağı sürdürüp her tarafı
iş makineleri ile yıkıyorlar. Yapılan tam bir barbarlık örneğidir" dedi.
Tek bir
Nusaybinli bile şehrini ve toprağını terk etmemelidir
Vahşet ve yıkımı dile getiren belediye başkanı,
televizyon, gazetecileri tutuklatıldığını belirten Demirtaş sözlerine şöyle
devam etti: "Cizre'de insanları diri diri yaktıklarını hepimizden iyi
biliyorlar. Şuanda güvenlik personelini koruyacak bir yasa çıkardılar. Madem
kendinize güveniyorsunuz, suç işlenmedi diyorsunuz, öyleyse neden yasa
çıkarıyorsunuz? Orada suç işlediklerini biliyorlar, bu yüzden çıkarıyorlar. Bir
devlet gaspçı, hırsız olabilir mi? Şuanda bunu yapıyorlar."
Nusaybin’in kenar mahallelerinde herhangi bir çatışmanın yaşanmamasına rağmen
yurttaşların evlerine girildiğini belirten Demirtaş, devletin Nusaybin’de halka
evlerinizi başınıza yıkacağız demeye, eşyaları, evleri talan etmeye ve çete
anlayışına mecbur bırakmaya çalıştıklarını belirtti. Demirtaş, Nusaybin
halkının var olan yöntemler ile dize getirilmeye çalışıldığını belirterek şöyle
konuştu: "Bütün Avrupa, Amerika ve dünyanın her tarafında bulunan halkımız
ve dostlarına sesleniyorum. Herkes gelip yeniden inşada maddi açıdan tutalım,
bir tuğla dizmeye kadar dayanışmanın içerisinde yer almalıdır. Tek bir
Nusaybinli toprağını ve şehrini terk etmemelidir." dedi.
Yapılan konuşmaların ardından HDP Eş Genel Başkanı
Demirtaş ve beraberindekiler Mardin’de Sivil Toplum Örgüt temsilcileri ve
kanaat önderleri ile yapılacak toplantıya katılmak üzere salondan ayrıldılar.