CHP'lilerle iftar

CHP'lilerle iftar
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da ilahiyatçılar ve din adamlarına verdiği iftarın arından bu kez İstanbul'da din adamları, ilahiyatçılar, dindar entelektüeller ve gazetecilerle bir araya geldi19.08.2012 14:47

CHP'nin İlahiyat kökenli milletvekili İhsan Özkes'in düzenlediği Bakırköy Kaşıbeyaz Restaurant'taki iftarda, Kur'an okundu ve ilahiler söylendi.Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan'da oradaydı. Yazar kendisi sordu kendisi cevapladı. CHP'nin iftarına dair gözlemlerini yazdı. İlginç anektodlar paylaştı.

İşte Alkan'ın "CHP'lilerle iftar" başlıklı o yazısı

EV SAHİBİ KEMAL KILIÇDAROĞLU

-Hocam hocam, sizi CHP'lilerin iftarında görmüşler; ortalık yıkılıyor!

 

-Gizli saklı değil ki Çekirge; davet edilince icabet ettik, o kadar. Üstelik bugünlerde hele İstanbul'da uzak bir semte iftara gitmek enikonu fedâkârlık oldu. Üç saat yollarda debelendikten sonra ucu ucuna yetiştik iftara. İki saat de dönüş... Şöyle tasvir edeyim durumu da herkes gülsün. Sayın Kılıçdaroğlu Ankara'daki evine bizden önce varmıştır. Şaka gibi!

-CHP'nin resmi iftarı mıydı bu?

-Öyle sayılır; İstanbul teşkilatı ve vekil İhsan Özkes ev sahipliği yaptılar ama genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ev sahibiydi.

ATATÜRK CHP VE DİN

-Başka kimler vardı?

-Bizim gazeteden Hüseyin Gülerce, Ali Bulaç ve bir kısım medyadan bazı yazarlara ilaveten davetlilerin ağırlığını Diyanet camiası meydana getirmişti. Toplam kırk kişi filan; dar kapsamlı samimi bir iftar oldu. Yemekten sonra her davetliye İhsan Özkes'in kaleme aldığı "Atatürk, CHP ve Din" adlı kitapçık dağıtıldı ki, iftarın amacını az buçuk imâ ediyor bu risâle.

LAİKLER YETMİYOR DİNDARLAR DA LAZIM

-Nasıl yani?

-Kitapçık, benzerleri gibi Atatürk'ün samimi bir dindar olduğu anafikrini savunuyor. İmâ ettiği şey, "Yeni CHP"nin bu defa sahiden iktidar olmak istediğiydi bana göre; yani, "Laiklerin oyu yetmiyor, dindarların da kalbini kazanıp oyunu almak lâzım" düşüncesi.

KILIÇDAROĞLU SAMİMİ

-Bu niyeti samimi buluyor musunuz?

-Benim bir fikrim var ama peşin hükümlü davranmayacağım. Sayın Kılıçdaroğlu'nu, kendilerini dindar kitleye iyi ve doğru anlatmak endişesi içinde gördüm; samimi idi. Yarım saatlik konuşmasında bu husustaki temel yaklaşımını anladığımı zannediyorum. Şöyle bir şeydi: Kılıçdaroğlu dindar, kendi tabiriyle "mütedeyyin" kitle ile muhafazakârlar arasında fark görüyor. Dindarları daha sempatik, çünkü iddiasına göre Hz. Muhammed (sas) bir devrimci idi. Muhafazakârlar ise, statükoyu, sermayeyi, yolsuzluğu mubah gören, gelişmeye kapalı bir topluluk olarak olumsuzlanıyor zımnen.

YAKLAŞIMI YANLIŞ

-Bu yaklaşım doğru mu?

-Değil, çünkü mütedeyyinle muhafazakâr arasındaki fark, Kılıçdaroğlu'nun zannettiği gibi sarih değil; ikincisi ise bana göre CHP'nin daha önce CHP'ye hiç oy vermeyen kitleye diyanet camiası üzerinden ahlâklı mütedeyyin Müslüman kavramı üzerinden ulaşmaya çalışmasıdır; böyle bir intibâ edindim. Küçük salonda Diyanet camiasından isimler çoğunluktaydı ve hemen hepsi birkaç dakika da olsa topluluğa hitab ederek, kendilerinin muhatap alınmasından duydukları hoşnutluğu ifade ettiler...

-İçlerinde ileride CHP saflarında siyaset yapmak niyeti izhar edenler de var mıydı hocam?

-Çok fenasın çook, kalbin kararmış senin Çekirge; üstelik olsa bile ne çıkar; en tabii hak değil midir, böyle şeyleri düşünmen bile tuttuğun orucun randımanını düşürür Çekirge. İftardan sonra hatırlat, ağzına büber süreyim!

ALTINA İMZA ATIYORUM

-Geceden ilginç notlar nelerdi sizce?

-İlginç geceydi; meselâ Kılıçdaroğlu'nun ahlâkı, siyasetin ortak paydası olarak nitelemesini dikkat çekici buldum; bir an kendimi, siyasetin pratik ve zaruri cihetlerini görmezden gelerek kitabın tam orta yerine göre siyasethane kaleme alan klasik devir fukahasından birini dinliyor zannettim. Şahsen bu vurguyu alkışlıyor, altına imzamı atıyorum ama Kılıçdaroğlu'nun bu vurgunun ardında uzun süre durabileceğini sanmam. O kendince "Ben dürüstüm, çalmam ve çaldırmam; öyleyse dürüstlüğü destekleyin, toplum sizin sözünüzden çıkmaz, bizi destekleyin hep birlikte ayağa kalkalım" demeye getiriyor. Halbuki ben Diyanet camiasının iyi bir siyaset aktarıcısı olduğu kanaatinde değilim.

KILIÇDAROĞLU FUZULİ OKUMUŞ

-İlginç bir konu; peki başka ne dikkatinizi çekti?

-İnsâni ve hoş bir nükte; Kılıçdaroğlu, küçüklüğünde babasından Eba Müslim Horasani cenkleri dinlemiş; kendisi de Fuzuli'nin "Hadikat'üs-Süeda"sını okumuş...
Kaynak ve Resimler:Ensonhaber.com

Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.