Yolsuzluk ve rüşvet operasyonun ardından yaşanan AKP ve Gülen cemaati arasında yaşanan çatışma üzerinden yaşanan siyasi gelişmeleri "Türkiye tarihin en büyük siyasi tusunamisini yaşıyor" olarak yorumlayan İslamcı Yazar Hüda Kaya, bu tsunamiye karşı halkların yapması gerekenin ise, "çıkar çevrelerinin ya da derin ulusalcı güçlerin yanında durmak yerine, kendi duruşunu korumak" olduğunu söyledi. 02.01.2014 09:30
17 Aralık'ta düzenlenen ve aralarında bakan çocuklarının ve bürokratlarının da bulunduğu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile birlikte AKP ve Gülen Cemaati arasında çatışma ve siyasi gelişmeleri, ortaya çıkan yolsuzluğun boyutlarını İslamcı Yazar Hüda Kaya değerlendirdi. Ortaya çıkan yolsuzlukların daha önce "fısıltı gazetesi gibi" sürekli İslami kesim içerisinde konuşulduğunu belirten Kaya, yolsuzlukla ilgili gerçekleri ortaya çıkartmak isteyen bazı arkadaşlarının da sonuç alamadığı gibi maddi ve manevi olarak zor duruma sokulduğunu söyledi. "Bunlar bir gün patlak verecek diyorduk ama.." diyen Kaya, yolsuzluğun rekabet ve iç hesaplaşma nedeni ile değil de halkların ortaya çıkartması durumunda daha anlamlı olacağını söyledi. Kaya, "Keşke halklar bunun hesabını sorabilseydi, sorabilmesi için de bunu görebilseydi" dedi.
'Futbol takımı gibi parti tutuyorlar, gerçekleri görmeleri kimi zaman zor'
Kaya, Türkiye'de siyasi parti-halk ilişkilerinin de geleneksel hale geldiğini, yurttaşların bir çoğunun "takımı tutar gibi" siyasi partileri desteklediğini bu durumda tüm gerçekler ortaya dökülse dahi, tüm eleştirileri, muhalefeti sıradan bir karşı duruş gibi algıladıklarını söyledi. Kaya, "İnanan insanların vicdanen iftira atma gibi bir durumun içine girmez. Bu nedenle de ortada iftira atma durumundan ziyade, tüm belgeler ortaya konulmasına rağmen, hükümetin yanında duranlar darbeye karşı çıkışla, hükümetin yanında durmamak da derin güçlerin, ulusalcıların yanında duruşla açıklanıyor" dedi. Kaya çok hızlı gündem sapmalarının meydana geldiğini ve açıklanması gereken bir çok ayrıntının gözden kaçtığını da söyledi.
'Irak da yaşananlar Türkiye'de yaşanıyor'
Yolsuzluk ve rüşvet çarkının bir rekabet halinde ortaya çıkmasını değil, rüşvet ve yolsuzluk çarkının bu toprakların halkların çabaları ile gerçekleri görmeleri ile ortaya çıkmasının çok daha çözümcül olacağını söyleyen Kaya, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu Irak Başbakanı Saddam Hüseyin'in devrilmesi ile yaşanan sürece benzetti. Kaya, "Saddam Hüseyin yıllarca halkına zulümler yaptı. O da ABD eliyle düşürüldüğünde aynı yorumu yapmıştım. Keşke halk kendi eliyle düşürebilseydi bunu öyle düşünmüştüm. Keşke ABD'nin eli olmadan, başka kirli güçlerin eli olmadan yapabilseydi keşke demiştim. Şimdi Türkiye de aynı durumla karşı karşıya" dedi.
Operasyonların AKP'nin tabanına yansımasının nasıl olduğu noktasında da görüşlerini aktaran Kaya, AKP'nin sermaye grupları, cemaatsel yapılar, sivil toplum kurumları ve asgari ücretle geçinmeye çalışan, zor şartlarda yaşayan gruplardan oluşan bir tabana sahip olduğunu hatırlattı ve iktidarla "hesap-kitap içinde patron çevresi grupların" gerçeklerin üstünün örtülmesini istediğini söyledi. Patron çevrelerinin aksine, asgari ücretle geçinmeye çalışanların, yıllarca AKP'ye vermiş olanların da şaşkınlık içinde olduklarını belirten Kaya, 'Biz, kuru bir ekmeğe talim ederken bazıları trilyonlarla oynuyor' diye tepki gösterenlerin var olduğunu aktardı.
Kaya, çıkar çevrelerinin "Türkiye imaj kaybediyor" ifadeleri ile yolsuzlukların üstünün örtülmesi gerekçesinin yaratılmasına da tepkili. Kaya, "Türkiye'nin kaybettiği imaj, halkların yararınadır" dedi.
'Siyasi tarihin en büyük tsunamisi yaşanıyor'
Kaya, yolsuzluk operasyonunu "tsunamiye" benzeterek, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük siyasi tsunamisi yaşanıyor. Yarın sabaha nasıl uyanacağımızı bilmiyoruz. Bunu 2000'li yıllarda da hissetmiştim. Bir ay sonrasını göremiyoruz. Tabi belirsizlik de insanı geriyor" yorumunda bulundu. Kirli çamaşırların ortaya dökülmesinin halkın gerçekleri görmesini sağlayacağına işaret ederek, gerçeklerin ortaya çıkartılmasının "devlet batarsa hepimiz altında kalırız" söylemi ile geçiştirilmeye çalışıldığını belirten Kaya, "Temizlenmenin altında kalınır mı? İnsanların yıllardır sırtında olan kambur temizlenmek zorunda " dedi. Halkların gerçekler ortaya çıktıkça daha da bilinçleneceğine dikkat çeken Kaya, halkların yapması gerekenin ise, "çıkar çevrelerinin ya da derin ulusalcı güçlerin yanında durmak yerine, kendi duruşunu korumak" olduğunu söyledi.
'Balbay'ın tahliye edilmesi bir mesaj'
Kaya, CHP milletvekili Mustafa Balbay'ın Anayasa Mahkemesi kararı ile serbest bırakılmasını da değerlendirdi. BDP'li milletvekillerinin tutukluluklarının hala sürdüğü koşullarda Balbay'ın tahliyesinin ciddi bir mesaj olduğunu dile getiren Kaya, "Böylece bir kez daha, yıllardır işkencelere maruz kalan bütün çevreler olarak hepimiz ne kadar derin bir yapıya sahip olduğumuzu gördük. Ergenekon davaları sürerken kırılmalar yaşanırken bu kez de karşımızda nasıl bir yeşil yapı oluştuğunu gördük" dedi.
'Cop kendilerine yönelince yargıya güvenmiyorum diyor'