Adalet Zemini: “Gergerlioğlu bu ülkenin vicdanıdır ve yalnız değildir”

Adalet Zemini: “Gergerlioğlu bu ülkenin vicdanıdır ve yalnız değildir”
Adalet Zemini, barış istediği için ırkçı gürûhun hedefi olan doktor, yazar ve sivil toplum temsilcisi Ömer Faruk Gergerlioğlu’na sahip çıktı…15.10.2016 23:41

Türkiye’deki farklı kesimlerden aydınların biraraya gelerek kurduğu entelektüel bir oluşum olan “Adalet Zemini”, bugün saat 14:00’te İstanbul’daki Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.

     Barış ve demokrasi talep eden Adalet Zemini grubu üyeleri, geçtiğimiz hafta sosyal medyada barış isteyen ve kirli savaşın bitirilip ölümlerin son bulmasını dileyen insanî ve vicdanî bir paylaşım yaptığı için ırkçı ve bağnaz gürûhun karalama ve linç kampanyalarına maruz kalarak görev yaptığı Seka Devlet Hastanesi tarafından savunması dahi alınmadan açığa alınan Kocaeli Barış Platformu Sözcüsü Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’na sahip çıktı.

     Gergerlioğlu’nun bu ülkenin erdem ve adalet vicdanı olduğunu belirten Türkiyeli aydınlar, aynı barış ve kardeşlik arzusunu kendilerinin de taşıdığını ifade ettiler. 

     Eylemde ilk olarak Edebiyatçı – Yazar Ümit Aktaş konuştu. Aktaş, farklı kesimlerden insanların Adalet Zemini’nde nasıl biraraya geldiklerini anlatarak kamuoyunu bilgilendirdi.

     Daha sonra grup adına basın açıklamasını okumak üzere İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi “Sosyoloji” Bölümü Öğretim Üyesi Yazar Prof. Dr. Ferhat Kentel söz aldı.

     Kentel’in “Adalet Zemini” adına okuduğu basın açıklaması şöyle:

     * * *

     Kamuoyuna;

     Demokratik bir Türkiye için Adalet Zemini

     Bizler farklı toplumsal kesimlerden olmamıza rağmen, Türkiye ve dünya siyasetini birlikte konuşmak üzere biraraya geldik. Darbenin durdurulmasının üçüncü ayındaAdalet Zemini’nde biraraya gelen, çeşitli kimliklerin birine veya birkaçına (İslamcı, solcu, liberal vb.) bireyler olarak daha demokratik ve yaşanabilir bir Türkiye için gündemdeki konularla ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz:

     15 Temmuz’da halk sokağa çıkarak darbeyi engelledi. 15 Temmuz Türkiye demokrasisi için bir milattır. Darbe girişimine karışan kişiler ve suç ortakları en kısa zamanda yargı önüne çıkarılmalıdır.

     Yargılama sürecinde masumiyet karinesi, adil yargılanma ve savunma hakkı ihlallerinden, işkence ve kötü muamele gibi darbe soruşturmasının haklılığına ve meşruiyetine gölge düşürecek adımlardan uzak durulmalıdır.

     Soruşturmanın alanı maksadı aşan bir biçimde genişletilmemeli, soruşturma muhalif kesimleri cezalandırmanın ve muhalif basın organlarını susturmanın bir yolu haline getirilmemelidir. Gazete, radyo ve televizyon kapatma gibi basın özgürlüğünü engelleyen veya farklı kesimlerden aydınları tutuklama gibi uygulamalara son verilmelidir. Bu antidemokratik uygulamalar, darbenin engellenmesi sonrası oluşan olumlu havayı giderek yok etmektedir. Bu olumsuz kanaatin kamuoyunda her geçen gün yaygınlık kazandığı unutulmamalıdır. 

     Darbenin engellenmesi sonrası oluşan olumlu hava hükûmetin otoriterleşen tutumu nedeniyle giderek dağılmaktadır. Demokrasimizin yeniden işlerlik kazanması bugün en acil sorunumuz haline gelmiştir.

     15 Temmuz sonrası ortaya çıkan ve kutuplaşmaları azaltarak uzlaşmaları çoğaltan “yeni Türkiye” ikliminin kalıcı ve istikrarlı olması için mutlaka sivil ve demokratik bir anayasa yapılması gerekir. Bu yeni anayasada başta Kürtler’in hakları olmak üzeredînî özgürlükler, Alevîler’in hakları, askerî vesayet sorunu, işçi hakları, kadın hakları, engelli hakları, kent ve çevre hakları (urbanist ve ekolojik duyarlılık), bireysel özgürlükler gibi geçmişten gelen sorunlara dair köklü çözüm önerileri olmalıdır.

     Darbeler geleneğinin sona erdirilebilmesi ve askerî vesayetin ortadan kaldırılması için askerî sistem yeniden yapılandırılmalı, askerlerin siyasî karar mekanizmalarındaki etkisi azaltılmalı, askerlerin ayrıcalıkları ve askerî yargı sistemi kaldırılmalı, Genelkurmay Başkanlığı Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı, ordunun bütçesi ve harcamaları şeffaflaştırılmalıdır.

     Türkiye yıllardır dış politikasında savaşçı tutumlardan uzak durmuştu. Ama şimdi Suriye’de savaşçı bir dış politik stratejiye yönelmiştir. Türkiye, daha henüz imkân varken, bir an önce Suriye’den askerlerini çekmeli ve gerek dış gerekse iç politikalarında barışçı yöntemlere dönüş yapmalıdır.

     Son olarak, imzacımız olan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu geçen hafta içinde barışı savunan bir paylaşımda bulunduğu için önce sosyal medyada linç kampanyasına maruz kaldı, daha sonra da Kocaeli Valiliği tarafından görevinden açığa alındı.

     Yaşamının büyük bölümünde hakkı, adaleti, barış talebini dillendiren, demokrasi, adalet ve insan hakları mücadelesi veren, kimliğine bakmaksızın tüm mazlumlarla dayanışma içinde olan Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yönelik linç kampanyasını ve görevinden alınmasını kınıyoruz.

     Barışı savunmak suç değildir.

     Saygılarımızla kamuoyuna duyururuz.

ADALET ZEMİNİ


kaynak: http://www.sediyani.com/?p=13866


Diğer GÜNDEM haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.