Uzaklardan bir hatun geldi. Bilmem hangi derneğinin başkanıymış. Saç rengini hatırlamıyorum zira altın sarısına boyamıştı. Gözünde değil de tepesinde kocaman bir güneş gözlüğü ile öğrencilerimize yardım etmek için taa uzaklardan gelmişti, beraberinde ilk parti olarak gazetelerin verdiği son kullanma tarihleri çoktan geçmiş bir koli ansiklopedi de getirmişti.
Büyük bir Giyim ve Kırtasiye yardımında bulunacağı gerekçesiyle, mevcutları kalabalık birkaç taşıma merkezi okullumuzu ziyaret ettiler. Öğrencilerle bol bol fotoğraflar çektirdiler.
İl ve İlçemizin tarihi ve turistik yerlerini gezdirdik, gezdirdiler, yedirip, içirdik, birkaç gün konuk ettik ve gittiler. Aylar sonra birkaç koli giyim malzemesi gönderdi, birinci ikinci hata onuncu el bile değildiler. Resmen çöplükten toplayıp göndermişlerdi. Tabi çöpe attık ödediğimiz kargo parası da işin tuzu biberi.
Meğerse hanımefendi, başkanıyım dediği dernek daha kurulmamıştı. Yani kurulacak bir derneğin başkanı olabilmek için öğrencilerimizle çektiği o fotoğraflarla “Güneydoğu'nun Fakir Çocuklarına” bilmem ne kadar giyim ve Kırtasiye yardımında bulunduğunun propagandasını yapmış. Seçimi kazandı mı bilmiyorum ama en azından beleş bir Mardin gezisi yaptı. Bu planda bonus olduğumuzu çok sonraları anladık.
Yine sarışın mavi gözlü yaşlı bir teyze geldi, büyük bir sanatçıymış. Bir köyümüze örnek bir ilkokul yapma isteğini dile getiriyordu. Onu da, gezdirdik, yedirip, içirdik, birkaç gün konuk ettik. Mülki amirlerle, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleriyle görüştürdük, Okulun yapımı ve şartları için Vali yardımcımızla da görüştürdük ve çekip gittiler. Bir daha da ne ondan yerli malı jigolasından ses seda çıkmadı.
Meğer o da Mardin gezisini bedavaya getirmek ve burada ki Jigolasını ziyarete gelmişti. İyi ki elini öpmemişim. Bu işte yine biz bonus olmuştuk.
En son Murat Çuhadar ve yine beraberinde Elif Hanım diye bir hatunla ilçemize geldi. Hatun kardeşimiz Bolu Sanayi ve Ticaret Odası Meclis Başkanıymış İşini gücü bırakmış barış için ta buralara kadar gelmişti. İnsan böylesi bir bayanın elini öpmez mi? Ama öpmedim. Artık, hiç kimsenin bizim için buralara kadar gelemeyeceğini, gelebileceğine olan inancımı çoktan yitirmiştim.
Mezopotamya toprakları bereketli topraklardır. Beslemediği kimsecikler kalmamıştır. Kandan, terörden. Kirli savaştan ve kaçakçılıktan beslenenleri çok gördük ama ilk kez barıştan beslenenleri de görmüş olduk.
Sadık dostum, Google Amcadan bana Bolu Sanayi ve Ticaret Odası Meclis Başkanının adını ve bir fotoğrafını getirmesini rica ettim. Sağolsunlar beni kırmadılar hemen gidip alıp geldiler, takdim edince baktım ki.
Meclis Başkanının İsmi Elif olmaması bir yana, Ünisex bir isim bile değildi ve Kocaman bir bıyığı vardı.