(Radikal - 11 Ağustos 2012)
Yazıklar olsun size...
Bir gün önce duyurdular. Akit gazetesi Şemdin Sakık’ın ‘bomba’ gibi bir mektubunu yayımlayacakmış, mektupta Cengiz Çandar ve Hasan Cemal için PKK konusunda önemli ifşaatlar varmış.
Ve, Akit gazetesi Şemdin Sakık’ın kendilerine gönderdiğini iddia ettikleri mektubu ‘Sakık’tan bombalar’ manşetiyle dün yayımladı. Manşetin altında dört fotoğraftan ikisi bana ve Hasan Cemal’e ait.
Şemdin Sakık’a göre ben ‘PKK’yı ve PKK şefini en fanatik PKK’lıdan daha fazla övüyor ve abartıyormuş’um. Bunu, geçen yıl benim imzamla yayımlanan ‘Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır?’ adlı TESEV Raporu’nda yapıyormuşum.
Başka?
Bir de ‘Dahası PKK’ya, avuç içi kadar küçük ve düz bir coğrafya olan Suriye Kürdistanı’nda devlet kurdurtmaya kalkışıyor’muşum.
Yalanın sınırı yok
İlk bakışta, üstünde durulması gerekmeyecek ipe sapa gelmez safsatalar gibi görünüyor bunlar. Merak eden ‘rapor’u edinir, okur. Akit aracılığıyla Şemdin Sakık’ın ‘bombası’na ihtiyaç yok.
Yalanın sınırı da yok. ‘Avuç içi kadar küçük ve düz bir coğrafya olan Suriye Kürdistanı’nda devlet kurdurmaya kalkışmak..’ Suriye konusunda yazdığım her satır Radikal’de yayımlandı. Söz konusu ‘iddia’yı doğrulayacak tek bir satırımın olmadığını beni okuyan bilir. Tetikçilik, bu kadar aptalca mı yapılır?
Dolayısıyla Akit’te çıkan ‘Sakık bombaları’ manşetini ciddiye almak gerekmez diye düşünülebilir. Aynı gazete, geçen ay, Ali Bayramoğlu’nun ‘Ermeni kökenini gizlemesi’nden söz etmiş ve bunun Yeni Şafak okurlarında büyük tepki yarattığını ileri sürmüştü. Bunun üzerine, kamuoyunda Akit’in ‘nefret söylemi’ne dair büyük tepki oluşmuştu.
Akit, çirkin yayınını yaptığında yurtdışında Ali Bayramoğlu ile beraberdim. Çok canı sıkılmıştı. Canının sıkılmasının nedeni, yayının arkasında ‘devletin güvenlik bürokrasisi’nin ‘bazı unsurları’nı sezmiş olmasıydı. Yayını, can güvenliğini tehdit altına sokacak karanlık girişimlerin habercisi olarak algılamıştı.
İlk vukuatları değil
Sezgisi ve kaygısının beyhude yere olmadığını gayet iyi biliyorum. Zira, Akit, bir yıla yakın süredir bizlerin, çeşitli milletvekilleriyle birlikte yürüttüğümüz ortak çalışmanın adresi olan DPI’nın (Demokratik Gelişim Enstitüsü) ‘PKK’nın yan kuruluşu’ olduğuna dair sistemli, kampanya niteliğinde, yalanlarla dolu yayın yürütüyordu. Bu gazeteyle irtibatlı olduğu bilinen bir internet sitesinde, benim bir ‘Mason locasına gidip talimat aldığıma’ ilişkin fotoğraflı bir yalan haber yayımlanmıştı. Mason locasının önünde çekildiği iddia edilen fotoğrafım, bir sokak ötedeki Cezayir Lokantası’na aitti.
Bu yalanları niçin yaydıklarını merak ettiğimde, çok güvenilir kaynaklarım bana Akit gazetesindeki bazı isimlerin –isimlerini vererek- ‘Emniyet istihbaratı ile askeri istihbaratın tetikçiliği’ni yaptıklarını söylediler.
Bu ‘bilgi’ yeterince vahimdi. Fakat, dün yaptıkları, bunun da ötesinde utanç verici. Akit’i kullanan ‘devlet memuru’ sıfatı taşıyanlar açısından utanç verici. Bana yönelik ‘kişilik katli’ ve ‘itibarsızlaştırma’ için Şemdin Sakık’tan başka ‘kaynak’ bulamadınız mı? Ayıptır! Tam 14 sene geçti 28 Şubat’taki tezgâhınızın üzerinden. Bundan 14 yıl önce ‘Şemdin Sakık’ın itirafları’ diye meşhur ‘Andıç’, Hürriyet ve Sabah gazetelerinde yayımlanmış, benden gayri, M. Ali Birand ve Akın Birdal da aynı yalanlara, yani ‘kirli bir tertip’e hedef kılınmıştı. Bundan on gün sonra ise Akın Birdal, TİT’in (Türk İntikam Tugayları) saldırısına uğramış, üzerine bir şarjör kurşun boşaltılmıştı.
‘Andıç’ın altındaki imzalar
Aradan çok geçmeden, ‘Andıç’ın Genelkurmay’da hazırlandığı, altında Orgeneral Çevik Bir ile Orgeneral Fevzi Türkeri’nin imzalarının bulunduğu ortaya çıkmıştı. Her ikisi de şu anda 28 Şubat soruşturmasından ötürü tutuklu.
Bu basit, çapsız ve bir o kadar bayağı bu ‘yeni tezgâh’a doğru teşhis koymak zor değil. Nitekim, meslektaşımız Faruk Mercan, dün yayımladığı twit’inde “Şemdin Sakık’ı manşet yapan Vakit gazetesi, Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ı neredeyse PKK’lı ilan etmiş. Eski Genelkurmay ‘andıç’ı gibi haber” diye yazmıştı.
Faruk Mercan’ın, daha sonraki iki twit’i ise şöyle:
“Hasan Cemal’in de Cengiz Çandar’ın da Kürt meselesi üzerine yazdıkları bütün çalışmaları okudum. Bu çalışmaları okumayanlar eksik kalır...”
Ve, “Fotoğrafları gazetenin birinci sayfasına konulup adeta PKK’lı ilan edilen Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ı korumak hükümet ve devletin görevi.”
Bu noktadaki esas sorun şu: ‘Kaynak’ Şemdin Sakık, ‘aracı kanal’ Akit ise bu durumda bu yeni ‘kişilik katli’ ve ‘itibarsızlaştırma’ çabasının ardında ‘hükümet ya da devletin olduğu’ ihtimali. Unutmayalım ki, İçişleri Bakanı’nın İdris Naim Şahin olduğu bir hükümet söz konusu. 28 Şubat’ta ‘Şemdin Sakık’ın itirafları’na dayandırılan ‘andıç’ devlet işiydi. ‘Şemdin Sakık’ın bombaları’na dayandırılan utanmaz, arlanmaz bu son ‘tertip’ de 28 Şubat’ınkinden farklı bir odak tarafından düzenlenmiş dahi olsa, yine devlet işi olabilir.
Bize yönelik bu alçaklık ve hainlik karşısında içimden ‘Yazıklar olsun size!’ demekten başka bir şey