Değerli basın mensupları,
Karşılıksız nöbet görevine hayır demek; ek ders
esaslarındaki adaletsizliğin giderilmesini haykırmak; uzun süredir iyileştirme
yapılmayan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını, sınav
görev ücretlerinin artırılmasını, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz
olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin fazla
çalışmalarının ücretlendirilmesine yönelik talebimizi bir defa daha
dillendirmek için toplanmış bulunuyoruz.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 439 sayılı
Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun gibi, öğretmenlerin görev ve
sorumluluklarını tanımlayan temel kanunlarda hiçbir şekilde yer almayan
öğretmenin nöbet yükümlülüğü sadece üç yönetmelikte (Ortaöğretim Kurumları
Yönetmeliği, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Mesleki
ve Teknik Eğitim Yönetmeliği) yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanuni
dayanağı olmayan bir çalışma koşulu yönetmelikle öğretmenlerimize
dayatılmaktadır.
Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve kanunların
altında yer alan yönetmeliklerin kanuni düzenlemeleri genişletmek ve
değiştirmek gibi bir işlevleri bulunmamasına rağmen normlar hiyerarşisi içinde
daha üst nitelikte norm olan Anayasa ve yasaya uygunluğu zorunlu bulunan
yönetmeliğin, kanunda bulunmayan öğretmene nöbet görevini, yasal düzenlemeleri
genişleterek uygulanır hale getiremeyeceği açıktır. Kısacası öğretmenlerimiz,
hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı
kılınmışlardır.
Diğer taraftan, bu görev için hiçbir ilave ücret
ödenmemekte, yani karşılığı ödenmemiş bir emek öğretmenlerimizden
beklenmektedir.
Öğretmenlik mesleğinin asli bir unsuru olmayan
ancak buna rağmen sorumluluğu son derece geniş olan bu görevin idari nitelikli
bir görev olduğu, bu itibarla mesleğin ifasını doğrudan ilgilendirmeyen bu
türden tedbirlerin öğretmenlerin üzerine yıkılmaması gerektiği açıktır. Bu
nedenle, temizlik ve güvenlik gibi, okul ortamının ve öğrencilerin güvenliğinin
ve esenliğinin sağlanması noktasında eğitim-öğretime yardımcı bir unsur
niteliğinde olan bu görevin öğretmen haricindeki görevlilerce yürütülmesi kamu
hizmetinin doğası gereğidir.
Anayasa’nın “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı
55. maddesinde, “Ücret, emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları
işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan
yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü, “Zorla çalıştırma yasağı”
başlıklı 18. maddesinde ise “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır”
hükmü yer almaktadır. Hal böyleyken, yönetmelik zoruyla ceza tehdidi altından
zorla nöbet görevi verilmesinin ve karşılık olarak hiçbir ücret ödenmemesinin
angarya niteliğinde olduğuna kuşku yoktur.
Kamu kurumlarında yapılan her nöbet görevinin bir
karşılığı bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarında
nöbet görevinin bir karşılığının olmamasının izah edilecek bir tarafı yoktur.
Toplu sözleşme masasının yanı sıra Kasım 2013, Mart 2014 ve Kasım 2014 Kamu
Personeli Danışma Kurulu toplantılarına da taşıdığımız ‘Eğitim kurumlarında
görevli yönetici ve öğretmenlerce fiilen yerine getirilen nöbet görevi
karşılığında, nöbet tutulan her gün için ek ders ücreti ödenmesi’ yönündeki
talebimizin geçen süre zarfında karşılanması noktasında somut bir adım
atılmaması üzerine haklı davamızda kamuoyu bilinci oluşturmak ve acil çözüm
bekleyen sorunu konunun muhataplarının dikkatine sunmak amacıyla böyle bir
kampanya başlattık. Angaryaya hayır diyor, nöbet görevi için ücret istiyoruz.
Ek Ders Esaslarındaki Eşitsizlik Giderilmeli, Ders
Ücretleri İki Katına Çıkarılmalıdır
Karşılıksız nöbet görevinin yanında bir başka
sorun ise ek ders esaslarındaki adaletsizlik ve uzun süredir öğretmenlerin ek
ders ücretlerinde iyileştirme yapılmamasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, iki yıl
önce sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı
değişikliği bir türlü yapamadı. Ek ders esaslarında ücret dengesizliğine ve
mağduriyete neden olan hükümler, uzun bir zaman geçmesine rağmen hâlâ
değiştirilmemiştir. 2006 yılında köklü bir değişikliğe uğrayan ek ders
esasları, dokuz yıla yakın bir süredir uygulanmakta ve değiştiği günden beri
bazı adaletsizlikler devam etmektedir. Sendika olarak hazırlayıp bakanlığa
sunduğumuz taslak dikkate alınarak, gereken mevzuat değişiklikleri bir an önce
yapılmalıdır. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki
adaletsizlik, okul türlerine göre yöneticilere verilen ve izahı mümkün olmayan
ek ders ücreti farklılıkları sorunu bir an evvel çözüme kavuşturulmalıdır. Hâlâ
10 TL’nin altında olan ek ders birim ücreti, iki katına çıkarılmalı,
öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden
geçirilerek, ihtiyaçlar doğrultusunda artırılmalıdır.
Memur ve Hizmetlilerin Fazla Çalışmaları
Ücretlendirilmelidir
Sınav görev ücretlerinin artırılması, halk eğitim
merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan
memur ve hizmetlilerin bu fazla çalışmalarının ücretlendirilmesi konusunda da
ivedilikle düzenleme yapılmalıdır.
Bu amaçla, Kamu Personeli Danışma Kurulu Nisan
Toplantısı gündemine taşımak üzere, imza kampanyamızı başlatmış bulunuyoruz.
Tarık YILMAZ
Kızıltepe Eğitim-Bir-Sen
İlçe Temsilcisi