Ali Sarı’nın ağabeyi Muhsin Sarı ise yaptığı açıklamada, kardeşinin İslami görüşleri benimsemiş bir Kürt genci olduğunu, saldırganların sırf Kürt olduğu için onun İslami görüşlerini bile önemsemediklerini söyledi. Kendisinin de İslami görüşleri benimsediğini, ancak geldikleri noktada Kürt olmalarından kaynaklanan baskı ve şiddet ortamına çekildiklerini, bu gidişattan rahatsız olduklarını dile getirdi.
Çok sayıda polis ve su panzerlerinin hazır bekletildiği hastane önündeki basın açılması, basın bildirisinin okunmasının ardından olaysız sona erdi.
Saldırıya uğrayan Ali Sarı’nın ise bugün ikinci kez ameliyata alındı ve bir hafta kadar hastanede kalacağı öğrenildi.
Basın açıklamasının tam metni şöyle:
Anti –Kapitalist Müslümanlardan Ali Sarı gönüldaşımız dün Marmara üniversitesinde ülkücüler tarafından bıçaklı saldırıya uğrayarak darp edilmiştir.
Gülsüm Teymuroğlu isimli Kürt arkadaşımızın kolu kırılmış ve yüzüne darp almıştır. 3 yerinden bıçaklanan Ali arkadaşımız sedyeyle ambulansa alınırken bile öfkesini alamayan faşistler tarafından linç edilmeye çalışılmış, buna rağmen olay muhalinde bulunan polislerce olaya müdahale edilmemiş, yalnız izlemekle yetinilmiştir.
Bıçaklı saldırgan grup elini kolunu sallayarak fakülteden çıkarken hiçbir gözaltı olmaması olayın ayrı bir vahametidir.
Ali Sarı Kürt kimliğini Müslümanlığının evrensel değerleriyle savunan bir gönüldaşımızdır.
‘’Dilleriniz ve renkleriniz Allah’ın ayetleridir’’ düsturunu hayatının merkezine alarak Mücadele eden Ali kardeşimiz bu uğurda verdiği onurlu duruşundan ötürü hain eller tarafından ırkçı bir saldırıya maruz kalmıştır.
56 gündür kürt halkının ana dilde savunma hakkı, eğitim hakkı ve barışın sağlanması adına Öcalan üzerindeki tecritin kalkması gibi en insani taleplerle ve kürt halkının özgürlüğünü savunan tutsaklarla dayanışmak adına sokaklara çıkanlara, yaşlı, kadın demeden cop, biber gazı ve tazyikli su ile müdahale eden zihniyet dün okulda ülkücüler bıçakla terör estiriken susan; mağduru değil zalimi himaye eden zihniyettir.
Kürt halkına karşı 80’ler de olduğu gibi baskının ve yıldırmanın devlet tarafından sistemleştirildiğine her geçen gün büyük bir endişe ile tanık olmaktayız. Kınayıcıların kınamalarından çekinmeden yoluna devam eden Anti-Kapitalist Müslümanlar, zulüm nereden gelirse gelsin ezilen halklarla eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün tesisi için dayanışma içinde olacaktır.
Cumhuriyet tarihi boyunca iktidarlar değişse bile zihniyet değişmemektedir. Ötekileştirme, yok sayma gibi politikalarla halkların öz kültürlerini hiçe sayan devlet politikalarının değiştirilmesi anti-Kapitalist Müslümanların en önemli mücadele alanlarından bir tanesidir. Bu bağlamda bu ırkçı saldırıyı YÖK ile birlikte başlayan resmi ideolojiler eliyle tek tipleştirilen üniversitelerin sonucu olarak görüyoruz.
Bizler suçluların en kısa sürede tespit edilip gerekli işlemlerin derhal yapılmasını istiyor ve bu ırkçı faşizan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Sokaklarda, fabrikalarda, İbadethanelerde, üniversitelerde…
Allah, Ekmek, Özgürlük….
Haber kaynağı: [AdilMedya]