08.12.2013
06.12.2013 tarihinde Hakkari
İli Yüksekova İlçesi Merkezinde 150-200 kişilik bir gösterici grubun PKK
Gerillalarına ait ilçe merkezinde bulunan bir mezarlığın tahrip edildiğine dair
iddialar nedeniyle yaptığı basın açıklaması ve protesto gösterisinde iki sivil
vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu olaylarla ilgili olarak MAZLUMDER
Hakkâri Şubesi başkanı Cengiz ŞEN ve yardımcısı Yaşar KAPLAN tarafından
hazırlanan GÖZLEM VE DEĞERLENDİRME ÖN RAPORU aşağıda kamuoyunun bilgilerine
sunulur.
OLAY
06.12.2013 tarihinde Hakkâri
İli Yüksekova İlçe merkezinde öğlen saatlerinde Orman Mahallesinde bulunan
PKK’lilere ait mezarların tahrip edilmesi iddiaları üzerine MEYADER öncülüğünde
bir basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasının ardından olay protestoya
dönüşmüştür. 150- 200 kişilik protestocu grup ile polisler arasında gerginlik
çıkmıştır. Akşam saatlerine doğru (15:30- 17:00) grup ile polisler arasındaki
taşlı, molotoflu, biber gazlı ve plastik mermilerle devam eden gerginlik akşam
namazı esnasında duyulan silah sesleri ile farklı bir boyut kazanmıştır. Bu
ateş sonucunda amca yeğen olan Veysel (32) ve Mehmet Reşit İŞBİLİR (34) isimli
sivil vatandaşlar polisler tarafından kullanılan ateşli silahla vurulmuşlardır.
Aldıkları yaralar sonucu iki vatandaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir.
AMAÇ VE HEYET GİRİŞİMLERİ
Yüksekova’da iki sivil
vatandaşımızın hayatını kaybettiği olaylarla ilgili olarak detaylı bilgi
edinmek ve kamuoyunu bilgilendirmek; araştırma ve incelemeler ile varsa hak
ihlallerini tespit etmek üzere ve aynı zamanda faillerin bulunması ve haklarında
gerekli soruşturmanın başlatılmasını talep etmek amacıyla bir insan hakları
heyeti oluşturulmuştur.
Olayın meydana gelmesinden
sonra medyada farklı bilgilerin olması nedeni ile hak ihlali olup olmadığı var
ise olayın meydana geldiğini medyadan öğrenir öğrenmez Hakkari Şube Başkanı
Cengiz ŞEN ve Başkan Yardımcısı Yaşar KAPLAN’dan oluşan heyet 07.12.2013 günü
saat 09:30‘da olay mahalline ulaşmıştır. Şube Yöneticilerimiz tarafından
gerekli araştırmalar yapılmıştır.
OLAYA İLİŞKİN İDDİALAR
İki sivil vatandaşımızın ateşli
silah sonucu hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak meydana gelen olayın gelişme
seyrine ilişkin farklı iddialar mevcuttur.
Hakkari Valiliğinin 06.12.2013
tarihinde yaptığı basın açıklamasında şunlar iddia edildi:
İlimiz Yüksekova İlçesinde Oslo
Kavşağı'nda saat 14:30 sıralarında sözde BTÖ şehitliklerine verilen zararları
kınamak amacıyla gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından 150-160 kişilik
grubun içindeki maskeli 25-30 kişi; molotof kokteyli, el yapımı patlayıcı (EYP)
ve havai fişek ile güvenlik kuvvetlerine karşı saldırıya geçmiştir. Bunun
üzerine, Polis Çevik Kuvvet unsurları saldıran eylemci guruba gaz ve suyla
müdahale etmeye başlamıştır. Olayların başlamasından bir saat sonra da
eylemciler, bu defa 8-9 uzun namlulu silahla değişik mevkilerden TOMA
araçlarına ateş etmeye başlamışlardır. Ateş sonrası isabet alan zırhlı
araçlarda önemli hasar oluşunca, Polis Özel Harekat timleri devreye sokulmak
zorunda kalınmış ve şehir merkezinde silahlı çatışma meydana gelmiştir. Hakkâri
İlimizde kamu kuruluşlarınca düzenleme yapılan veya tahrip edilen herhangi bir
mezarlık bulunmamaktadır. Güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren ve hastaneye
yaralı olarak kaldırılan, Veysel İ.(34) ve Mehmet R. İ.(32) isimli şahıslar
hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili adli makamlarca soruşturma
başlatılmıştır.
Basına Yansıyan iddialar:
06.12.2013 tarihinde öğle
saatlerinde Yüksekova'nın Orman Mahallesi'nde 8 PKK'liye ait mezarlığın kimliği
belirsiz kişilerce tahrip edilmesi, bayrakların direkten indirilerek yakılmasını
protesto etmek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Grup ardından Orman ve Kışla
mahallelerinden geçerek, Oslo Oteli önüne geldi. Burada MEYADER Yüksekova
yöneticilerinden İdris Kırkağaç açıklamada bulunarak, mezarlıkların tahrip
edilmesine tepki gösterdi. Basın açıklamasının bitmesinin ardından polis gruba
uyarıda bulunmadan müdahale etti. Polisin gaz bombası, tazyikli su ve plastik
mermilerle müdahale ettiği grup, polise taş, molotofkokteyli ve havai
fişeklerle karşılık verdi. Çatışmalar Kışla ve Güngör mahalleleri ile Şemdinli
yol güzergâhında devam etti. Protestonun ardından ilçe merkezinde polisin gruba
müdahalesi ile başlayan çatışmalarda Şemdinli yol güzergâhında özel harekât
timleri tarafından ateş açılmış ve amca Mehmet Reşit İŞBİLİR ve yeğen Veysel
İŞBİLİR yaşamını yitirmiştir.
Ulusal medya, Mehmet Reşit ve
Veysel'i "Çatışmaya giren PKK'liler" olarak göstermeye çalışsa da bu
ikisinin Yüksekova'da tanınan iki esnaf oldukları ortaya çıktı. Mehmet Reşit
İŞBİLİR'in Yüksekova Sanayi Sitesi'ndeki demir doğrama atölyesindeki vergi
levhası ve Esnaf ve Sanatkârlar Odası'na bağlı olduğunu gösteren belgeler
bulunmaktadır. Mehmet Reşit İŞBİLİR'in iş arkadaşı Mehmet AKSIN, "Reşit
Yüksekova'da işyerleri olan, tanınan bilinen biri. Özellikle Reşit, asker ve
polis tarafından tanınan bir esnaftır. Çünkü Reşit Esendere-İran arasında
bulunan Perihan Karakolu'na demir doğrama götürmüştü. Yüsekova Emniyet
Müdürlüğü'nün dış kapısını yapan bir esnaftır" dedi. Veysel İŞBİLİR'in ise
oto tamircisi olduğunu söyleyen Aksın, Veysel İŞBİLİR'in müşterisi olduğunu
belirtti.
Öte yandan morgda çekilen
fotoğraflar, Reşit ve Veysel İŞBİLİR'in infaz edildiği konusunda kuşkuya yer
bırakmıyor. PKK'liler polise ateş açtı, çatışma çıktı açıklamasının aksine
Reşit ve Veysel'in vücudunda çatışma izi yok. Cenazelerindeki kurşun izleri
özel harekât polisleri tarafından hedef gösterilerek vurulduğunu gösteriyor.
Fotoğraflarda Reşit İŞBİLİR'in göğsünde kalp hizasında ve sol elinde kurşun
izleri bulunurken, Veysel İŞBİLİR'in omuzunun sağ arka tarafından giren mermi,
boynuna saplandı.
Yakınlarının ölüm haberini alıp
hastaneye akın eden İŞBİLİR ailesi ve yakınları ile polisler arasında yaşanan
gerginlik polislerin hastane binasından çıkarılması ile son buldu. Yüksekova
Belediye Başkanı Ercan Bora ve BDP Yüksekova İlçe Başkanı Nail Durmaz ile
Hakkâri Barosu avukatlarının da müdahale ettiği gerginlik sırasında camlar
kırıldı. Acil polikliniğinin önünde yaşanan gerginlikte polis içerde
hastalar olmasına rağmen gaz bombası kullandı. Bir polisin yaralandığı arbede
sonrası acil bölümündeki güvenlik kameraları kırıldı, yine acil bölümünde
bulunan polis odası ateşe verildi. BDP Hakkâri İl Başkanı Rahmi Kurt Yüksekova
Haber muhabirine yaptığı açıklamada, "MEYADER öncülüğünde mezarlıklara
yapılan ziyaret sırasında çarşı merkezine gelen kitleye polisler tarafından
saldırı düzenlendi. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre hedef gözetilerek de
iki arkadaşımız şehit düşmüştür. Hastaneye geldiğimizde polisler tarafından
hastalara ve kalabalık kitleye gaz bombası ve plastik mermi ile tekrar müdahale
ettiler. Bizleri tartaklayarak gözümüzün önünde cenazeleri yerden sürükleyerek
araçlara bindirdiler. Savcılığa bildirmemize rağmen binlerce kişi hastanede
olduğu halde polis orantısız güç kullanılarak vatandaşlara gaz bombası ve
plastik mermi ile müdahale ettiler" dedi.
Öte yandan Yüksekova Devlet
Hastanesi'ne kaldırılan cenazeleri sahiplenen kitleye üç defa gaz bombaları ile
müdahale eden polisler, hastanenin camlarını kırarak, uzun namlulu silahlarla
havaya onlarca defa ateş etti. Cenazeleri acil servisten zorla alan polisler,
cenazeleri farklı bir bölüme götürdü. Ardından kitlenin ısrarı üzerine
cenazeler ailelere teslim edilerek, morga götürüldü. Ardından cenazeler,
Yüksekova Belediye Başkanı Ercan Bora, BDP yöneticiler, yaşamını yitirenlerin
ailesi ve arkadaşları tarafından iki ambulans eşliğinde otopsi yapılmak üzere
Van Bölge Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Cenazelerin götürülmesinin ardından
polisler hastanenin içine biber gazı atarak, kimsenin dışarı çıkmasına izin
vermedi. Dışarıda biriken yurttaşlara da gaz bombaları atan polisler, havaya
defalarca ateş açtı.
HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER
Olaylar PKK’lilere ait
mezarların tahrip edildiği iddiası ile başlamıştır.
6 Aralık2013 Cuma günü öğle
namazından sonra saat 12.30'da Orman Mahallesi'nde toplanan kitle bir yürüyüşle
çarşı merkezinde bulunan Oslo Oteli önünde saat basın açıklaması yapmıştır.
Açıklamanın ardından basın
açıklamasına katılan göstericiler ile polisler arasında çatıma çıkmıştır.
Akşam saatlerine doğru Şemdinli
Yolu Üzeri ve Eski Kışla Camii yakınlarında çatışma şiddetlenmiş ve akşam
ezanından hemen sonra silah sesleri duyulmuştur.
Silah seslerinden sonra
birbirine yaklaşık 200 metre aralıklarla AMCA Mehmet Reşit İŞBİLİR 34) ve yeğen
Veysel İŞBİLİR (32) ateşli silah sonucu öldürülmüşlerdir.
Yaptığımız incelemeler
esnasında öldürülme olayı ile ilgili olarak bilgisine başvuracağımız herhangi
bir görgü tanığına ulaşılamamıştır.
Yaptığımız inceleme esnasında
Yüksekova’daki gergin ortam ve olayların yoğunluğundan dolayı resmi
yetkililerle görüşülememiştir.
Hastanede polisin gaz bombası
kullandığı ve hem yatan hastalara hem de ölülerin yakınlarına gazdan
etkilenmiştir.
KANAAT ve ÖNERİLER
Olayın çıkış sebebi olarak
gösterilen PKK militanlarına ait mezarların tahrip edildiği iddiasının doğru
olup olmadığı hakkında resmi yetkililer doyurucu bilgiler vermelidir. Kim
olursa olsun mezarlara zarar vermek insanlık onuruna yapılmış bir saldırıdır.
Toplumsal olaylarda ağır
silahların hedef gözetecek şekilde kullanılması kabul edilemez bir durumdur.
Şayet iddia edildiği gibi göstericiler arasında ateşli silah kullanılmışsa
resmi makamlar bunu kanıtlamak zorundadır.
Olay ile ilgili olarak ulusal
medyaya dağıtılan görüntülerden net bir şey anlaşılamamaktadır. Görüntülerin
olay gününe ait olup olmadığı uzman bir heyet tarafından incelenmelidir.
Eğer görüntüler gerçek ise eli
silahlı olarak gösterilen kişilerin öldürülen şahıslar olduklarını kanıtlayan
deliller kamuoyuna sunulmalıdır.
Polis araçlarında ve çevrede
kamera olmasına rağmen şahısların vurulma anına ait hiçbir görüntü resmi
makamlar tarafından kamuoyuna sunulmamıştır.
Öldürülen şahısların polis ile
çatışmaya girdiklerine dair resmi makamlar tarafından hiçbir bilgi ve belge
kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu durum infaz olduğuna dair kuvvetli şüpheler
ortaya çıkarmaktadır.
Hastanede cenazelerin polisler
tarafından sürüklendiği iddiası ve gaz bombası kullanılması apaçık bir insan
hakları ihlalidir. Bu konu ile ilgili sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.
Polisin silah kullanma
yetkisini düzenleyen kanun olan Polis Vazife ve Selahiyetleri kanunu,
içeriğinde yapılan değişiklikle polisin yetkilerini arttırarak, keyfi silah
kullanımına imkân tanımış, silah kullanma yetkisine sahip memurların aşırı
yetkilendirilmesi sonucu bu gibi can kayıpları ile karşılaşmaktayız.
Kürt Sorunu’nun çözümüne
yönelik yürütülmekte olan Barış Süreci çerçevesinde taraflar arasında uzun bir
süredir bir ateşkes süreci yaşanmaktadır. Bu olay neticesinde ortaya çıkan
tablo barış sürecinin sekteye uğraması için çok büyük bir provokasyon ile karşı
karşıya olduğumuzu göstermektedir.
Devletin resmi yetkilileri ve
PKK yöneticileri bu olayın bütün yönleri ile aydınlatılması için gerekli
çalışmaları başlatmalıdırlar. Taraflar barış sürecinin devam etmesini
istiyorlarsa olayla ilgili birbirlerini suçlamaktan vazgeçmeli ve olayın bütün
boyutları ile ortaya çıkarılması için çaba sarf etmelidirler.
Ortadoğu’nun bu puslu havasında
böyle bir provokasyonu tezgâhlayacak güçlerin varlığı yadsınamayacak kadar
büyük bir gerçektir. Bu olay aydınlatılamaz ise bu türden olayların artarak
devam edeceği tehlikesini göz önünde bulundurmak gerekir.
MAZLUMDER
HAKKÂRİ ŞUBESİ