DEMOKRATİKLEŞME
PAKETİNE; YETMEZ AMA EVET!
İŞTE YETMEYEN
EKSİKLER:
Özgür Eğitim-Sen. Mardin Temsilciliği
olarak hükümetin son “Demokratikleşme Paketini” Türkiye Cumhuriyeti siyasal
sisteminin gelişmesine çok büyük bir katkısı olduğunu düşünüyoruz. Hükümetin bu
konuda dediği gibi son demokratikleşme adımı olmayacağını umut ediyoruz.
Paketin diğer konularından ziyade eğitim konusunu,
eğitimci olmamız hasebiyle değerlendirecek olursak:
1-Hükümetin eğitim konusunda klişe olarak
söylediği güzel bir söz vardır.” Eğitim ideolojik değil de pedagojik bir bakış
açısıyla yeniden yapılandırılacak” diye. Bu konuda hükümetin daha atacağı çok
büyük adımlar bulunmaktadır:
Unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi
bir “Kutsal lider” ve o kutsal liderin ilke ve inkılapları ile yönetilen tek
adam yönetimine dayanan Kemalist ideolojiyle yönetilen üçüncü sınıf bir
demokrasidir. Bununla kalınmayıp üç beş kafadar generalin kafasına estikçe on
yılda bir diktiği bir deli gömlek ile bu toplum nerdeyse yüzyıldır kalıptan
kalıba sokulmaya çalışılmıştır. Türkiye eğitim sistemi tam anlamıyla ideolojik
bir sistemdir. Eğitim sisteminin ideolojik yapısından kurtulması için genel
olarak tüm ideoloji ve dayatmalardan kurtarılmalı ve halkın istek ve arzularına
göre yeniden yapılandırılmalıdır.
Bu çerçevede; Okullarda ki resmi törenlerle dikte edilen ulusal kimliğin
bir örneği olan “Kurtarıcı” resimler, büstler, saygı duruşları, ulusal
bayramlara ve ulusal marşlara katılım zorunluluğu dayatılmasından vazgeçilmeli.
Müslüman kimliğine ve diğer ulusal kimliklere açıkça bir saldırı olan bu uygulamanın
dayatılmasından vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki bu tür ulusal ritüel ve
törenler teknik olarak ulus devletin varlığının bir gereğidir. Ulus devletin
toplumumuzu nasıl ayrıştırıp çatıştırdığı Türkiye Cumhuriyeti tarihi acı
örnekleri ile doludur. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması adına ulusal tören
ve ritüellerden, Müslüman kimliğine saygı ve imparatorluk bakiyesi olması
hasebiyle var olan tüm halkların huzur içinde bir arada yaşaması adına
vazgeçilmelidir.
2-Vahşi, ilkel ve açık bir insan hakkı
ihlali olan başörtüsünün kadın öğretmenler için serbest olması hükümetin attığı
çok önemli bir uygulamadır. Bu uygulamadan dolayı hükümeti tebrik ediyoruz. Ancak;
kılık kıyafet kadın erkek tümüyle hem çalışanlar hem de öğrenciler için serbest
olmalıdır. İnsanlar sokakta nasıl giyiniyorlarsa okulda ve devlet dairelerinde
öylece giyinebilmelidirler. Sokağın belirleyici olduğu sosyal, kültürel
toplumsal normlar sosyolojik bir olgu olarak bir şekilde belirleyicidir zaten. Bu
konu sosyolojinin bir konusudur. Kanunlarla ve yasaklarla bu konuda düzenleme
yapmak isteyenler yanılıyorlardır. Toplumu dönüştürmek isteyenler sosyolojinin
kurallarına göre hareket etmek zorundadırlar.
3-Okullarda ki karma eğitim dayatmasından
vazgeçilmelidir. Eğitimin tüm kademelerinde ilkokuldan itibaren karma eğitim yerine,
kız ve erkek ortaokulları ve liseler alternatif olarak halkımızın hizmetine
sunulmalıdır. İsteyen karma eğitime, isteyen de sadece erkek veya kız
okullarında eğitimine devam edebilmelidir.
4-Anadilde eğitim her insana ana sütü gibi
helaldir. Halklar devletini benimsemesi adına Türkiye’de var olan tüm halklar
devlet okullarında da anadilleriyle eğitim alabilmeleri sağlanmalıdır. Anadilde
eğitim adına atılan son demokratikleşme paketinde ki özel okullarda anadilde
eğitim yapılabileceği uygulaması ilk adım olarak önemli bir adım ve takdire
şayandır. Ancak hükümet, bu özel okulları pozitif ayrımcılık adına şimdilik
finanse ederek güzel bir jest yapabilmelidir. Anadilde öğretmen ihtiyacını
karşılamak ve diğer teknik konuların tecrübe edileceği bu süreç anadilde
eğitimin devlet eliyle yapılacağı daha ileri bir sürecin ilk adımı olarak
değerlendirilmeli ve hükümetin bu uygulaması tebrik edilerek hükümete hakkı
verilmelidir.
5-Tüm bu eleştirilerin üstünde eğitimde en
büyük sorun Tevhid-i Tedrisat konunu çok büyük bir sorun olarak hâlihazırda
yerinde durmaktadır. Tevhid-i Tedrisat kanunu yeniden kurgulanan ulus devlet
yapısına uygun olarak tek tip, tek formatta birey ve toplum oluşturmak, ulus
devlete biat etmiş tornanın dişleri arasında çıkmış birey ve toplum oluşturmak
adına yapılan, ulus devletin tipik toplum mühendisliği örneğinden bir an önce
vazgeçilmelidir. Eğitim tümüyle Türkiye’ de var olan toplumun her renginden
olan sivil toplum kurumlarına devredilmelidir.
6-Tipik bir Sivil Toplum okulları olarak gösterilebilen Medreseler ve
Kur’an Kursları örgün eğitimin bir kurumu olarak devlet tarafından kabul
edilmelidir. Medreselerde ki dini eğitim, fenni eğitim ile beraber yapılarak
şamil bir eğitim yuvası olarak geliştirilerek bu eğitim kurumlarının
ecdadımızın yüzyıllar önceki şaşalı dönemi yeniden canlandırılmalıdır. Sadece
erkeklerin faydalanabildiği bu eğitim kurumlarının kızların eğitim göreceği kız
medreseleri de mutlaka yapılmalıdır.
7-Aleviler ve azınlık okulları, bu kesimlerin dini ve kültürel beklentilerine
göre yeniden yapılandırılmalı ve devlet okullarında zorunlu olan Din Kültürü ve
Ahlak Bilgisi dersi alma zorunluluğu dayatmasından bir an önce vazgeçilmelidir.
8-Tüm devlet okulları, öğrencilerinin ibadetlerini rahatça yerine
getirmek adına eğitimin tüm kademelerinde ki okullarda mescid ve diğer din
müntesiplerinin ihtiyaçlarını karşılamak için ibadet yerleri açılmalıdır.
Ayhan
AKIN
Özgür Eğitim Sen Mardin
Temsilciliği