Yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden Özgür-Der başta olmak üzere bazı İslami STK’ların hedef gösterilmesine Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Murat Koç sert tepki gösterdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Özgür-Der’i Hedef Gösteren Kürt Ulusalcılarını Şiddetle Kınıyoruz!
Özgür-Der Susturulamaz
Esed-Baas diktatörlüğüne karşı iki buçuk yıldır
mücadele yürüten İslami direniş gruplarına yönelik yıpratma, karalama ve iftira
kampanyası durmaksızın devam ediyor. Mazlum Suriye halkına destek veren
Türkiye’deki İslami kuruluşlar da ilk günden bu yana Esedçi kesimler tarafından
yoğun biçimde karalanıyor. Bilhassa son günlerde, Suriye Kürdistan’ında yaşanan
çatışmaların ardından, “Rojavada katliam var” söylemi etrafında Suriye
direnişine siyasi destek sunan, muhacirlere insani yardım yapan İslami kurumlar
tehdit ve baskıya maruz kalıyor. Ulusalcı Kürtler ile ilk günden beri Esed
diktasının işlediği tüm katliamları büyük bir sevinçle savunan kesimler ittifak
ederek bir koro halinde yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden Özgür-Der
başta olmak üzere bazı İslami STK’ları hedef gösteriyor.
Diktatörlere, tiranlara karşı, birçok Ortadoğu
ülkesinde, adalet ve özgürlük için ayaklanan halkların yürüttüğü haklı
mücadeleyi destekleyen Özgür-Der, aynı şekilde Suriye halkının Esed zalimine
başkaldırmasını da desteklemiş, zalime karşı mazlumun yanında olma
sorumluluğundan ödün vermemiştir. Suriye’de mücrim Esed ve ordusunun
katliamlarına ilk andan itibaren tepki gösteren Özgür-Der, savaşın yol açtığı
sosyal tahribata da kayıtsız kalmayarak İslami sorumluluk gereği Suriye halkının
ihtiyaç duyduğu temel insani ihtiyaçların giderilmesine katkı sunmak için
insani yardım çalışması da başlatmıştır. Yaklaşık iki yıl evvel başlatılan bu
yardım çalışması kapsamında başta Suriye Kürdistan’ındaki ihtiyaç sahipleri
olmak üzere etnik ve mezhebi ayrım gözetilmeden Esed zulmünden etkilenen Suriye
halkına yardımlar ulaştırılmıştır. İki yıldır devam eden yardım
faaliyetlerinin, Rojavada’ki çatışmaların hemen ardından yapılmaya başlandığını
ve sadece kimi İslami gruplara yardım edildiğini iddia eden Kürt
Ulusalcılarının bu iddiaları tam anlamıyla bir iftiradır.
Ulusalcı Kürt çevrelerce kurgulanan ve
İslamcıların sivil Kürtleri katlettiği iddiasıyla dolaşıma sokulan “Rojavada
Katliam” söyleminin çökmeye başlaması, inandırıcılığını yitirmesi üzerine
Özgür-Der’e karşı saldırı dozu giderek artmıştır. Çünkü bu iddianın doğru
olmadığı, katliamın belgeleri diye öne sürülen görüntülerin Esed çetelerince
Banyas ve Kusayr’da gerçekleştirilen katliamlara ait olduğu çok geçmeden ortaya
çıkmıştır. “Rojavada katliam” yalanıyla Suriye’deki İslamcıları katliamcı,
zalim, Arap ırkçısı gibi sıfatlarla karalamaya çabalayan bu çevrelere karşı
Özgür-Der gerçekleri savunduğu, bu iddiayı doğru bulmadığı için açıkça düşman
ilan edilmiştir. Şurası açık ki Suriye’de Esed güçleri dışındaki grupların biri
biriyle çatışması son tahlilde diktatör Esed’e yarayacaktır. Suriye’de etnik ya
da mezhepsel temelde yürüyen her çatışma Esed’i güçlendirecek, Suriye
direnişinin kazanımlarını zayıflatacaktır. Buna rağmen PYD/YPG güçleri ile
İslamcı gruplar arasındaki çatışmaların tarafı olan Kürt milliyetçileri ısrarla
savaşın devamından yana tutum beyan ederek, Kürt halkını bu sürece dâhil
edebilmek için aksi defalarca kanıtlandığı halde “Rojavada katliam” olduğu
yalanını ısrarla işlemektedirler. Bu yalana inanmayanlara, karşı çıkanlara da
despotça davranmaktadırlar!
Suriye halkının özgürlük yürüyüşünü selamladığı
için muvazzaf Esed destekçisi oluşumlar tarafından uzun süredir hedef
gösterilen Özgür-Der, bu muhkem duruşundan dolayı şimdi de Ulusalcı Kürt
kesimlerin saldırılarına maruz kalmaktadır. Son günlerde Ulusalcı Kürt basın ve
medyasında bilinçli ve sistematik biçimde Özgür-Der şubeleri hedef
gösterilmekte, üyeleri tehdit edilmekte ve temelsiz iddialar, akıl almaz
iftiralar ile Özgür-Der’e yönelik bir itibarsızlaştırma faaliyeti
yürütülmektedir. Özellikle Sosyal medya üzerinden yoğunlaşan bu saldırılar ile
bazı şube yöneticilerimizin ve üyelerimizin isimleri ve iletişim bilgileri
servis edilmektedir. Farklı illerde bulunan kurumlarımıza ve üyelerimize
isimsiz tehdit-hakaret telefonları edilmekte ve benzer içerikte mesajlar
atılmaktadır. Bu tehdit ve karalama kampanyasına Esed destekçisi diğer gruplar
da en az Kürt Ulusalcıları kadar destek vermektedirler. Diğer yandan Gerek
PKK/PYD’ye yakınlığıyla bilinen ANF’nin manipülatif yalan haberleri ve Azadiya
Welat Gazetesi’nin 7 Ağustos tarihli sayısında manşette yer alan temelsiz,
provokatif ve tamamen hayal ürünü olan haberi gerekse de Sterk TV ve Nuçe TV
gibi PKK/PYD yanlısı kanallarda yayınlanan uydurma haberler; Kürt
Ulusalcılarının Rojava’daki çatışmaların hemen ardından kasıtlı biçimde
Özgür-Der’e yönelik operasyonel bir icraya yöneldiklerinin açık kanıtlarıdır.
İnsani yardım dağıtan kardeşlerimizin, yardım tırları önünde organizasyonu haberleştirmek
için çekilen fotoğrafları “Suriye’de savaşan Özgür-Der’liler” diye sunuluyor ve
kardeşlerimiz hedef gösteriliyor. Bu yayın politikası, Esed’e karşı savaşan
İslami gruplarla Özgür-Der arasında sözde bir organik ilişki, yapısal bir
birliktelik olduğu şeklinde mesnetsiz bir iddia üzerinden kurgulanıyor.
Özgür-Der, yeryüzünde zalimlere karşı İslami grupların yürüttüğü haklı direnişi
her şart altında desteklemiş, bu grupların mücadele metotlarını ise İslamilik
açısından değerlendirerek gördüğü hataları da eleştirmiştir. Ancak Özgür-Der’in
İslami grupların mücadele metotlarına yönelik değerlendirmeleri, analizleri;
Türk-Kürt ulusalcılarının, İslami hareketi düşman bilen ideolojik grupların ya
da zalimlere meyleden hiç bir kesimin taşıdığı endişelerden, koydukları
rezervlerden etkilenmez. Aksine kardeşlerimizin hataları olsa bile son kertede
hiçbir zalimi ya da destekçisini, Müslüman kardeşlerimize tercih etmeyiz.
Özgür-Der İslami hareketlerin kazanımlarını kendi kazanımı, zaaf ve
hatalarından kaynaklı kayıplarını ise kendi kaybı olarak gören bir ümmetçi
tasavvura sahiptir. Ne yazık ki Özgür-Der’i hedef gösteren gruplar Türkiye
İslamcılığı ve dünyadaki İslami hareketler hakkında karanlık bir cehalet
içindedirler. Kürt Ulusal basınında yer alan haberlerin muhtevası da
milliyetçilikten mülhem bu cehaletin vahametini ortaya koymaktadır.
Ağızlarında özgürlük, eşitlik, insan hakları
söylemini eksik etmeyen, bugüne dek her fırsatta düşüncelerini özgürce ifade
edemediklerinden şikayet eden, mütemadiyen özgür tartışma ortamının öneminden
bahseden Kürt Ulusalcıları; sıra kendileri dışındakilere ve özellikle
İslamcılara gelince müşteki oldukları rejimin karakterine bürünerek baskıcı,
milliyetçi-militarist ve jurnalci kesiliyorlar. Bugün Özgür-Der’in maruz kaldığı
bu saldırılar, tartışma kültürünü içselleştirmeye cesaret edemeyen ve
kışkırtıcı bir nefret duygusuyla beslenen odakların tahammülsüzlüğünden
kaynaklanıyor.
Özgür-Der taşıdığı şahitlik misyonu gereği her
zaman zulmün ve zalimlerin karşısında olmuştur. Özgür-Der, Suriye halkını on
yıllardır hiçbir etnik ayrım gözetmeden ezen Esed diktatörlüğüne karşı, Suriye
halkının özgürlük talebiyle başlattığı mücadeleyi her ne pahasına olursa olsun
desteklemeye devam edecektir. Bu bağlamda Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak
bizler, Özgür-Der ve destekçilerini dezenformasyon, iftara, yalan ve
manipülasyonlarla hedef gösteren Ulusalcı Kürt basınını şiddetle kınıyoruz.
Kürt ulusalcılarının sistemli ve provakatif kışkırtmaları nedeniyle
kurumlarımıza ve kardeşlerimize yönelecek her türlü saldırının sorumlusu olarak
bu odakları göreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.
Murat KOÇ
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı