NUSAYBİN İLÇESİNDE MEYDANA GELEN HAK İHLALLERİ

NUSAYBİN İLÇESİNDE MEYDANA GELEN HAK İHLALLERİ
MARDİN İLİ NUSAYBİN İLÇESİNDE MEYDANA GELEN HAK İHLALLERİ HAKKINDA GÖZLEM RAPORU04.12.2015 16:10


 

Heyetin Oluşumu ve Amacı

 

Mardin Valiliği tarafından Nusaybin ilçesinde 13 Kasım 2015 Cuma günü saat 21.00 itibariyle ilan edilen sokağa çıkma yasağı, 26 Kasım Perşembe günü saat 08.00 itibariyle kaldırılmıştı. 13 gün boyunca devam eden sokağa çıkma yasağına sadece 21 Kasım Perşembe günü sınırlı ve kısa süreli (8 saatlik) bir ara verilmişti. İlçenin Abdulkadir Paşa, Fırat, Yenişehir ve Dicle Mahallelerinde ise yasak 13 gün boyunca kesintisiz şekilde devam etmişti.

Sokağa çıkma yasağı devam ederken ilçeden gelen bilgiler ciddi hak ihlalleri olduğuna ve sivillerin öldürüldüğüne işaret ediyordu. Fakat ilçeye girişler yasak olduğu için müdahaleleri izlemek ve hak ihlallerini takip etmek mümkün değildi.

Yasak süresince meydana gelen ihlalleri ve hukuksuzlukları incelemek üzere MAZLUMDER olarak, Mardin’deki üyelerimiz ve çevre illerden gelen üyelerimizden bir heyet oluşturulmuştur. Heyetimiz; Urfa Şube Üyesi Ahmet Bedlek, Mardin Şube Gönüllüsü Abdurrahman Hedekoğlu, Batman Şube Üyeleri Hasan Argunağa ile Naman Bakaç ve GYK Üyesi Sinan Kızılkaya’nın katılımıyla oluşmuştur.

Yasak Süresince Yaşanan Can Kayıpları

15.11.2015

Selamet Yeşilmen (44); Fırat Mahallesi Başyurt Sokak’taki evinin önünde ateşli silah veya şarapnel parçaları ile yaralanarak öldü. Olay esnasında Selamet Yeşilmen’in yanında bulunan Fikret ve Sevcan isimli iki çocuğu da yaralandı.

16.11.2015

Abdülkadir Yılmaz (65); Duruca Mahallesindeki evinde kalp krizi geçirdi. Ambulansla hastaneye götürülmesi 3 saat geciktiği için hastaneye götürüldüğünde kurtarılamadı.

18.11.2015

Hasan Dal (45); Abdülkadir Paşa Mahallesindeki evinin bahçesinde bomba atarla vurulduğu söylenmektedir. Aynı olayda komşusu Güle Tutak da yaralandı.

19.11.2015

Musur Aslan (19); Abdülkadir Paşa Mahallesi Şirin Sokakta kafasından aldığı kurşunla öldürüldü.

Emin Öz (55); Fırat Mahallesindeki evinde intihar etti. Yatalak annesi ile yalnız kalan Emin Öz, aynı zamanda annesinin bakımını tek başına yürütüyordu. Pskiyatrik rahatsızlığı da olduğu öğrenilen Öz’ün annesini hastaneye götürmek için güvenlik görevlilerinden izin almaya çalıştığı ve izin alamayınca dayanamayıp intihar ettiği iddia edilmiştir.

Muhammed Altunkaynak; Abdülkadir Paşa Mahallesinde vurulduktan sonra hastaneye götürülemediği için komşularının evinde hayatını kaybetmiştir.

20.11.2015

Nurullah Kaplan (45); Abdülkadir Paşa Mahallesi Tekin Sokakta bulunan evinin bahçesinde karnından vurularak öldürüldü.

21.11.2015

Şerif Alpar (55); Abdülkadir Paşa Mahallesinde evinden çıkıp akrabalarına giderken sokakta vurularak öldürüldüğü söylenmektedir.

24.11.2015

Sedat Güngör (22); Yenişehir Mahallesindeki evinden dışarı çıktığında Çağçağ Caddesinden açılan polis ateşiyle vurularak öldüğü iddia edilmektedir.

 

Tespit ve Kanaatler

Yasağın sonlanması sonrasında ilçeye giden heyetimiz, yoğun çatışmaların ve mahalle halkından sivil şahıs ölümlerinin yaşandığı Abdulkadir Paşa ve Fırat Mahallelerini 28 Kasım günü ziyaret etmiş, buralarda mahalle halkıyla görüşmüştür. Bu görüşmelerde heyetimize aktarılan bilgiler ve çevre gözlemleri sonucunda tespit ve kanaatlerimiz şu şekildedir.

1 -        Yasağın başladığı ilk günden itibaren, özellikle yukarda anılan dört mahallede su ve elektrik kesintileri de başlamış ve yasak süresince buralarda su ve elektrik verilmemiştir. Ana ikmal hatlarında çatışma nedeniyle tahribatlar oluşması uzun süreli kesintiye neden olmuş olabilir, fakat mahalle sakinleri bu tahribatın kasıtlı olarak gerçekleştirildiğini düşünmektedir.

2 -        Özellikle yasağın kesintisiz sürdüğü dört mahallede, yasağa hazırlıksız yakalanan birçok ailenin bir süre sonra evlerinde yiyeceksiz kaldığı öğrenilmiştir. Yasak süresince dışarı çıkmak mümkün olmadığı için açlık riski yaşayan aileler olmuştur.

3-         Hastaların hastaneye nakilleri güvenlik güçlerinin iznine tabi kılındığı için birçok hasta, hastaneye gidememiş ve tedavileri yapılamamıştır. Güvenlik güçlerinden izin alabilseler bile, nasıl bir muameleye maruz kalacağı endişesini taşıyan birçok kişi, hastaneye gitmekten imtina etmiştir. Nitekim edinilen bilgilere göre; Abdulkadir Yılmaz kalp krizi geçirdikten 3 saat sonra gecikmeli olarak hastaneye ulaştırılabildiği ve Muhammed Altunkaynak’ın ise ateşli silahla yaralandıktan sonra hastaneye kaldırılamadığı için evinde öldüğü öğrenilmiştir. Yatalak annesinin bakımını yalnız başına sürdüren ve psikiyatrik rahatsızlığı olduğu öğrenilen Emin Öz ise, polisten izin alamadığı için uzun süreli yasağa dayanamayıp intihar etmiştir.

4 -        Hendek ve barikat olmadığı için çatışma yaşanmayan ve bu nedenle güvenlik güçleri için emniyet riski olmayan mahallelerin halkı da, güvenlik görevlilerinin öfkesi ve hakaretlerine muhatap olduğunu belirtmiştir. Güvenlik görevlilerinin herhangi bir çatışma olmayan bölgelerde de kontrolsüz şekilde gaz bombası kullandığı ve etrafa rastgele ateş açtığı birçok kişi tarafından beyan edilmiştir. Yasağın sürdüğü dönemde herhangi bir ihlalin şikâyet edilebileceği yetkili bir muhatabın olmaması ise; ilçe halkından alınan beyanlara göre, güvenlik görevlilerinin kontrolsüz güç kullanımını, hakaret ve tehditlerini süreklileştirmiştir.

5 -        İlçe dışına çıkmak istediğini telefonla polise bildiren bazı kişilerin, onay aldıktan sonra plakasını bildirdiği araçlarla hareket ederken polis tarafından durdurduktan sonra darp edildiği ve hakaret gördüğü öğrenilmiştir.

6 -        Yasağın sürdüğü dönem boyunca ağır silahlarla ve sert önlemlerle kuşatılmışlık hissi ilçe halkında yüksek düzeyde tedirginlik oluşturmuş ve güven duygularını sarsmıştır. İlçe halkının genel kanaati, sokağa çıkma yasağının toplu bir cezalandırma yöntemi olarak uzun süre yürürlükte tutulduğu yönündedir.

7 -        Mahalle ve sokak aralarında açılan hendeklerin, kurulan barikatların mahallelerde gündelik hayatı ciddi şekilde aksattığı, mahalle halkını tedirgin ettiği görülmüştür. Yine mahalle halkından alınan bilgiye göre, YDG-H tarafından sokak aralarına barikat kurulması ve hendeklerin açılması esnasında mahalle halkından itirazların geldiği öğrenilmiştir. Özellikle hendeklere ve sokaklara YDG-H tarafından tuzaklanmış patlayıcılar olduğu söylenmiş ve bu patlayıcıların infilak ettiği yerler gözlendiğinde, insanların can güvenliğini tehdit ettiği ve sivil hayatı akamete uğrattığı anlaşılmıştır.

8 -        Abdülkadir Paşa ve Fırat Mahalleleri içinde ve yapılan gözlemler esnasında, yasağın kalktığı dönemde de namlusu sokak içine çevrili şekilde zırhlı polis araçlarının bekletildiği görülmüştür. Mahalle dışına açılan bütün sokakların başında bulunan bu zırhlı araçlar, mahalle halkında sürekli bir kuşatılmışlık hissine neden olmaktadır. İncelemede bulunduğumuz iki mahallede bulunan hendek ve barikatların başında silahlı bir unsura rastlanmamakla beraber mahalle halkının beyanlarına göre, YDG-H üyeleri yasağın kalkması sonrasında barikatlardan çekilmiştir. 

9 -        İlçede sokağa çıkma yasağının başlayacağının duyurulduğu ilk andan itibaren yasağın başlangıç saatine kadar ve daha sonra 21 Kasım günü yasağa verilen sekiz saatlik arada en az 10 bin kişinin ilçeyi hızla terk ettiği öğrenilmiştir. Yasak ilanı ile beraber gelişen emniyetsizlik hissi ve tedirginlik, hem ilçeyi terk edenlerin hem de ilçede kalanların bütün gündelik hayat döngülerini bozabilecek ve bütün düzenlerini sarsacak bir mahiyettedir.  

10 -      13 günlük sokağa çıkma yasağı boyunca Nusaybin’de, 7 sivil kişinin ateşli silah ve patlayıcılarla yaralanarak öldüğü, 1 kişinin kalp krizi sonrası hastaneye götürülemediği için, 1 kişinin ise intihar ederek öldüğü öğrenilmiştir. Sokağa çıkma yasağı toplam 9 sivilin canına mal olmuştur. Bunun yanı sıra 20 civarı sivil kişinin ateşli silahlarla yaralandığı düşünülmektedir.

Son Olarak;

İncelemelerimiz sonrasında 29 Kasım Pazar günü saat 21.00 itibariyle yukarıda anılan dört mahallede geçerli olmak üzere yeniden sokağa çıkma yasağı yeniden ilan edilmiştir. Yasağın kaldırıldığı 3 günlük dönemde de inceleme yaparken görülmüştür ki, bütün sokak başlarında güvenlik güçleri zırhlı araçlarla nöbet tutmakta ve bu araçların namluları sokak içlerine yöneltilmiş olarak bekletilmekteydi. Barikat ve hendeklerin başında nöbet tutan YDG-H mensuplarının görülmediği bu dönemde evlerini boşaltmamış olan mahalle halkı, yasağın yeniden gelmesinden tedirgin şekilde beklemekteydiler. Nihayetinde 29 Kasım günü yeniden ilan edilen yasak nedeniyle mahalle sakinlerinin açlık ve susuzluk riskiyle karşılaşması tehlikesi bulunmaktadır.

Birçok il ve ilçede uygulaması rutin ve sistematik hale getirilmiş olan sokağa çıkma yasaklarının söz konusu belde halkının özgürlük ve alanlarını ortadan kaldırdığı gibi en temel haklarını da kullanılamaz hale getiren kolektif cezalandırmaya dönüştüğü de ortadadır. Bu yasak nedeniyle, temel yaşamsal gereksinimlerin tedariki engellenmekte ve ihlallere maruz kalan yurttaşlar tamamen savunmasız kalmaktadır. İhlalleri gerçekleştiren kamu görevlilerine yönelik herhangi bir tahkikat yapılmaması cezasızlığın gitgide normalleşmesine ve ihlallerin yaygınlaşmasına neden olmaktadır.

Mahallelerdeki hendek ve barikatlar ile tuzaklanmış patlayıcıların ise, insanların itfaiye, ambulans gibi temel araçlara ulaşımını engellemek sıretiyle güvenlik, seyahat ve yaşam hakkını ihlal etme potansiyeli taşıdığı açıktır. Yine mahalle halkından buna razı olmayan kişilerin kendilerini güvensizlik içinde hissettiği görülmüştür. Özyönetim talebinin gerektirdiği yasal değişim için sivil ve siyasi mücadele yolu yerine de facto durum oluşturulması ve sivil can ve mal kayıplarını kaçınılmaz kılan meskûn mahallerde çatışmaya davetiye çıkarılması kabul edilemez bir durumdur.

MAZLUMDER olarak daha önce de belirttiğimiz gibi, PKK ve bağlı birimlerinin, kendi tercihleri olmadığını söyledikleri çatışmaları sivil yaşam alanlarından uzaklaştırması yönünde çağrımızı tekrarlıyoruz. Zira bu çatışmalar hem sivil yaşam kayıplarına, hem ev, hastane, okul, cami ve tarihi eserler gibi sivil yapıların çatışmalardan etkilenmesine, hem de sivillerin yaşadıkları yerlerden göç etmelerine neden olmaktadır. Bununla beraber devletin toplu cezalandırma mahiyeti taşıyan ve olağanlaştırılan sokağa çıkma yasaklarına son vermesini, sokağa çıkma yasakları sürerken meydana gelen hak ihlallerinin sorumluların açığa çıkarılması ve adil şekilde yargılanmasını talep ediyoruz. En kısa sürede karşılıklı ateşkesin ilan edilmesini ve güvenilir kişi ve kurum temsilcileri tarafından oluşturulan gözlem heyetince denetlenen ateşkes sürecinin ve barış müzakerelerinin başlatılmasını talep ediyoruz.

MAZLUMDER Çatışma İzleme ve Çözüm Grubu

 

 

Diğer Basın_Bildirileri haberleri

  • PAYLAŞ

YORUM EKLE

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.