HERKESİ
PROVAKASYONLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAYA VE SAĞDUYULU DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ!
Suriye’de Baasçı Esed rejimi, halkının demokratik
ve meşru taleplerini silahla bastırmaya çalışması ve kimyasal silahlar da dahil
her türlü vahşeti sergilemesi neticesinde devam etmekte olan iç savaşta İki yüz
bin’den fazla insan katledilmiş, bir milyon’dan fazla insan yaralanmış ve
yaklaşık üç milyon insan göç etmek zorunda kalmıştır. Ülkemize sığınan yaklaş
bir buçuk milyon Suriyeli muhacirden yaklaşık yüz bin kişi ilimizde
barınmaktadır.
Suriye’deki iç savaş ve dış müdahaleler nedeniyle
yaşanan kaos ortamını fırsat bilen bazı gurupların son günlerde özellikle
Kobani’ye saldırmaları kabul edilemez büyük bir insanlık dramına yol açmıştır.
Kobani ve
diğer yerleşim yerlerine yapılan saldırıları ve İŞİD’in hukuksuz canice
infazlarını şiddetle kınıyor ve bu vahşi görüntülerin İslam ile
bağdaştırılmasını kesinlikle reddediyoruz.
Kobani işgali ve saldırıları üzerinden tüm
Türkiye’de olduğu gibi İlimizde de üç gündür eylemler yapılmaktadır. Hukuk ve
meşruiyet içinde kalması şartıyla herkesin özgürce protesto ve etkinlik
yapabilmesi en tabii hakkıdır. Ancak hiç kimse bu hakkı başkalarının hak ve
hukukuna, malına ve yaşamına tecavüz etme bahanesi yapmamalıdır.
Bu
eylemlerin amacından saparak okul, büro, işyeri, mesken, alış veriş merkezi,
öğrenci yurdu, kamu tesisleri ve çevreyi yakma, yıkma ve tahrip etmeye
yönelmesini anlamak ve tasvip etmek mümkün değildir.
Topyekün eylem kararını alanlar ve eylemler için
çağrıda bulunanların, aynı zamanda masum halkın yaşama, seyahat etme ve çalışma
haklarına da saygı göstermeleri, halkın canına ve malına zarar vermekten
kaçınmaları gerekmez mi? Dolayısıyla bu konuda
sorumluluk gösteri çağrısını yapıp kontrol sağlamayanlara aittir.
Sakallı, çarşaflı kişilere veya dini görünümü
çağrıştıran sembollere karşı tahrik ve saldırganlığı İŞİD bahane edilerek kimse
meşru gösteremez ve algı operasyonuna alet edemez.
İnsanımız
kıtlık dönemleri de dâhil hiçbir dönemde hak arayışı adına talan, hırsızlık ve
yağmaya tenezzül etmemişken ortaya saçılan bu çirkin ve yüz kızartıcı
görüntüleri derin bir üzüntüyle karşılıyor ve kınıyoruz.
Ülkenin normalleşmesi ve halklarıyla barışması
için sürdürülen Barış Süreci’ni herkes büyük oranda sahiplenmiştir. Barış
sürecini daha da derinleştirerek ve güçlendirerek kalıcı hale getirmek hepimiz
için büyük bir umut ve sorumluluk oluşturmaktadır. Bu nedenle Barış sürecini
tehdit eden, zayıflatan, kesintiye uğratan ve sürdürülemez hale getiren kim
olursa olsun büyük bir vebal altında kalacak ve asla başarıya ulaşamayacaktır.
Milletimiz ‘Barış Süreci’ni ve halkın huzurunu bozmak için provokasyon içinde
olanlara karşı dikkatli olmalıdır.
Hangi maksatla ve kimler tarafından yapılırsa
yapılsın; doksanlı yılların karanlık atmosferinin yeniden hortlatılmasını
sağlayacak eylemler endişe ve üzüntü vericidir.
Tüm taraflar
sağduyulu ve itidalli davranmalı, çatışma ve ayrıştırma dilinden de
eylemlerinden de kaçınmalıdır. Barış Süreci, sadece devlet ile bazı örgütler
arasında değil, halkların tüm renkleri ve yapıları arasında çatışmasızlık,
diyalog ve tahammülü sağladığı oranda kalıcı olabilir.
Mardin Sivil Toplum Kuruluşları olarak insanların
can ve mal güvenliğine kast eden içerideki ve dışarıdaki tüm hak ihlallerini
kınıyor; ‘Barış Süreci’nin zarar görmemesi için tüm tarafları sükûnete ve
sağduyulu olmaya davet ediyoruz.
MARDİN STK PLATFORMU
Editör Notu: Kırmızı ve üstü çizilen
cümle bize gönderilen basın metninde olmadığı ancak platformun resmi yayın
organı konumunda olan Mardinlife’te ki açıklamada geçtiği için farklı renk ve üstünü
çizerek farklılığı belirtmek istedik. Her siteye farklı basın açıklaması
göndermenin doğru olmadığını belirtmek isteriz.(mamoste)