Kuzey
Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı Sonuç Bildirgesi
15-16 Haziran 2013 tarihinde değişik siyasi,
etnik, inanç gruplarının temsilcileri olarak Amed’te gerçekleştirdiğimiz
konferansımız, tarihi önemde kararlar alarak başarıyla sonuçlanmıştır.
Kürdistani tüm renklerin buluşmasıyla, iki günlük yoğun tartışma ve
değerlendirmeler ışığında elde ettiğimiz sonuçları, tüm Kürdistan ve dünya
halkları ile paylaşıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti, resmi kurucu ideolojisiyle tekçi
ulus-devlet anlayışının en ağır örneğini yaşatmıştır. Kuzey Kürdistan’da Kürt
Halkı ve Kürdistani tüm toplulukları baskı ve sömürüyle yok etmeye-göç etmeye
ve Türklük içinde eritmeye zorlamakla kalmayıp, Anadolu’daki farklılıklara da
yaşam hakkı tanımamıştır. Bu bağlamda, Asuri-Süryani, Ermeni, Laz, Gürcü,
Alevi, Hristiyan, Musevi, Arap, Çerkez, Türkmen, Mıhallemi, Ezidi, Romanlar,
gibi halklar ve kültürler ile İslami grup, cemaatler ve özellikle kadınlar
inanılmaz bir baskı ve yıldırma mekanizmasının mağdurları olmuştur.
Son yüzyılımız tekçi sisteme karşı Kürdistan
ülkesinde başkaldırı ve özgürlük mücadelesi ile geçmiştir. Her defasında yok
edilme politikalarına karşın, bugün bu tarihi buluşmayı gerçekleştirmemizde
büyük bir öneme sahiptir. Konferansımız, bu serhıldanlarda hayatını kaybetmiş
ve şehit olmuş herkesi minnet ve saygıyla yad eder, rahmetle anar.
Bu serhildanlar geleneğinin bir parçası olan PKK
öncülüğündeki Kürt başkaldırısı son 30 yıldır sürmektedir. Türkiye
Cumhuriyetinin bu dönemde de tüm imha, inkar ve baskı uygulamalarına rağmen
Kürt halkının direnci kırılamamıştır.
Barış ve özgürlük özlemi içinde, Kürdistani
kimliklerin katılımıyla toplanan konferansımız, Kürdistan ve tüm bölgenin özgür
geleceği için anlamlı bir adım atmış ve tarihi kararlara ulaşmıştır.
Konferansımızın aldığı kararlar şu şekildedir:
1. Sn. Abdullah Öcalan Kürt Sorununun demokratik
ve barışçıl çözümü için tarihi bir fırsat yaratmıştır. Kürt hareketi sorunun
barışçıl ve demokratik çözümü için samimi ve ciddi adımlar atmıştır.
Konferansımız hükümetin aynı ciddiyetle ve samimiyetle adımlar atması
gerektiğini ifade etmiştir.
Delegasyonumuz, bu aşamada, hükümetin hala
kullanmakta olduğu dil ve üslup, yeni karakol yapımları, koruculuğa yeni
kadroların açılması ve askeri hareketlilik gibi uygulamalardan kaygı
duymaktadır. Kamuoyunda güven yitimine ve samimiyetin sorgulanmasına yol açan
bu uygulamaların derhal sonlandırılması çağrısında bulunur.
Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini
sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin
başta aktörü Sn. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.
2. Kürdistan halkları kendi tercihleriyle
statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip
olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan
halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir
ilkedir. Konferansımız Kürdistanın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai
olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
3. Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa
yapılmasını talep eder. Kürdistan Halklarının kendi kimliği ile örgütlenme
özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal
güvence altına alınmalıdır.
4. Yoksulluk, göç, işsizlik, ekolojik tahribat
gibi devasa toplumsal sorunlar, Kürdistan’da tüm yoğunluğuyla yaşanmaktadır.
İçerisinde siyasetin-sivil toplum örgütlerinin-yerel yönetimlerin ve farklı
grupların da olduğu bir mekanizma kurularak, kamu kaynaklarının pozitif
ayrımcılık ilkesi temelinde Kürdistana aktarılmasının sağlanması gerektiğini
önemle vurgular.
Konferansımız Kürdistanın geleceğinin inşasında
gençliğe olan inancını ifade eder ve iradesini önemser.
5. Başta hasta ve çocuk tutsaklar olmak üzere
cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması için yasal
düzenlemeler yapılmalıdır.
Faili meçhullerin aydınlatılması ve toplu
mezarların ortaya çıkarılması için devlet sorumluluklarını yerine getirmelidir.
6. Konferansımız 21. yy. en temel sorunlarından
birisinin cins çelişkisi olduğu tespitinden hareketle, toplumsallığın en
dinamik parçası ve kurucu aktörü olan kadının durumu toplumdan ayrı ele
alınamayacağına dikkat çeker. Kadına yönelik her tür müdahale aynı zamanda
topluma yapılmış bir müdahaledir. Konferansımız kadına yönelik her türlü
saldırının karşısında olduğunu ilan eder. Kürt kadının Kürdistan mücadelesinde
oynadığı rol tüm dünyaya örnek olacak şekildedir. Kadının, toplumsal cinsiyet eşitliği
temelinde, özgün ve özerk yapısıyla, karşı cinsle eşit boyutta toplumsallığın
her kademesine eşit katılma kararlılığını benimser.
7. Kürdistan coğrafyasında yaşayan Ermeni,
Asuri-Süryani, Arap, Mıhallemi ve Türkmen gibi birçok halk ile Müslüman, Hristiyan,
Musevi, Ezidi ve Aleviler gibi inanç grupları hem devletin politikaları
nedeniyle hem de bu politikaların yol açtığı yanlış bilinç nedeniyle önemli
zorluklar yaşamaktadır. Öncelikle tüm bu geçmişle yüzleşerek, yeni, eşit bir
yaşam kurmak gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle kimliklerin özgürce ve
inançları doğrultusunda yaşayabilmeleri ve gereken koşulların sağlanması için
Konferansımız etkin çaba içinde olacaktır. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm
Konferansı 20.YY. boyunca tekleştirici politikalar nedeniyle kendi
topraklarından kopmuş tüm kesimleri geri dönmeye çağırır.
8. Konferansımız, Rojava parçasında kendi
özgücüyle ve kendi özgün siyasetiyle gerçekleşen halk devrimininin yanında
olduğunu belirtir. Kürt Yüksek Konseyi şahsında, birliğini ve ittifakını büyük
ölçüde sağlamasını önemli görür. Rojava’da elde edilen kazanımların her
Kürdistanlı tarafından korunması gerektiğine işaret eder. Diktatörlük rejimi ve
Suriye muhalefetinde yer alan kimi çeteci grupların Rojava’ya yönelik tüm
saldırılarını kınar. Konferansımız Rojavanın, sınır kapılarının açık tutularak
tüm Kürdistanlıların Rojavaya yardım yapması çağrısında bulunur. Uluslar arası
camiayı Suriye ile ilgili mekanizmalara Rojava Kürdistanını resmi olarak dahil
etmesini talep eder.
9. Ulusal Konferansın toplanmasının yaşamsal
önemde olduğunu ifade eden konferansımız, Kuzey Kürdistan Konferansı olarak bu
konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceği iradesini beyan eder. Irak
Cumhurbaşkanı Sn Celal Talabani, Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Sn Mesut
Barzani, KCK Başkanlık Konseyi ve tüm diğer Kürdistani güçleri, Ulusal
Konferans’ın bir an önce toplanması için girişimde bulunmaya çağırır.
10. Konferans delegasyonu, Kürdistan davasına
katkı sunmuş her siyasi şahsiyet ve yapının emeğine saygı ve minnetle yaklaşır.
11. Konferansımız uluslar arası örgütlerden ve
devletlerden PKK’nin terör listesinden çıkarılmasını talep eder.
12.
Konferans delegasyonu Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nın
iradesini temsil edecek “Birlik ve Çözüm Komitesi” oluşturma kararı vermiştir.
Bu mekanizma, yeni katılımlara açık bir şekilde konferansın aldığı tüm
kararları takip etme, uygulama ve ihtiyaç duyduğu alanlarda komisyonlar kurma
ve daha sonraki dönemlerde Konferansı yeniden toplama iradesine sahiptir. Bu
komite demokratik müzakare sürecinin etkili organı olma misyonuyla
çalışmalarını yürütür.
13. Konferansımız BM, İKÖ, AB ve dünya halklarını
Kürdistan halkının adalet, özgürlük, eşitlik için verdiği mücadelesine karşı
sorumlu davranmaya davet eder.
Konferansımız ve birliğimiz tüm Kürdistan halkına
hayırlı olmasını diliyoruz.
Selamlar ve hürmetler.