BASIN METNİ
"15 Temmuz darbe girişimi sonrasında
başlatılan ve darbecilere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmalar, OHAL
KHK’ları dayanak yapılarak kamuda gerçekleştirilen açığa almalar ve ihraçlar,
siyasi iktidarın elinde tehlikeli bir silaha dönüşmüştür.
AKP, 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek
darbeyle alakası olmayan ama kendisine muhalif olan herkesi susturmanın derdine
düşmüştür. Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmek yerine, adeta
hukuka düşman kesilenler, Meclisi devre dışı bırakarak OHAL’i kendi
hukuksuzluklarına kalkan yapmaktadır. Ülkeyi kendi siyasal-ideolojik hedefleri
doğrultusunda yeniden inşa etmek isteyenler, karşılarında duracak hiçbir
örgütlü güç istememektedir.
Okullarda, üniversitelerde özgür düşünen,
sorgulayan, eleştiren nesiller yetiştirilmesinden rahatsızlık duyanlar darbe
fırsatçılığı yapmaktadır. Eğitimde yaşanan dinselleştirme karşısında
laik-bilimsel eğitimi savunanlar, eğitimde yaşanan ticarileştirmeye karşı
herkes için eşit ve parasız eğitim için mücadele eden eğitim ve bilim
emekçilerinin iktidarın ve yandaşlarının hedefinde olması şaşırtıcı
değildir."
Hükümetin, arkasına sığındığı OHAL kalkanıyla,
yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin örgütlü mücadelesi karşısında
yapamadıklarını, darbe fırsatçılığı üzerinden yapmak istediği anlaşılmaktadır.
Başbakan’ın son günlerde yaptığı açıklamalar, ortada suç unsuru olarak
değerlendirilecek hiçbir somut delil, soruşturma ya da yargılama yokken, sadece
siyasi tasarruflar üzerinden hareket edildiğini göstermektedir.
Hükümetin kendileri gibi düşünmeyen, haksızlıklar
karşısında sesini yükseltenlere karşı ne kadar tahammülsüz olduğu bilinmekte,
en temel sendikal eylemler bile suç kapsamına alınarak yasa dışı bir şekilde
suç üretilmek istenmektedir. Çerçevesi Anayasa, yasalar ve uluslararası
sözleşmelerle çizilmiş bulunan sendikal eylem ve faaliyetlerin, sırf hükümet
politikalarına ters düştüğü için soruşturma konusu yapılması kabul edilemez.
Sendikal eylemlerin siyasi baskı ve yönlendirmelerle suç kapsamına alınmak
istenmesi, gücünü yasalardan alması gerekenlerin hukuku ayaklar altına alarak
göz göre göre suç işlemesi anlamına gelmektedir.
OHAL hukuku dayanak yapılarak yeni tasfiye
girişimleri ve hak kayıplarının hayata geçirilmesi asla kabul edilemez. Bugün
oluşturulan “puslu havayı” fırsat bilerek hareket edenler, yaptıklarının
bedelini hukuk karşısında mutlaka ödeyecek, kimsenin yaptığı yanına
kalmayacaktır. Eğitim emekçileri bugüne kadar hiçbir baskı ve tehdit karşısında
diz çökmemiş, savunduğu ilke ve değerlerden taviz vermemiştir ayrıca hukuki ve
ekonomik anlamda tüm arkadaşlarımızla dayanışma içerisinde olacağımız bilinmelidir.
Hükümet, yeni eğitim yılına sayılı günler kala telafisi mümkün olmayan
sonuçlara ve kaosa yol açacak çocuklarımıza ve eğitim emekçilerine büyük mağduriyetler
yaşatacak yasa dışı adımlar atmaktan vazgeçmeli, hukuka ve yasalara saygılı
olmalıdır.
Yaşamın her alanında kendisine mutlak itaat
isteyen ve bunun için her fırsatı kullananların eğitim ve bilim emekçilerinin
örgütlü mücadelesine yönelik her türlü yasa dışı müdahalesinin karşısında
duracağımız bilinmelidir. Bizler çocuklarımıza ve öğrencilerimize onurlu bir
gelecek bırakacağımıza söz verdik, sözümüzü mutlaka tutacağız.
Kızıltepe Eğitim Sen