Bugün Kocaeli Valiliği tarafından tarafıma tebliğ
edilen bir yazıyla memuriyetten açığa alındığım bildirilmiştir. Geçen gün
Facebook sayfamda bir paylaşım yapmıştım. 1 Eylül 2015 barış gününde İstanbul
Avcılar'da Barış annelerinin düzenlediği “anneler ağlamasın” adlı barış çağrısı
eyleminde çekilmiş, ölen PKK'lı da olsa asker de olsa ağlayanın analar olduğunu
anlatan bir fotoğrafın altına
"Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip
tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız.
Analar aynı, bayraklar farklı..!
Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden.!
Çocuklarımızın tabutu yan yana duracağına, dirisi
yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza..!" diye yazmıştım.
Bunun üzerine hakkımda bir linç kampanyası
başlatıldı. Vermek istediğim barış mesajı yerine anlamak istedikleri üzerinden
bir yaygara ürettiler. Bana suç duyurusu yapana ben suç duyurusu yaptım, çünkü
ben düşünce özgürlüğü içinde fikir açıkladım, onlar iftira ve hakaret etti.
Hakkımda Kocaeli Kamu hastaneler birliğinin başlattığı soruşturma sonrası
savunmam dahi alınmadan Valilik tarafından açığa alındığım bildirildi.
Benim paylaşımımda suç bulunduğunu söylemek
evrensel tüm hukuk metinlerini ters yüz etmektir, insan aklına ihanettir. Hak,
adalet, demokrasi ve barış istemek suç mu? "Çocuklar ölmesin, analar
ağlamasın" isteğinin neresinde suç buldunuz? Bunca demokrasi nöbetinden
çıkan sonuç bu mu? İnsanların ölmemesini, anaların ağlamamasını isteyen bir
metinden suç çıkarabiliyorsanız orada çiviler çıkmıştır.
Güç, hukuk değildir.
Hakkı, adaleti, barış talebini dillendirdiğim için
bu karar alınmıştır. Hayatımın büyük bölümünde demokrasi, adalet ve insan
hakları mücadelesi verdim. Her adalet ve barış mücadelesine destek verdim,
kimliğine bakmaksızın mazlumlarla dertlendim, zulüm içeren kararları hep
eleştirdim. Bu kararla boyun eğeceğimi sanan varsa yanılır. Bu hukuksuz karara
karşı mücadele edeceğim ve sonuç ne olursa olsun ilkelerimden vazgeçmeyeceğim.
"Hakkın söylenmesini rızkı keserek sağlayalım" diyene cevabım şudur.
Asıl ben hak bildiğimi söyleyemediğim zaman yaşayamam. Kamu idaresi adına bu
karara atılmış imza, nezdimde sadece ve sadece haksızlık, hukuksuzluktur. Dünya
fanidir, hesap günü çok ağırdır, unutmayınız.
İnsan hakları mücadelem her hal ve şartta devam
edecektir. Mallar ve canlar ile sınandığımda ve üzücü sözler işittiğimde bana
düşecek olan sadece hak üzerine sabır, sebat ve mücadeledir.
Saygılarımla
Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu